Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür...
30.11.2025
573

Tarihi bir eşikteyiz. Yaşadığımız süreç, yalnızca siyasi bir kırılma değil, halkın özgürlüğü ve demokratik iradesi için belirleyici bir dönemeçtir. Demokrasi güçleri, gençler, kadınlar, emekçiler, sol-sosyalist çevreler ve tüm demokratik kesimler bu sürecin omurgasını oluşturmalıdır. Temel soru şudur: Bu sürece nasıl sahip çıkacağız? Nasıl öncülük edeceğiz? Hangi mücadele hattını öreceğiz?

Sürecin başarısı iki temel eksene bağlıdır;

1. Özgürlük yasalarının çıkarılması

2. Toplumsal mücadelenin örgütlenmesi

Yasalar, hak ve özgürlükleri güvence altına alacak; toplumsal mücadele ise bu yasaların uygulanmasını ve görünür hâle gelmesini sağlayacaktır. İkisi birbirini besleyen ve güçlendiren dinamiklerdir.

Toplumsal Sahiplenme ve Mücadele

Sürecin toplumsallaşması, toplumun en dinamik kesimlerinin sahiplenmesiyle mümkündür. Gençler, kadınlar, emekçiler, çevre ve ekoloji savunucuları; sol ve demokratik yapılar sürecin öncülüğünü üstlenmeli, mücadeleyi büyütmeli ve tüm Türkiye’ye yaymalıdır.

Ekolojik yıkımın ve doğa tahribatının arttığı bu dönemde çevre hareketleri, sürecin ayrılmaz bir bileşenidir. Kadınlar ve gençlik ise özgürlüğün ve demokratik iradenin en güçlü taşıyıcılarıdır. Bu sahiplenme, sürecin toplumsallaşmasını ve demokratik dönüşümün görünür olmasını sağlar.

Ulusal ve Evrensel Dayanışma

Sahiplenme yalnızca Türkiye ile sınırlı kalamaz. Dört parça Kürdistan’da, bölgesel ve uluslararası düzeyde güçlü bir sahiplenme yaratılmalıdır. Evrensel dayanışma, toplumsal meşruiyeti güçlendirir, demokratik mücadeleyi yaygınlaştırır ve özgürlük mücadelesini küresel bir platforma taşır.

Her kesim, hem ulusal hem evrensel sorumluluğunu bilerek sürece dahil olmalıdır. Özgürlük, sınır tanımayan bir mücadele ile korunabilir.

Süreci Engelleyen Dinamikler ve Karşı Mücadele

Süreci sabote etmeye çalışan, savaş politikalarından beslenen ve çıkar ilişkileri üzerinden hareket eden odaklar vardır. Üst düzey yetkililerin provoke edici, kutuplaştırıcı ve süreci zehirleyen söylemleri toplumda güvensizlik yaratmakta ve demokratik çözümü engellemektedir.

Bu nedenle demokratik muhalefet, sol-sosyalist güçler, kadın hareketi, gençlik ve ekoloji çevreleri tarihsel bir sorumlulukla sürece sahip çıkmalıdır. Bu sahiplenme, sürecin toplumsallaşmasını sağlayacak, engelleyici politikalara karşı halkı bilinçlendirecek ve demokratik dönüşümün yolunu açacaktır.

Mücadele ve Özgürlük Birliktedir

Süreç kendiliğinden ilerlemez. Mücadele büyüdükçe süreç güçlenir; süreç güçlendikçe özgürlük, demokrasi ve barış yönlü adımlar görünür hâle gelir. Özgürlük yasaları ve toplumsal mücadele birbirini besler; yasalar mücadeleyi güçlendirir, mücadele yasaların hayata geçmesini sağlar.

Bugün her demokratik kesim için görev açıktır;
Sürece sahip çıkmak, mücadeleyi yükseltmek ve halkın ortak iradesiyle tarihi bir dönüşümü gerçekleştirmek.

Mücadele büyüdükçe özgürlük büyür; özgürlük büyüdükçe toplum kazanır. Tarih, bugün gösterdiğimiz iradeyi ve sahiplenmeyi hatırlayacaktır.

Bugün Harekete Geçme Zamanı

Artık bekleme zamanı değildir. Her birey ve her toplumsal güç, sürecin öncüsü olmalı, yasaların çıkarılması ve demokratik dönüşümün gerçekleşmesi için aktif olmalıdır. Mücadele büyüdükçe özgürlük görünür hâle gelir; görünür özgürlük ise halkın ortak kazanımıdır.

Sahiplenelim. Mücadeleyi yükseltelim. Özgürlüğü ve demokrasiyi birlikte inşa edelim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar