Bu halkı ancak kendi evladı kurtarır. Anadolu’nun bağrından çıkmış, inanç, kültür ve ahlakıyla yetişmiş, Halkın cefasını da sefasını da bilen, yeri geldiğinde hemhal olmayı beceren Bir halk evladı. Yani Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’ndan bahsediyorum.

Başbakan olduğundan bu yanı bu ülkeye leş kargaları musallat olmuş her fırsatta bu ülkenin birliği dirliği bozulsun diye hücum ediyorlar. Kendine müteşekkirim ki o hep bir bey efendi edasıyla yarını düşünen bir düşünce adamı edasıyla bu ülkeyi idare etmeye gayret ediyor.

Gerek canlı programlarda gerekse başka illerdeki mitinglerde, hep birleştirici barışçıl ifadeler kullanıyor, sabırla, metanetle işine bakıyor.

Daha önce birkaç sefer yakından O’nu tanıma fırsatı bulduğun için bu söylediklerinde samimi olduğuna daha da iyi inanıyorum. Onu eleştiren kimselerin O’nu anlamaları mümkün olduğuna inanmıyorum. Çünkü insana bakış açıları, hayata bakış açıları farklı. 

  Başbakanımız Diyarbakır’da da gayet ufuk verici, umut verici, insani bir konuşma yaptı, bazı satır başlarını paylaşmak istiyorum.

*Zalimce öldürülen kimi vatandaşlarımızı hem hayır dualarıyla yad etti, hem de kendilerine Fatiha diledi, Evet Fatiha, eğer Fatihayı özünü hayatımızdan çıkarmasaydık huzurumuz böyle mi olurdu? O Fatiha ki ruhu terbiye ediyor, Yüce Allah’ın varlığını kabul etmenin sırrını saklayor.

*Barışın en yakın günlerde geleceğini ve o günleri inşallah hep birlikte göreceğimizi teyitle vurguladı, barış güvercinlerini uçurtan Davutoğlu, barış huzur için çalışacağını, maalesef Kürtlerin oylarını alan HDP’nin barışa bir katkı vereceğine Kandilin gölgesine sığındığı dolayısıyla ülke barışına bir katkısı olmadığını, dile getirdi.

*Dinimizin ve dilimizin özgürlüğüne hizmetkar olacağını dile getiren Bilge Ahmet Hoca, asil bir insan edasıyla bu ülkenin hepimize yettiğini Dinimizin de, dilimizin de özgürlüğü yaşaması için çaba sarf ettiğini, edeceğini söylemesi beni bir daha ihya etti, gönül yarama merhem oldu.

*Kürtlerin PKK’ye prim vermediğine işaret eden bu Anadolu Efesi; sevgili Kürt kardeşim, biz hava alanı yapıyoruz, yol yapıyoruz, baraj yapıyoruz, hastane yapıyoruz onlar ise yakıyorlar, yıkıyorlar. Artık bu kesimin siyasi mensuplarına oy vermenin bir anlamı var mı? Kürt kardeşlerimi tebrik ediyorum ki bu defa PKK’ye prim vermedi ve bu şehir asilerine destek vermediler, dedi.

*Kürdü de, Türkü de bu ülkede huzur içinde yaşayacağını, medeni bir vatandaş olarak hep birlikte yaşamaya devam edeceklerini ısrarla beyan etti

*Vatandaşa uzanan elleri tutacağını, ona yönelen namluyu kıracağını söyledi ve “sizin gibi yiğit Kürtlere söylemek yakışık kalmaz” diyerek ama Kürt vatandaşlarımıza uzanan elleri tutacaklarını, onlara yönelen namluyu kıracağını söylemesi çok manidar ve barışçıldı. Anlayana tabi…

*Bu memleket hepimizin şimdiye kadar yapılan hatalardan vazgeçileceği, varsa sorunlarımızı diyalog ile parlamentoda hal edeceğine diyerek ayağı üzerinde duran siyasi oluşuma işaret ederek, HDP şayet meclise gelse de bu niyet ve nitelikte gelmesine ima etti.

Tabi dile getirdiği mevzuları bir yazıya sığdırmak zor, ama bu kadarı dahi beni heyecanlandırdı, verilen vaatleri zaten Türkiye ezberledi, onları bir daha kaleme almayacağım.

7 Haziran’dan sonra hem AK parti genel başkanı, hem Başbakan olarak ortaya koyduğu inceliği, nezaketi tarih zaten kaydetmiş, ama bu kabiliyetiyle ülkeyi idare fırsatını yakalarsa ülkeyi çok iyi idare edeceğine inanıyorum.

O bir Anadolu Efesi, Duyuyor halkın sesi, Millet duacıdır O’na, Yorula züğürdün çenesi,

1 Kasım hayırlı ola, Selam verin sağa sola, Tehditlere aldırma, İnşallah işler girer yola

Umarım bu seçimleri huzur içinde atlatır, millet olarak yolumuza devam eder, dostlarımız mutlu, düşmanlarımız kıskanırlar.

Ey 78 milyon vatandaşlarım gün sağduyulu düşünme günü, oy kullanırken iki kere düşünme günüdür.

Hepinize selam ve sevgilerimi sunarım, huzur ve mutluluklar dilerim.