İbrahim Kahveci
Özellikle AK Partiye ve daha da büyük oranda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönül vermiş olan iş dünyası mensupları, son krizde ya iflas etti ya da çok büyük kayıplar yaşadı.
En fazla da 2017 Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumunda söylenen vaatlere inananlar bu büyük yıkımı yediler.
Yeni sistemle ekonomi uçacak söylemi bu cenah açısından tam bir hezimet oldu.
Mayıs 2016’da seçilmiş Başbakan’ın yerine atanmış Başbakan’ın gelmesi ile Türkiye emsal ülkelerden negatif ayrıldı. İkinci adım ise, OHAL’in “FETÖ dışında kullanılmayacak” söyleminin aksine her alanda kullanılması ile yaşandı. Böylece Trump tehdidine kadar zaten dolar/tl kuru 3,0 liradan 5,5 liraya yükselmişti.
Bu durumu kısaca “En fazla inananlar battı” şeklinde tanımlayıp yazmıştım.
Şimdi geçmiş yazısı değil, geleceğe ilişkin yazıyorum. O nedenle yarına ne yapmalıyız noktasına bakalım.
Bir kere şu noktayı belirteyim: Ekonomi yönetimi ‘Ali-Cengiz’ oyununda inanılmaz şekilde başarılılar. Merkez Bankası rezervleri, döviz satış düzeni, kredi üzerinden mevduat yaratma, kamu bankaları üzerinden yeni bir sistem kurma, özel bankları ‘telkin piyasası’ ile yönlendirme vs vs..
Bütün bu düzen bir serbest piyasadan ziyade, kontrol edilen bir piyasa görünümü arz etmektedir. Kurlar kontrolde, faizler kontrolde, enflasyon kontrolde, işsizlik kontrolde... Kısaca her şey kontrol ve gözetim altında.
Mayıs 2019’da yüzde 26,0 olan tahvil faizi, şimdi 10,5’de. Yüzde 22,7’de olan TL mevduat faizleri ise şimdi yüzde 9,5’de. Yine aynı tarihte 6,20 olan dolar/tl kuru ise şimdi sadece 6,0 lira sınırını yeni aştı.
Mayıs 2019’da yüzde 27,9 seviyelerine çıkan ticari kredi faizleri de artık yüzde 11,25 düzeyine inmiş durumda.
Ha, bu arada Ocak 2020 itibari ile yıllık enflasyon oranımız da yüzde 12,15.
Kısaca stok durumunda çok ciddi bir negatif faiz dönemi yaşıyoruz. İşte bu nedenle mayıs 2019’da 83 bin seviyelerine kadar gerileyen borsa endeksimiz de artık 124 bin sınırlarını zorluyor.
Biz bu tabloları 1993 yılında baskılanan faiz piyasası üzerine büyük ralli yapan borsada gördük. Hatta yine aynı senaryoyu 1999-2000 yılında IMF anlaşması ile baskılanan faiz piyasası ile coşan borsada da gördük.
O baskılar nasıl sonuç verdi?
93 sonrası 94 krizi...
2000 sonrası 2001 krizi.
Peki ya şimdi ne olacak?
Bir kere yukarıda da ifade ettiğim gibi bugün sadece faiz baskılanmıyor. Bugün tabiri caiz ise her şey baskılanıyor. Faiz, döviz, enflasyon... Ne varsa?
Ama unutmayalım ki, piyasaların da bir ters etkili hareket tarzı vardır. Mesela faizi baskılar ama tüketimi sınırlayamazsanız bu sefer cari açık riski hortluyor. Ve ardından tabii ki döviz talebi.
Faizi baskılar ama enflasyonu düşürücü para ve maliye politikası etkinsiz kalır ise, bu sefer fiyatlar baş kaldırmaya başlıyor. Tabii ki ardından da faizler film seyretmediğine göre işler karışmaya başlıyor.
Peki, biz bu ters etkileri ne zaman yaşar ve sorunlar yeniden ne zaman su yüzüne çıkar?
İşte kilit soru burası.
Bugün takdir edilecek bir ‘Ali-Cengiz’ oyunları ile kaynaklar yaratıyor, krediler dağıtıyor, piyasalarda milyarlarca doları kaynak sorunu yokmuş gibi satıyoruz. Ama işler hep böyle sürebilir mi?
Elbette süremez... Deniz verdiğini nasıl geri alıyorsa, bir süre sonra piyasa kuralları fırtına şeklinde kaybettiklerini fazlası ile geri alıyor.
İşte o nedenle bugüne bakarak yeni riskler, yeni krediler, yeni borçlanmalar düşünmek yerine daha akılcı davranmak durumundayız.
Bu dönemin, yani ‘kontrollü-telkinli piyasa’ döneminin bitebileceğini de hesaba katmamız gerekiyor. Yarın ilan edilecek bir ‘dış düşman’ 2018’de krizin zirveye çıkışında nasıl ki şirketleri kurtarmadı; yarın da kurtarmayacaktır.
İşte bu nedenle bugün yaşanan yalancı baharı riskleri artırmak yerine azaltmak fırsatı olarak görebiliriz.
Elinizdeki stokları satmak için iyi bir fırsat. Borçları azaltmak için güzel bir faiz ortamı. Büyümek ve yeni uzun süreli planlar için serbest piyasanın ne diyeceğine bakmamız gerekiyor.
İşte o serbest piyasanın ne zaman geleceğini de hep beraber izleyip görelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
26.12.2025
24.12.2025
22.12.2025
18.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
11.12.2025
9.12.2025
8.12.2025