Esat KORKMAZ
BÖLÜM: I
KATLEDİLİŞİNİN 491. YILINDA
ANISI ÖNÜNDE EĞİLİYORUZ
(KOMÜNİZMİN KIYISINDA BİR DEV)
THOMAS MÜNTZER (1)
“Yaşam hiçbir zaman açık konuşmaz.
Kendini çiçeğinde gösterir, köklerinde saklar.”
(Luce Irıgaray))
XVI. yüzyılda, küçükken yapılan vaftizin hiçbir değeri bulunmadığı ve bunun için büyüklerin de yeniden vaftiz edilmeleri gerektiği inancı üzerine yapılanan Anabaptizm, zamanla Hıristiyanlığın kamulculuğuna dönüştü. Tasarımladıkları sosyalizm-ötesi insanlığın kurtuluş düşünü yaşama taşıyabilmek için, Alman toprağında büyük ayaklanmalara giriştiler. Katoliklere papazların gereksizliğini ileri sürüp, kişinin yolunu, kendi iç aydınlığının rehberliğiyle kendisinin bulması gerektiğini savundular. Sermayenin bir azınlık elinde toplanmasına karşı çıktılar ve iyi Hıristiyanların mallarını birbirleriyle paylaşmaları gereğini savundular. Bu nedenle Anabaptistler, Alman toprağının ilk komünistleri olarak algılanırlar.
Batı Rönesans sürecinde, boy vermiş Luther, Zwingli (1) ve Kalvin (2) reformu, Geç Feodalizm’in çözülme koşullarında bir bakıma bir devrimdi. Bu reform, feodalizmin hiyerarşik doğasını çözdü; haklar ve görevleri birbirine bağlayan ağı dağıttı; Kilise mülkiyetinin parçası durumuna getirilmiş olan değerli mülkleri özgür kıldı; yine Kilise’nin ekonomiyi tutsak eden tüm yasal yaptırım haklarını ve kaynağı durumundaki geleneği ortadan kaldırdı.
Ortaçağ’da köylüler, inanca dayalı hukukun onay verdiği haklara ve görevlere sahipti; ancak bu hak ve görevler sayesinde, malikânelerde kalabiliyor, derebeyine, krala ve papaya karşı kimi imtiyazlar elde edebiliyordu. Genç Luther’in vaaz ettiği yeni toplumsal ahlâk sayesinde özgürlüğüne kavuşan köylüler; çok geçmeden kendilerini, haklardan mahrum kılan görevler yerine, daha ağır emek vermekle yüklü serflik koşullarında buldular.
Geç Ortaçağ’ın sonlarında toplum, işlendirme dışına düşmüş ya da atılmış insanlara kol-kanat germeye çalışan yardımsever örgütlerin bollaştığı bir dönem oldu. Kilise’nin mallarına el konulmuştu ama yine de küçük mülkler özel ya da devlet koruması altında yeniden diriltildi.
Süreçte Ortaçağ’a özgü, bağımlılıkların yerini, bireyler, hukuki ve tüzel kişiler olarak insanlar arası anlaşmalar aldı. Ancak ne var ki nüfusun büyük çoğunluğu bu tür anlaşmalara dâhil edilemedi: Reform, üstyapısal bir ilericilik olarak kaldı.
Luther Katolik Hıristiyan’ı, bireysel iman etkinliği sayesinde kurtuluşa taşıyordu; bu nedenle onun tanrısallıkla ilişkisi, Tanrı’nın mutlaklığı üzerine yapılanıyordu ve kendi yeterliliğinden mahrumdu. Kalvinizm ise sadece vurguda bir değişiklik yaptı: Kalvin’in aşırı çileciği, kısıtlı bir insan davranışıdır ve insan çalışamaz, para kazanamaz, yatırım yapamaz. Luther’in dini özgür girişim diniyken, Kalvin’inki (3)sermaye birikimi dinidir.
Üç büyük reformcu, yani Luther, Ziwingli ve Kalvin, İncil’e, Havariler Çağı’na ve Kilise Babaları’na başvurmalarına karşın gerçekte teolojilerinin kaynağı Aziz Augustine ve Ortaçağ sıkolastikleriydi. XVII. yüzyıl başlarına değin Babalar’ın ve Ekümenik Konsiller’in birleşik kilisesinin tanıklığına dayalı bir teoloji oluşturma konusunda ciddi girişimlerde bulunan İngiltere ve Anglikan Kilisesi’ne(4) kadar herhangi bir değişikliğe rastlanmamıştır. Reformculara göre Kilise ile Devlet, aynı yatağı birlikte kullanırlar. Aynı tavır, Bohemya Utraquist kilisesiyle ilk İsviçre İhvânı(5) ile ilişkiler ve Taborcuları(6) kurtarma konularında da görülür.
Somut yaşamda laik devlet, kasaba meclisleri, mahallî lordlar, prens ve dükler bir yandan imparatorluğu kuşatırken, diğer yandan önemli dinsel sorunlarla uğraşmak zorunda kaldılar. Söz gelimi, Anabaptistlerin ve köktenci reformcuların dini algısı, her açıdan Luther’inkiyle tam bir karşıtlık içindeydi. Mühlhausen ve Frankenhausen’deki Thomas Müntzer ile Münster’deki kıyâmetçi komüncüler, seküler bir egemenlik alanı olarak binyıllık krallığın kurulmasına yönelik çaba içine girdiler.
Reform’un görünüşte savunduğu ve bir zaman sonra vazgeçtiği konuşma hürriyeti, her zaman ve her koşulda köktenci bir halk muhalefetini besler. Köktenci halk muhalefeti, dünyevi iktidarın her türlüsüne inanmadıklarından, papa-imparator ya da Luther-prensler arasındaki çatışmaya kayıtsız; politik ekonomi kapsamında, rekabeti ve faiz alımını düzenleyen yasalara ilgisiz kaldılar. Onlar, kendine yeten bir ekonomi yaratarak, yani hem üretim hem de tüketim komünizmini kurma yoluna gittiler. Birçok durumda koşullar buna izin vermedi; ama onlar her zaman, malların havarilere özgü paylaşımını, sorumlulukların eşit dağıtımını savundular. Eckhart, Tauler ve Suso’dan etkilenmiş olan cemaat, günahları İsa’nın değil, herkesin tek başına çekeceğini, İsa’nın fedasından ziyade O’nun yaşamına, Aşâî Rabbanî’den çok komünyona, İsa’nın son yemeğine yapılan ithafa dayalı birlikte gerçekleştirilen ayine inandılar. Bu nedenle, Anabaptistler(çifte vaftizciler), olgunlaşmamış çocukların ya da bilinçsiz bebeklerin vaftizine karşı çıktılar. Pratik açıdan tüm Anabaptistler, özde binyılcıdırlar ve belirsiz bir gelecekte krallığın yeryüzüne geleceğine inanırlar; tek görevleri Efendi’nin gelişini beklemektir.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.02.2016
28.11.2016
23.11.2016
16.11.2016
12.11.2016
4.01.2016
1.01.2016
12.08.2016
4.02.2016
29.07.2016