Fehmi KORU
Dün gece iftarda hayli eski bir geçmişte bakanlık da yapmış bir işadamıyla aynı masayı paylaştım. Onun siyasetçi benim gazeteci olarak yaşadığımız olaylardan laf açılmışken, sohbet konusu oraya gelince, yeniden milletvekili seçilmesini kıl payıyla benim engellediğimi gülerek anlattı.
Doğrudur: Süleyman Demirel‘in Doğru Yol Partisi‘nin (DYP) en önemli isimlerindendi ve DYP’den koptuğu sırada kendisini listelerinde yer almaya davet eden Necmettin Erbakan‘ın Refah Partisi‘nden (RP) aday olmaya hazırlanıyordu. Benim bütün yaptığım, gizli tutulan bu gelişmeyi bir yazıyla okurlara duyurmam oldu. RP yönetim kadrosu konuyu öğrenince aday gösterilmesine karşı çıktı.
Gülmesinin sebebi, kendisini rahat hissetmeyeceği, içine sinmemiş bir partiden Meclis’e girmenin yanlışlığını o günlerde bile görebilmesiydi. Sonradan bana “Hacı annem de istemiyordu, sağol” dediğini de hatırlıyorum.
Turgut Özal’ın siyasi macerası
Siyasette içinde yer alınan partiyle uyum temel esastır. Farklı görüşler aynı parti çatısı altında buluşabilir elbette, ancak o çatının buna elverişli olması şartıyla. Turgut Özal Anavatan Partisi’ni‘dört eğilim’ adını verdiği genişlikte bir fikir platformu olarak oluşturmuştu.
Çok başarılı ve bu günlerdeki yeni parti arayışlarına da ışık tutabilecek bir örnekti o parti…
Turgut Özal’ın kendisi ‘dört eğilim’ ile barışık bir insandı; ANAP yapısını o sayede uzun süre koruyabildi. Turgut Özal‘ın ailesi fertlerinin de yardımıyla genel başkan seçilmeyi ve başbakan olmayı başarıp partiye bütünüyle hakim olmak için muhafazakar unsurları tırpanlamaya başlayınca Mesut Yılmaz, ANAP’ın ‘dört eğilim’ iddiası da budanmış oldu.
Kuruluş felsefesiyle sonradan aldığı biçim arasına sıra dağlar giren tek örnek de değildir ANAP…
Önümüzde olağanüstü kritik İstanbul belediye başkanlığı seçimi var. AK Parti adayı Binali Yıldırım mı, yoksa CHP adayı Ekrem İmamoğlu mu ipi göğüsleyecek, bunu seçim günü öğreneceğiz. Kim kazanırsa kazansın, herhalde hepimiz onu şanslı sayacağız.
Acaba gerçekten öyle mi?
Her seferinde kazanan mı kendisini şanslı hissetmeli?
Sorumun sizlere tuhaf geldiğinin farkındayım; fakat benim de bu satırları yazarken yukarıdaki soruyu düşünmemi sağlayan bir olay belleğimde capcanlı duruyor.
Turgut Özal 1977 yılında Necmettin Erbakan‘ın lideri olduğu Milli Selamet Partisi‘nden (MSP) İzmir birinci sıradan milletvekili adayı olarak seçime katılmıştı. Kampanyasını yakından izlediğim için biliyorum, kazanmayı da çok arzu ediyordu. Seçimi birkaç bin oy az aldığı için kaybetmiş ve çok arzu ettiği halde Meclis’e girememişti.
Şanssız saymamız gerekiyor Turgut Özal‘ı, değil mi?
Oysa, seçimden üç yıl sonra Türk siyasi tarihinin uğursuz olaylarından biri daha yaşandı ve MSP kadrosu siyasetten tasfiye edildi; lider düzeyinde olanlar, Turgut Bey‘in kardeşi Korkut Özal da dahil olmak üzere, cezaevlerine dolduruldu, özel yetkili mahkemede yargılandı, 1987 yılına kadar da siyasi yasaklı kaldı.
Üç yıl önce seçilemediği için MSP’den Meclis’e girememiş olan Turgut Özal ise…
Darbe olduğunda başbakanlık müsteşarı konumundaydı Turgut Özal; 24 Ocak ekonomik kararlarının mimarı bilindiği için, askerler kendisini kurdukları hükümette ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı koltuğuna oturttular. Siyasi hayata yeniden geçildiğinde kurduğu Anavatan Partisi ile ilk seçimde iktidara gelmeyi başardı.
Milletvekili seçilemediğinde kendisi kazansın diye geceli gündüzlü çalışmış yakın kadrosu üzülür, sevenleri karalar bağlarken, kampanya günleri sırasında İstanbul’da kalmayı yeğlemiş Semra Özal‘ın, eşi seçilmedi diye kurban kestirdiği duyulmuştu.
Onun haklı olduğunu daha sonraki gelişmeler herkese gösterdi.
Bugüne ve İstanbul seçimine gelirsek…
Binali Yıldırım seçilemezse sonuçta milletvekili sıfatı halen üzerinde bulunduğu için Meclis’teki odası kendisini bekliyor. Sıradan milletvekili olmayı içine sindiremezse, en son görevi TBMM başkanlığı olduğu için, eski Meclis başkanlarının üyelik daveti aldıkları Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu‘na kapağı atabilir.
Tabii, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın iki seçim üst üste katlandığı zahmetleri göz önünde bulundurarak ona Külliye’de bir görev vermesi, kendisine yardımcı ataması da pekala mümkün.
Bana baştan beri belediye başkanlığı adaylığına pek olumlu bakmadığını düşündüren de kazanamadığı takdirde önündeki farklı seçenekler Binali Yıldırım‘ın… Hepsi de, belediye başkanlığından daha cazip duran seçenekler…
CHP adayı Ekrem İmamoğlu ise aynı zengin seçeneklere sahip bulunmuyor.
Kazandığı popülerlik sebebiyle “CHP’ye genel başkan olur” diyenler var, ama bu o kadar kolay değil. Politika başarısızlığı pek kaldırmaz. Milletvekili sıfatı olmadan parti genel başkanlığının zorluğunu geçmişte SHP’de Murat Karayalçın yaşamıştı, şimdilerde Meral Akşener aynı durumda.
Belediye başkanı seçilemeyen Ekrem İmamoğlu zora düşer, dönebileceği ilçe belediye başkanlığı bile yok onun; bu sebeple de İmamoğlu mutlaka kazanmak zorunda.
İstanbul seçmeni bu durumun farkında mı acaba? Seçilemediği takdirde kayıp hissi yaşamayacak, seçildiğinde çok fazla sevinmeyeceği görüntüsü veren bir aday ile seçilemediği zaman kenara çekilmekten başka önünde bir seçenek bulunmayan bir başka aday arasında tercihte bulunacağını biliyor mu?
Bilmeyenler de bu yazımdan sonra öğrendiler işte.
[Özal 1977’de milletvekili seçilemediği halde sonrasında kazandı, ama o çalkantılı günlerde Türkiye farklı bir yapıdaydı; bugün kazanamayan gerçekten kaybedecektir.]
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025