Mehmet TIRAŞ
Hukuk Garabetini hepimiz izledik:
Anayasa Mahkemesinin kararını yok sayan meclis başkan vekili AKP’li Bekir Bozdağ Meclis kürsüsünden Yargıtay kararını okutarak Can Atalay’ın Milletvekilliğini düşürme gayreti içindeydi.
Meclis Başkanvekilinin AYM’nin kararlarını yok sayarak, Yargıtay 3’cü ceza dairesinin kararını okutması anayasaya açıkça bir darbe sayılır…
Anayasanın 153.Maddesinin yasama tarafından ihlal edilmesi, aslında hukuk devlet açısından yolun sonu gibi gözüküyor.
Ayrıca yakın tarihimizde AYM’nin iki içtihat kararı var:
CHP milletvekili Enis Berberoğlu ve HADEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu kararları ortada duruyor.
Bu iki milletvekilinin milletvekillikleri mecliste düşürülerek cezaevine konmuşlardı.
Daha sonra bu iki vekil AYM’ne bireysel başvuru haklarını kullandılar.
AYM’si de hak gaspı kararı verdi.
AYM’nin kararına uyuldu ve bu iki vekil önce cezaevinden tahliye edildi sonra da milletvekillikleri iade edildi.
Yargı bağımsız ve tarafsız olmayınca maalesef at izi iti izine karışıyor.
Partili Cumhurbaşkanına soralım:
-Hani iktidarınızda Milli iradenin dışında hiçbir gücü tanımayacaktınız?
-Sandık demokrasinin namusuydu?
-Hani hukuk demokrasi çeşmesinden beslenir diyordunuz?
Can Atalay milli iradeyi temsil etmiyor mu, sandıktan çıkmadı mı, Milletvekilliği hukuki değil mi?
Can Atalay’ın Anayasal hakkı olan seçme ve seçilme hakkının gasp edildiği, AYM tarafından kayıt altına alınmadı mı?
Anayasaya yapılan darbeden sonra ağır bir durum var…
Ülkeyi çok zor günler bekliyor.
Toplum olarak hukuktan uzaklaştıkça bir kaosa doğru sürüklendiğimiz ortada…
Ucu bucağı görülmeyen karanlık bir tüneldeyiz…
Aslında bu fırtına dünden belliydi…
Geldiğimiz yer çokta sürpriz değil…
Bugünü görmek için 15 Temmuz 2016 Tarihinde yapılan “kontrollü darbe” tarihini anımsamak yeterli.
15 Temmuz kontrollü darbeden 20 gün sonra 6 ay sürecek OHAL ilan edildi ve muhalefette buna açık destek verdi.
Ülke tam 2 yıl OHAL ile yönetildi.
İki yıl süren OHAL sürecinde bugüne uzanan tek adam sisteminin alt yapısı, başta yargı olmak üzere ilmik ilmik örülürken…
Erdoğan “kuvvetler ayrılığı bize ayak bağı oluyor” sözünün de unutmayalım.
İki yıl süren OHAL döneminde iktidara muhalif olan kapatmadıkları,dernek,gazete,radyo,ajans,Televizyon kanalları, haber siteleri bırakmadılar.
15 Temmuz kontrollü darbe gecesinde ilk hukuk dışı darbe yargıya yapıldı.
“HSYK Başkan vekili Mehmet Yılmaz 6 Nisan 2018 Tarihinde Akşam Gazetesi yazarı Murat Kelkitlioğlu’na verdiği röportajda bunu itiraf etti.
15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verildiğini açıkladı. Haberin detayı ve yorumu için Avukat Figen Çalıkuşu’nun “101 Soruda 15 Temmuz yargısı” adlı kitabını hararetle okumanızı isterim.
Sadece yargı mı?
OHAL sürecinde alınan kararları hatırlayalım:
-KHK ile Kamudan 150 bin kişi işinden uzaklaştırıldı,
-Bölgeler Demokratik Partisinin (BDP) seçilmiş 94 Belediye başkanı görevden alınarak tutuklandı ve yerlerine kayyımlar atayıp, milli iradeyi yok saydılar.
