Fehmi KORU
Çok sayıda kanal tarafından canlı yayınlandığı için dün geceki televizyon münazarasının toplam izleyici sayısını ölçmek herhalde mümkün olamayacak; ancak yine de bir tahminde bulunabiliriz: İstanbul’un tekrarlanan belediye başkanlığı seçiminde yarışan iki farklı ittifakın adayı arasında geçen atışmalı programı ülkenin büyük bölümü izlemiş olmalı.
Gençler yalnızca başlangıç bölümünü izlemekle yetindiler, daha sonra ellerindeki telefonlarla meşgul olmayı yeğlediler; yaşı ileri olan siyaset meraklıları ise bütününü…
Az izleyen de, sonuna kadar ilgisini sürdüren de tatmin olmadı.
Kendi hesabıma ben, yayını yöneten bittiğini ilan ettiğinde, “Acaba daha fazla zevk alacağım başka bir uğraşa mı bu zamanı ayırsaydım?” diye düşünmeden edemedim.
Tatminsizliğin beklentinin yüksekliğinden kaynaklandığına hiç kuşku yok.
Daha fazla ayrıntıya girip sizleri bir kez daha sıkmak istemem. Programın sıkıcılığını, tarafların uzun süredir rafa kaldırılmış televizyon münazarası gibi aslında çok doğal bir siyasi eylemi yeniden canlandırırken hata yapmamayı önemde ilk sıraya yerleştirmelerine bağladım.
Programı yöneten de, ister istemez, kariyer hesabındaydı…
Oysa biz izleyiciler haftalardır gündemi işgal eden bir seçim kampanyası eşliğinde dikkatimize sunulmuş konuların bir daha konuşulmayacak açıklıkta ele alınıp zihnimizde yer etmiş soruların hepsinin cevaplandığı bir program beklentisi içerisindeydik.
Pek çok soru ele alınmadı, ele alınanların çoğu da havada kaldı.
Taraflar el sıkıştılar, özel bir locada programı izlediği anlaşılan eşler de sahneye çağrıldı ve programa medeni bir buluşma izlenimi verildi.
Bunu gecenin en olumlu gelişmesi sayabiliriz.
Yüz yüze gelmenin oluşturduğu ünsiyet halinin kampanyaların son haftasına da aynı medeniliği taşımasını umarım.
Ne beklerdim, ne buldum
AK Parti adayının siyaset sahnesine 25 yıl önce İstanbul belediyesinde sorumluluk üstlenerek girdiğini biliyorduk. Son 17 yılını da Ankara’da önemli görevlerde geçirdi Binali Yıldırım. Bakanlıklar, başbakanlık ve TBMM başkanlığı sonrasında mahalli bir görevden ibaret İstanbul belediyesinin yönetimine talip olmasının sebeb-i hikmetini öğrenmek isterdim.
Tabii bir de İstanbul belediye başkanlığının ülkenin bütününden sorumlu bir iktidar için neden bu denli önemli olduğunu da… Seçimi birkaç hafta sonra tekrarlatmak yerine, CHP’li birinin kenti dört yıl yönetmesine izin vermesi ve iki yönetim tarzından hangisinin daha yararlı olduğunu İstanbul halkının kararına bırakması beklenirdi siyasi iktidardan…
CHP adayından, ikinci derecede önemli konuları ele alıp irdelemeyle vakit harcayacağı yerde, son beş yılını yöneterek değerlendirdiği İstanbul’un Beylikdüzü ilçesinde yaptıklarını dinlemeyi tercih ederdim. Ekrem İmamoğlu programda bir kez daha gündeme taşınan kendisine yönelik iddiaları cevaplandıracağım derken, önce dakikaları, sonra da iki saatten fazla bir süreyi tüketti.
Böyle programlar, sanıldığının ve en son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da umutla beklediğini belirttiğinin aksine, seçmen kanaatlerini fazla etkilemiyor. En çekişmeli televizyon münazarasıyla kanaatini değiştirmiş seçmen oranı ABD’de bile yüzde 1’i bulmuyor.
Sanıyorum, bu programın seçim sonucunu etkilemede o kadar bile bir etkisi olmayacak.
Yine de bir büyük yararına dikkat çekmek isterim: Yıllardır rakipleriyle adaylarını aynı zeminde buluşturmayı kabule yanaşmayan iktidar partisi, bunun korkulacak bir şey olmadığını herhalde idrak etmiştir.
Hakkını yemeyeyim: İsmail Küçükkaya da, tekrarlanabildiği takdirde, bundan sonraki seçimler öncesinde bu tür buluşmaları yetkin bir biçimde yönetebileceğini gösterdi. Tabii kariyer hassasiyetini bir tarafa bırakabilirse…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025