Fehmi KORU
BBC’nin şu yaptığına bakar mısınız?
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından teslim alınan Rakka’daki IŞİD militanlarının, aileleri ve silâhlarıyla birlikte, kenti terk etmesine göz yumulduğunu, dünya, iki gün önce, BBC’nin ‘Rakka’nın kirli sırrı’ haberinden öğrendi.
ABD ve İngiltere iki gündür “Ya ne yapacaktık?” havasında…
Benzer bir durum aslında Lübnan-Suriye sınırından 308 militanın aileleriyle birlikte tahliyesi sırasında da yaşanmıştı. Ruslar, Deyrizor’da da, Amerikalıların IŞİD komutanlarını helikopterle tahliye ettikleri iddialarını şu yakınlarda tekrarlayıp durdular.
Daha önceki tahliyeler sessizlikle karşılanmışken, BBC haberi yüzünden, bu defa etraftan tepkiler yükseliyor.
SDG denilen ittifak güçlerinin belkemiğini PYD/YPG örgütü militanları teşkil ettiği için Türkiye –haklı olarak– infial halinde.
Rusya daha da sert çıkışlar yapıyor.
Türkiye’nin rahatsızlığı, Suriye’de ve Irak’ta barınamaz hale gelen militanların, oralarda edindikleri savaş deneyimini, hedef seçtikleri başka ülkelerde ve ülkemizde terör eylemlerine dönüştürme ihtimalinden kaynaklanıyor.
Ciddi bir ihtimal bu.
IŞİD (buna DEAŞ veya DAEŞ diyenler de var) Suriye ve Irak’ta faal iken de, onunla arasında irtibat kuran birileri, Avrupa’nın çeşitli kentleriyle en son ABD’de terör eylemleri sergilemişti.
İstanbul’daki REİNA saldırısı da IŞİD irtibatlıydı.
Kuşkular büyüyor
PYD/YPG’nin ağırlık taşıdığı SDG neden böyle bir tavır belirlemiş olsun?
Aynı soruyu biraz daha açayım: Acaba IŞİD militanlarını serbest bırakmak, YPG ağırlıklı SDG’nin fikri midir, yoksa onlara bu yönde bir talimat destekçilerinden (ABD ve İngiltere’den) mi gelmiştir?
Bu sorunun önemi şuradan: IŞİD’in birdenbire ortaya çıkışı, Musul’u neredeyse hiç silâh kullanmadan pek az militanıyla ele geçirmesi, bu katiller sürüsünün menşei ile ilgili kuşkular doğurmuştu.
Donald Trump, henüz başkan adayı olduğu günlerde, “IŞİD’i Obama kurdurdu, kuruluşta yardımcısı da Hillary Clinton’dur” iddiasını sıkça dillendirmişti.
O zaman, bu sözleri, IŞİD’i doğuran uğursuz zemini önce Irak ve sonra da Suriye’de izlenilen Amerikan politikalarının oluşturduğu biçiminde yorumlamıştım.
Şimdi de aynı görüşteyim.
ABD ve o hangi yönü gösterirse oraya savlet eden müttefikleri IŞİD’ten dolaylı olarak sorumludurlar.
Acaba doğrudan da sorumlulukları var mıdır?
Ne demek istediğimi biraz açayım.
IŞİD’in varlığından Irak ve Suriye’de ele geçirdikleri toprak parçaları genişlediğinde haberdar hale geldik, ancak esas dikkatimizi çekmeleri sergiledikleri vahşi infazlar yoluyla olmuştu.
Turuncu formalar giydirdikleri Batılı rehineleri, –gazeteciler ile yardım kuruluşları mensuplarını– kafa kesme gibi vahşi bir ritüelle infaz ettiler.
İnfaz öncesindeki konuşmalarından, yüzleri maskeli simsiyah giysiler içerisindeki infazcıların, İngilizceyi mükemmel konuşan kişiler olduğu anlaşılıyordu.
Kimdi o kişiler?
Bugün neredeler?
Sonradan “Öldü” haberi gelenleri oldu, ancak yüzleri maskeli tek tip giyinmiş, hal ve tavırlarından özel eğitilmiş tipler olduğu anlaşılan militanların kimliği hep kuşku doğurmuştur.
Yaptığını bir ‘dava’ uğruna yapan, o yolda öldürürken ölmeyi de göze alması beklenen kişilerin yüzlerini gizlemeleri tuhaftı; kendilerini gizlemek yerine, yaptıklarıyla iftihar ettiklerini dünya âleme göstermek için kimliklerini fâş etmeleri gerekmez miydi?
Evet, kuşkuların üzerinde odaklandığı o karanlık tipleri kurtarmak gerekmiş ise, bu ancak, sona kalmış bütün IŞİD militanlarının, şimdi olduğu gibi, burunları kanamadan bulundukları yerden tahliye edilmeleriyle sağlanabilirdi.
Galiba esas üzerinde durulması gereken, tahliye edilenlerin kimlikleridir.
Amerikalılar tahliye edilenlerin sayısının 300 kadar olduğunu ve hepsinin kimlik tespiti sonrasında araçlara bindirildiğini söylemekteler.
Fazla gerilim filmi izliyorum, belki ondandır, ama nedense o kişilerin kimliklerini merak ediyorum.
Türkiye tepki verirken iki ekz düşünmeli
Madem kuşkulardan söz ediyorum ve madem artık çoğu kalem erbabı ‘komplocu’ ithamına maruz kalmayı göze alarak bu alanda öne atılabiliyor, ben onlardan geri mi kalacağım?
Kalmam, kalamam. Bir başka kuşkumu daha sizlerle paylaşacağım:
Acaba bu defaki tahliye işlemi neden herkesin duyacağı biçimde haberlere konu oldu?
Öyle ya, bu defa da sessiz sedasız bir biçimde gerçekleşebilecekken, BBC’ye haber olacak ve Türkiye’den tepkilere yol açacak bir hale büründürülmesinin bir sebebi bulunmalı.
Cümlenin içinde cevap da yer alıyor olabilir mi; özellikle “Türkiye’den tepkiler” bölümü?
Türkiye’nin hep tepkide kalan bir ülke görüntüsünde olması beni rahatsız ediyor. Türkiye’ye karşı üretilen politikaların ana eksenini bizden tepki çekmek niyeti oluşturduğunu düşünmeden edemiyorum.
Dün burada ‘gizli-aleni diplomasi’ konusuna girdiğimde, ABD ve İngiltere’nin de içinde yer aldığı ülkelerin, birbirleriyle veya üçüncü ülkelerle el altından anlaşma yolunu tercih ettiklerini, Türkiye’nin ise hemen her konuyu aleniyete dökme eğiliminde olduğunu kayda geçirmiştim.
Bugün yazdıklarımla o yazımdaki tezi birlikte düşünmenizi isterim.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025