Markar ESAYAN
ABD’nin dış politikasının yeni muhafazakârlık (Neo-con) çizgisine dönmesinde epey katkıda bulunmuş olan iki gazeteci, Lawrence Kaplan ve William Kristol’un Bush döneminde yazdıkları bir kitap epey gündem olmuştu. Kitabın ismi “War over Iraq: Saddam’s Tyranny and America’s Mission” adını taşıyordu, yani “Irak’a Karşı Savaş: Saddam Diktatörlüğü ve Amerika’nın Misyonu…”
Yazarlar kitapta özetle Saddam’ın zaten yönetimden uzaklaştırılacağını, ama bu meselenin bir son değil başlangıç olacağını açıkça ifade ediyorlardı. Bu zaten bilindik bir ABD tavrıydı. ABD’nin bu müdahaleci tavrını Bosna ve Kosova’da iyi yönde kullandığı da olurdu. AB’nin utanç verici pasifliğinde, eğer ABD olmasaydı, Bosna ve Kosova’daki kasaplara etkili bir darbe vurmak söz konusu değildi. Ama sorun şu ki, ABD bu müdahaleci tavrını daha çok “kendinden menkul ABD güvenliği ve ulusal çıkarları şemsiyesi” altında yıkıcı bir biçimde kullanmıştı.
Ama bu kitapta kendisini açıkça belli eden şey bu müdahalecilikten ziyade, onun kimyasındaki değişiklikti. Buna göre, eğer ABD “ulusal çıkarlar ve demokrasi” adına bundan sonra yoluna devam edecekse, artık bir ayak bağı olan dünya toplumu ile iplerini koparmalıydı. Çünkü ABD’nin dünya toplumu ve müttefikleri ile aradığı işbirliği koşulları hem zaman kaybettirecek, hem de kimseyi tatmin etmeyecekti. O zaman yeni Amerikan stratejisi pervasız, idealist, iddialı ve bol bütçeli olmak durumundaydı.
Bu lümpen bakış açısı maalesef arada geçen on yıllar boyunca zayıflamadı, aksine güçlendi. Bugün Başkan Trump’ta gördüğümüz şey bunun olgunlaşmasından başka bir şey değil. ABD toplumunun dünyanın geri kalanı hakkında pek az şey bildiği, bununla da pek ilgilenmediği açıktır. Ülkeye Amerikan bayrağına sarılı tabutlar gelmediği, petrol fiyatları ve faizlerin düşük seyrettiği bir ortamda, ABD dış politikası kamuoyunun baskısından muaftır.
Oysa geçmişte ABD’nin en savruk zamanlarında bile diplomasi ve uluslararası toplumun rızası yine de bir ölçüde aranan, müttefiklerin desteği ise oldukça arzulanan bir şeydi. Şimdi bunun yukarıda aktardığım görüşler çerçevesinde bırakın ihmal edilmeyi, bilakis zararlı bulunduğu anlaşılıyor.
ABD’nin dünya için en iyisini bildiği, bu esnada kırılan ilişkilerin askeri, ekonomik ve uzay gücü sayesinde kendiliğinden onarılacağına dönük aşkın bir özgüven var. Yani günün sonunda, tüm ülkeler ABD’nin merkezkaç gücüne yenilecek veya ona biat edecektir. Ama bu arada ABD hızlı ve kendi menfaatlerine dönük engelsiz bir koşu yapmış olacaktır.
Ama bu bir Amok Koşusu olabilir. Uzak Asya’da görülen bir hastalığa tutulmuş kişinin çıldırmışçasına önüne gelen her şeyi kesip biçerek koşmaya başladığı, sonra da çatlayarak öldüğüne dair bir hikâye anlatır Stefan Zweig.
ABD bu koşunun sonunda, bugüne kadar alışageldiği standart bir Amerikan aleyhtarlığı yerine, tüm demokratik dünyayı kendisine karşı hizalanmış bulabilir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019