Markar ESAYAN
Öncellikle İstanbul ve ağır yağış ve sellerden ötürü zarar gören, zor durumda kalan bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum Daha önce de Muğla’nın ilçelerini etkileyen bir büyük deprem atlattık. İzmir’deki yangını da bunlara eklemek lazım. Küresel ısınmanın iklimi değiştirdiği, bu durumun farklı bir strateji ile mücadeleyi gerektirdiği gözüküyor.
İnsanın doğa ile mücadelesinde, doğanın dost olarak kabul edildiğinde bereket kaynağı, ama düşman seçildiğinde amansız bir rakip olduğu yine ortaya çıktı. Bizler kent yaşamının içinde doğadan kopuk halde yaşasak da, doğa tüm teknolojik gelişmelere rağmen içinde yaşadığımız habitatın kendisi ve hep öyle olacak. İnsanlar sanayileşme süreçlerinden sonra endüstri 4.0 aşamasına geçmesiyle bu gerçeği unutmuş gözüküyor. Oysa, işte dünyanın değişik yerlerindeki büyük doğa olayları bunun tersini her gün bizlere kanıtlıyor.
Bu durumda doğa ile yeniden barış yapmak ve tüm planlamalarda onu sabit özne olarak dikkate almak gerekiyor. Aslında bu devletlerin politikaları ve öncelikleri bir yana, sıradan insanların da arzuladığı bir barış. Çünkü doğadan kopuk insanlar kendilerini mutlu hissetmiyor. Son dönemlerde çevre hareketlerinin dünyada merkez siyasi alana yerleşmeleri, ciddi oranda destek almaları da bu nedenle…
Tabii, atmosfere karbon salınımı noktasında gelişmekte veya az gelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkeler ile aynı standarda maruz kalmanın bir haksızlık olduğunu ifade ediyorlar. İlk başta “kirletme hakkı” olarak ters gelebilecek bir itiraz olan bu durumun altında belirli bir mantık var. Azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, kendilerinin zaten atmosfere ABD veya diğer gelişmiş ülkelerden çok daha az zarar verdiklerini, dolayısıyla bir kısıntı yapılacaksa bunun büyük ülkelerin verdiği zarara oranlanarak yapılması gerektiğini ifade ediyorlar.
Geçtiğimiz günlerde kritik bir gelişme yaşanmış ve ABD Başkanı Donald Trump “işgücüne verdiği zarar” gerekçesiyle Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiklerini açıklamıştı. Bu anlaşmayı Nijerya ve Suriye dışında tüm ülkeler imzalamıştı. Anlaşmadan çekilmek Trump’ın seçim vaatlerinden biriydi ve ulusalcı kamuoyu iklim değişikliği meselesinin bir aldatmaca olduğuna inanmaktaydı.
Çevre meselelerinin bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığı da doğru. Trump’ın “Amerika’yı yeniden büyük yapmak” için pek çok önemli konuyu teferruat sayacağı da görülüyor. Ancak, eğer bir şey yapılmazsa, atmosferde beş derecelik bir ısı artışı göze alınmış olacak.
20 yılı aşkın bir süredir BM çatısı altında müzakere edilip, kalkınma ya da refah seviyesine bakılmaksızın tüm ülkeleri içine almayı hedefleyen anlaşma, aslında büyük ölçüde ABD'nin onayı alınacak şekilde hazırlanmıştı. Yani dağın fare doğurmasına bile müsaade edilmedi.
Korkarım, gözü dönmüş bir ilerleme hırsına tutsak olmuş dünyamız, ağır bedeller ödemeden bu konunda ciddi bir zihniyet değişikliğine gidemeyecek. Peki bizler Türkiye olarak neler yapabiliriz? Erozyonla mücadelede, ağaçlandırma faaliyetlerinde, temiz su kaynakları ve sağlıklı tarım konusunda yapılanların daha da öteye götürülmesinde nasıl bir gündem oluşturabiliriz?
Böyle küresel bir sorunda tek başına yapılacaklar kısıtlı olabilir. Ancak en azından daha az etkilenmek ve dünyaya örnek olmak mümkün.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019