Mehmet YILDIZ
Ergenekon davası mahkumuD. Perinçek’in partisi, Öcalan’ın 1999 yılında İmralı’da yapılan sorgusunun video kayıtlarından 10-15 dakikalık bir fragman yayınladı. Öcalan’ın sorgusunun yine bir Ergenekon davası mahkumu olan Albay Hasan Atilla Uğur tarafından yapıldığı anlaşılıyor.
Türkiye’nin en karanlık, en tehlikeli, en kıyıcı, en acımasız, en insanlık dışı güçlerinin bir araya geldiği bir video fragmanına dokunmak bile insanın içinden gelmiyor. Videonun farklı tarihlerdeki çekimlerin kısa parçalar halinde birleştirilmiş olmasından dolayı forenzik delil olarak değeri de tartışma konusudur.
PKK-BDP çevresi Öcalan’ın videoya yansıyan konuşmalarının açığa vurulmasını Öcalan’ın itibarsızlaştırılması gibi bir amaçla yapıldığını söylüyor. Doğrudur, bunun doğruluğundan şüphe etmek için ortada hiçbir neden yoktur. Videoyu yayınlayan güçler Öcalan’ın itibarının hiç kalmamasını istiyorlar. Ayrıca bu güçler adil bir barışa ve demokrasiye karşıdırlar.
Ancak PKK-BDP çevresinin görmezlikten geldiği Öcalan’ı itibarsızlaştıran şeyin kendi konuşmaları olduğu gerçeğidir. Videoyu yayınlayan çevreler Öcalan’a ait olmayan konuşmaları Öcalan’ın konuşmaları olarak duyurmamışlardır. Konuşma otantiktir, bütünüyle Öcalan’a aittir. Videoların forenzik değerinin sıfır oluğunu kabul etsek bile, konuşmaların otantik olduğu gerçeği inkar edilemez.
PKK-BDP çevresi “kontekst” kavramının arkasına sığınarak Öcalan’ın otantik sözlerini yok sayıyorlar. Mantığı, vicdanı, rasyonalizmi ayaklar altına alıyorlar. Bu çevreler, günlük olarak kullandığı tuvaletinin yanına oturtulmuş, yatağıyla tuvaletinin yan yana olduğu bir mahkuma tahayyül edilemeyecek kadar büyük olan bir güç veriyorlar. Sonra bu güce kölece tapıyorlar. Öcalan bunu söz konusu konuşmasında şu sözlerle ifade ediyor:“Milyonlar şu anda bana mecnun gibi tapıyorlar. Peygamber gibi...” Günlük olarak kullandığı tuvaletin ve yattığı yatağın arasına konulmuş bir sandalyenin üstünde oturan ağır mahkum gülerek sorgucusuna bunları söylüyor.
Öcalan’ın bu sözlerinin anlamı kontekstin değişmesiyle değişmez. Öcalan herkesin günlük olarak basit bir biçimde gözlemlediği bir gerçeği, yani milyonlarca insanın gönüllüğü köleliğini dile getiriyor.Günlük olarak gözlemlenen bir tutumun yalın bir ifadesi kontekst gerekçesinin arkasına sığınılarak nasıl inkâr edilebilir? PKK-BDP çevresi yahut Öcalan’ın gönüllü köleleri sağduyuyu ayaklar altına alıyorlar. Öcalan’ın bu sözlerini yok etmek suretiyle reel dünyadaki fiili durumu ortadan kaldıramazlar. Bunun için Kürtlerin tutumlarını değiştirerek gönüllü kölelik yapmaktan vazgeçmeleri gerekir.
PKK-BDP çevresinin söylediği şudur: “Öcalan’ın yaptıklarını, yapacaklarını hukuki, insani kriterler çerçevesinde bir değerlendirmeye tabi tutmak gibi bir niyetimiz yoktur ve asla olmayacaktır. Öcalan ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin biz ona gönüllü kölelik yapmaya devam edeceğiz. Onun sayesinde bölgede bir güç olma, hükümetle pazarlık yapma imkanı elde ettik. Bizim için asıl önemli olan bu imkandır.”
BDP, hükümetin yaptığı yolsuzlukları ve bu yolsuzlukları örtmek için giriştiği hukuksuzlukları da önemsiz görüyor. Diktatörlük , soygun, talan, hırsızlık ortamından yararlanarak bölgede bir güç olmaya çalışıyorlar. AKP Hükümeti ne yaparsa yapsın, yeter ki görüşme masasını terk etmesin.
Batıda da AKP seçmeni “Size ne, bizim hükümetimiz bizim paramızı yiyor. Yesin, size ne oluyor?” diyor.
İnsan hakları, hukuk devleti ve demokrasiye inanan insanlar bütün halkların özgürce yaşamasını isterler. Kürtlerin tüm özgürlüklerini elde etmeleri herkesin yararınadır. Bir halkın veya azınlık grubunun köleleştirilmesi üzerine ne barış, ne kardeşlik, ne hukuk devleti ne de demokrasi olur.
Görüşme masasındaki Türk ve Kürt temsilcilerine bakınca bir ışık göremiyorsunuz. Karanlığın güçleri nasıl ışık saçacaklar? Işığı bir tarafa bırakınız, insanın midesi bulanıyor.
Yaşasın AKP’li ve BDP’li olmama hürriyeti!
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2014
26.08.2014
15.08.2014
6.08.2014
15.07.2014
22.06.2014
12.06.2014
9.06.2014
7.06.2014
20.05.2014