Hasan Bülent KAHRAMAN
Türkiye'nin siyaseten ne kadar yetersizleştiğini anlamak bakımından önemliydi sonCumhuriyet bayramı tartışmaları.
Öyle bir noktaya geldi ki işler, iktidar Cumhuriyet bayramını kutluyorum dese muhalefet gene karşı çıkacak, niye kutluyorsunuz, bu kadar insan şu olaylarda can vermişken diyecekti.
Kutlamayalım dendiğinde de, Cumhuriyet bayramı her koşulda kutlanır dediler.
Kişisel hayatında da hiçbir kutlamadan hazzetmeyen birisi olarak değil de, evinin pencereleri bir okula bakan, bırakın Cumhuriyet bayramı kutlamalarını, orada her sabah gerçekleştirilen "törenleri" gören birisi olarak bu konuda ne söyleyeceğimi biliyorum: gelin şu kutlama denen şeyin yapısını, dokusunu değiştirelim.
Cumhuriyeti bir toplumsal devrim olarak bilen ve tanıyan uluslar, ülkeler onu kutlar. Resmi kutlama denen şey devlet törenidir. Amerikalılar her yıl 4 Temmuz'da davetlerini verir. Fakat bize benzeyen veya kendimizi benzettiğimizFransa'da, Paris'te, resmi kutlama da olur ama her yıl 14 Temmuz günü bir dizi kutlama gerçekleştirilir. Bizdekine benzer biçimde, havai fişekler atılır, insanlar sokaklara dökülür, içilir, sarmaş dolaş gezilir, tozulur.
Her şey gibi işte bayram kutlaması da bizde bir varlık-yokluk zıtlaşması, ikilemi, çatışması şeklinde cereyan ediyor. Ama beni asıl ilgilendiren yanı hâlâ Cumhuriyetin, varsın devlet katında olsun, sivil biçimde kutlanmaması.
Tam tersine bizdeki kutlamalar, tepeden tırnağa resmi, daha beteri, askeri.Kutlamalardaki "mülki ve resmi erkân" bir yana, gene şu okullar meselesine döneyim. Çocukların okuduğu şiirler hâlâ kan, barut, ateş üstüne. Kurtuluş Savaşı'nın manasını küçümseyenlerden değilim, öyle davranmayı aklım da almaz ama 88 yıl sonra hâlâ dün tamamlanmış bir savaşın muhakemesi ve psikolojisiyle hareket etmek, hâlâ her şeyi askeri bir oluşumun sonucu, uzantısı gibi görmek de aklımın almayacağı bir şeydir. Ama ne yapalım ki, gerçek bu.
Pencereden bakıyorum her sabah ve bayram günleri. "Dikkat- rahat-hazır ol"komutu tüylerimi diken diken ediyor. Sonra İstiklal Marşı, sonra "andımız", o arada resmi bir günse "dikkat-çelenk koy" emri. İki elleri yanlarında askeri duruşla"hiza-istikamet" alan öğrenciler. Askerlik sadece üniforma meselesi değil, ondan daha ağırı bir toplumun "asker millet" diye adlandırılması ve böyle 1930'lardan kalma görünmez üniformalar içinde hareket etmesi.
Yeniden siyasete dönelim. Şu son Cumhuriyet bayramı tartışmaları sırasında muhalefetin kutlandı- kutlanmadı dışında cumhuriyetle ilgili getirdiği bir yeni yorumu, değerlendirmeyi, anlayışı ben görmedim. Hâlâ kendisini "devleti kuran parti" diye tanımlayan CHP'nin sivil politik bir örgüt olarak getirdiği, yeni, çağdaş, siyasal bir cumhuriyet yorumu var mı?
Siyaset son tahlilde sembolizmadır, sembollerdir.
Elbette siyasal davranışın bir bölümü o sembolik yapıyla özdeşleşecektir, Anıt Kabir, Pembe Köşk onun bir parçası olacaktır.
Hiç itirazım yok. Ama her şey nasıl bununla sınırlı nasıl kalabilir? Madem ki CHP kendisini cumhuriyetle özdeşleştirmektedir, o halde, cumhuriyet kavramının siyasal çağdaş yorumları, Türkiye'deki siyasetin çağdaş bir çerçeve içinde dönüşmesi için neden hiçbir şey yapmıyor? Bunu yapmadığı, böyle bir anlayışı, muhakemesi ve idraki olmadığı için bütün siyasetini kutlama yapıldı-yapılmadı gibi gündelik bir pratik üstüne kuruyor. Halbuki, belirttiğim türden bir yorumla, tartışmayla toplum önüne çıksa, değil söylediklerinin söylemediklerinin bile anlamı çok daha farklı olacaktır.
Bence CHP yöneticileri, evrensel sosyal demokratik, siyasal metinler bir yana, Ecevit'in 1970'lerdeki Atatürk Devrimlerihakkındaki kitabını okusunlar. Hazır bu günlerde yeniden yayınlanıyorken...
Not: Ersanlı ve Zarakolu'nun tutuklanması sıradan bir "olay" değildir. O düzeydeki akademisyenlerin ve entelektüellerin maruz kaldıkları bu tür işlemler sadece yerli kamuoyunun değil, evrensel kamuoyunun da mutlaka ve dikkatle izlediği çok önemli girişimlerdir.
Dolayısıyla adı geçen kişilere yönelik suçlamaların çok açık olarak kamuoyuyla paylaşılması, kamuoyunun bu konuda inandırıcı biçimde aydınlatılması, ikna edilmesi gerekir. Bugün o noktada değiliz ve toplumsal vicdan yaşananlardan büyük rahatsızlık duymaktadır. Ersanlı ve Zarakolu olayında daha farklı bir tavra şiddetle ihtiyacımız var!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024