Markar ESAYAN
İki gün önce Sabah gazetesinden Hasan Bülent Kahraman, Süleyman Demirel ile ilgili yazısında, Demirel'in esas olarak Cumhuriyetçi ideoloji (Ve onu hazırlayan Kemalist devletçilik) ile Batıcı bir sağ politikayı benimseyişi ile anlaşılabileceğini ifade ediyordu.
Kahraman şöyle önemli bir tespitte bulunuyordu.
“Demirel bütün siyasal ömrünü devletle vatandaş arasında, büyük metropol sermayesiyle küçük taşra sermayesi arasındaki salınımda geçirdi. Dolayısıyla bu alanların ürettiği kültürel değerleri de siyasetinde birbiriyle yarıştırdı. Siyasal koşulların oluşturduğu denge politikası içinde bazen birinden yana bazen diğerinden yana çıkmıştır.”
Kahraman'ın ifade ettiği gibi, günün sonunda Demirel'in bugünkü CHP (ve AK Parti'nin merkez sağdan kovduğu irili ufaklı partiler) ile aynı noktaya hizalanması da şaşırtıcı değildi.
28 Şubat'ta muhtemelen merhum Erbakan'ın başına bir iş gelmesinden de korkmuştur. Demirel “açık askeri bir darbeyi önledim” derken buna inandığı da doğrudur. Lakin Demirel kumaşında yetenekli bir siyasetçinin halkın gönlünde yer edememesinin asıl nedeni, halka uygulanan bir toplum mühendisliğine (muhafazakârlara) gönüllü olarak kendisini vakfetmiş olmasıdır. 28 Şubat tavrını asıl açıklayan temel eğilimi budur.
Ancak 3 Kasım 2002'de denkleme Sayın Erdoğan ve AK Parti girdikten sonra, Türkiye siyasetinin kimyası değişmeye başlamış, Demirel ve CHP'nin inandığı, içselleştirdiği devlet ideolojisinin taşıyıcısı/teminatı olan iktidar merkezlerinde önemli kaymalar meydana gelmiştir.
Sivil ve askeri bürokrasinin tayin edici gücünün azalmasıyla Batıcı/devletçi siyasi hareketler hamisiz kalmış, Deniz Baykal 2007'ye kadar eski devletten medet ummuş, sivil ve askeri bürokrasi elinden geleni yapmış, ama gücü Sayın Erdoğan ve AK Parti'ye yetmemiştir.
Sayın Erdoğan, Demirel gibi, devlet ile halk, İstanbul ile taşra sermayesi arasında salınım yapmamış, net biçimde ilk ikisine mesafe almış, diğer ikisinin de siyasi temsilcisi olmuştur. (Bunları yaparken askeri ve İstanbul sermayesini de ötekileştirmemiştir.)
Bu kritik değişim, bugün AK Parti dışındaki siyasi partilerin aynılaşmasının, nüanslarını kaybetmelerinin ve müdahalelere açık hale gelmelerinin ana nedenidir. Sivil ve askeri bürokrasinin yerini, paralel örgüt ve bürokrasisi, dışarıdaki ve içerideki Batı medyası ve hatta artık PKK doldurmuştur.
Eski devletin sağladığı koruyuculuğu yeni mekanizma üstlenirken, bu partilerin 2010'da dizayn edilmeleri gibi kaçınılmaz bir sonucu da doğurmuştur. Aslında hikâye değişmemiş, aktörler aracılarını değiştirmiştir.
Erdoğan'a dönük, “Seni başkan yaptırmayacağız” şemsiye sloganı, Batıcı/laikçi vesayetin seçimlere düşmüş izdüşümüdür ve etkili olması aynı köhne ideolojinin paylaşılması nedeniyledir. “Laik muhafazakârlara” karşı “jakoben laikçi Batıcılık” karşılaşmasının seferberlik halidir ve Erdoğan'ı hedef alması son derece doğaldır.
CHP ve MHP'den küçük sağ partilere, HDP ve PKK'dan DHKP-C'sine, Doğan ve paralel medyasından New York Times ve Alman gazetelerine, ittifakın şemsiyesi din ve dindarlar üzerinde tahakküm kurmanın tarifi olan Batıcı/Jakoben laikçiliktir.
Şüphesiz AK Parti 13 yılında bu temel çelişkinin yönetilmesi adında daha becerikli davranabilirdi. Lakin ne Sayın Erdoğan, ne de AK Parti'ye “teslim olmak” veya “linç” dışında bir seçenek sunuldu. Her türlü akıl almaz zelil yol ve yöntemlere başvurulması, operasyonlara maruz kalınması, teslim alamama halinin getirdiği bir savrulmadır.
Şayet CHP ve diğer meşru ittifak üyeleri, ezbere bir iktidar mücadelesi vermek, hatta Proxy bir iktidar kavgasının nesneleri olmak yerine, ne istedikleri yönünde derinlikli bir düşünce geliştirebilmiş olsalardı, Sayın Erdoğan ve AK Parti'nin, kuruluşta yapılan ve halkın büyük kısmını ötekileştiren hataların düzeltilmesi ve normalleşme yolunda büyük bir fırsat yarattıklarını göreceklerdi. Hem yarın kendi tabanlarına dahi anlatamayacakları bu tehlikeli/gayrımilli savrulmayı yaşamayacaklar, hem kendi tabanlarını rahatlatacaklar, hem de siyasetin doğası içinde iktidar yolunu meşru bir şekilde bulabileceklerdi.
Tüm dünyanın yan yana gelip AK Parti'nin karşısında mücadele ettikleri noktada, bugün halk AK Parti'siz bir siyasi hayat veya hükümet ortaya koymamıştır. Hatta son araştırmalara göre, AK Parti'nin oyları yüzde 43.5'lara ulaşmıştır. Halk, AK Parti'siz bir Türkiye'den hazzetmemekte, hatta bu muhalefete koalisyon şansı bile vermemektedir.
Sorun, muhalefetin bu savrulmayı nereye kadar göze aldığı veya millileşme öz gücüne sahip olup olmadıklarıdır. Bu ülkenin gerçeklerine daha ne kadar direnecekler? Tek haminin halk olduğunu ne zaman keşfedecekler?
Bunu çok yakında göreceğiz. Biz göremezsek, halk zaten ziyadesiyle gösterecektir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019