-4 bin 500 akademisyenin işine son verdiler,
-158 gazeteci sorgusuz sualsiz hapse atıldı,
-715 gazetecinin sarı basın kartı iptal edildi.
-2 bin 500 muhalif gazeteci işten atıldı ve bu gazetecilere hiçbir gazetelerde ve televizyonlarda iş vermediler.
-6 bin derneğin kapısına kilit vurdular.
-İktidara muhalif olan ne kadar gazete,televizyon,radyo, dergi ve haber sitesi varsa hepsini kapattılar.
-Birde iktidarın talimatı ile hareket eden “OHAL komisyonu kurdular”, mahkemede aklansanız dahi, siyasi iktidar onay vermedikçe işinize iade etmediler, hala da etmiyorlar.
İktidar OHAL sürecinde artık önünde engel olan güçleri ve yayın organlarını bertaraf edip,hukuktan uzaklaştıkça toplumu da kutuplaştırarak, rampasız ve virajsız bir yolda ilerlemeye başladı.
Muhalefet bunlara karşı çıksa da OHAL’e şartsız verdikleri desteğin sonucu,kendi ayağına kurşun sıkmış oldu.
İktidar OHAL sürecinde aldığı kararları muhalefete karşıda kullanmaya başladı ve muhalefeti rejim karşıtı, darbeci ilan etti.
İktidar muhalefete ve kamuoyuna söz vermişti, OHAL şartlarında referanduma gitmeyiz sözlerini yok sayıp; 16 Nisan 2017 yılında anayasanın önemli 18 maddesini referanduma götürdü. Mühürsüz 2 milyon zarfla oy kullanılması iptal edilmesi gereken seçimi YSK geçerli sayarak, tek adam sistemine geçişi onayladı.
Referandumdan sonra 15 Temmuz kontrollü darbesi ile kurgulanan “Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” geçildikten sonra…Mahkemeler Cumhur ittifakının bir siyasi kolu gibi hareket eder oldu. Başta yerel mahkemeler AYM’nin kararlarını tanımadılar, uygulamadılar ve hala da uygulamıyorlar.
Demokrasiden yana olan güçlerin anayasal haklarını kullanmak için basın açıklaması, gösteri ve yürüyüşle hak aramalarını, darbe ve terör örgütleriyle iltisaklı hale getirilerek yasakladılar.
Mahkemeler adalet dağıtan bir kurum olmaktan çıktı ve iktidarın talimatı ile tutuklamalar yapmaya başladı, hala da yapıyorlar.
-Cumhurbaşkanını sosyal medya hesabından eleştirdiği için 30 bin kişi tutuklanırken…
-1.5 milyon insan mahkemelerde terör örgütü üyesi olmaktan yargılanıyorlar.
-AİHM ve AYM kararlarını yok saydılar ve tanımamaya başladılar.
-An itibarı ile cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 334 bin kişiyi geçmiş durumda.
-AKP iktidara geldiğinde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 52 bin kişiydi.
-İktidar son 15 yılda 133 cezaevi açtı ve cezaevi yapmaya da devam ediyor.
- Yıl içinde 52 cezaevi daha devreye gireceğini açıkladılar.
Türkiye uluslararası hukuk sırlamasında 137 ülke arasında 119’cu sıraya geriledi.
Dünya basın özgürlüğünde ise Türkiye180 ülke arasında 165’ci sırada.
AKP’ Cumhur ittifakını kurduktan sonra hızla AB’den de uzaklaştı.
Türkiye hukuktan uzaklaşınca iktidar ve ortakları bunun ekonomiye yansımasının bir felakete dönüşeceğini öngöremediler,görenleri de dinlemediler.
15 Temmuz kontrollü darbenin siyasi ayağı ortaya çıkmadıkça ülke olarak hukuka dönmemiz imkânsız gözüküyor.
Hukuktan uzaklaşmanın bedelini ekonomide de toplum olarak, tarihte rastlanmamış en ağır bedelini ödüyoruz.
Toplumsal irade dur diyemez ise daha da fazlasını ödeyeceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025