Melih ALTINOK
Beklentimiz sadece, emekçi bir babanın evine ekmek götürmek için çalışırken planlanarak, yavaş yavaş, mesaj vermek için öldürülmesini düşünmeleri. Sadece düşünmeleri. Bunun için ilk adımsa çok basit, belki de refleksi bir tavır. Yalnızca bu vahşi cinayeti garipsemek, doğallaştırmamak.
Yapamıyorlar. Üstelik sözünü ettiğimiz ölüm, kaza sonucu gerçekleşmiş bir talihsizlik ya da anlık bir öfkenin sonucu da değil. Bilinçli, ayrıntıları hesap edilmiş bir yok etme eylemi.
Direniyorlar ama bize değil kendilerine, yani varoluşlarına; ne yazık ki farkında bile değiller. Zira bir insanı mesajını ulaştıracağı muhataplarını korkutmak için öldürmenin evrensel adı olan terör, bireyin kendine, insanlığa ve yaşama ihanet etmesi demek.
Bu tanım beylik bir ifade değil; yaşıyor olmamızın sırlarından biri. Çünkü terör, insanın, sınırlı algıları ve gücüyle yaşamın kaosuna tahammül edebilme becerisinin kanseri.
Düşünün, yaşamın doğal dengesine güvendiğimiz için sınırsız sayıda tehlikeye maruz kalma olasılığına rağmen sokağa çıkıyoruz. Trafikteki diğer insanların yaşama refleksiyle hareket edeceklerine ve bu yüzden bize çarpmak için bilinçli çaba harcamayacaklarına güveniyoruz- inanıyoruz. Bu yüzden arabamıza atlayıp işe gidiyoruz.
İşte Antony Giddens insanın, özünde belirsiz ve tedirgin edici olan "durumunu" bu "yerinden çıkartma mekanizmaları" sayesinde güvenli kılabildiğini söylüyor.
Terör, yerinden çıkartma mekanizmaları sayesinde unutmaya çalıştığımız tehlikeyi her an korkuyla beklenir hale getiriyor. "Aramızda gündelik hayatın akışını, mantığını, kendi varlığını yok etmeyi göze alarak bozacak insansılar var" algısını yerleştiriyor. Tıpkı insanın her nefes alışında, organlarının işleyişini, birbirleriyle ilişkilerini keseceğinden korkması gibi. Terör topluma kolektif bir panik atak yaşatıyor. Bu da farklılıklarımızdan bağımsız olarak insanı insan yapan bir arada yaşama mecburiyetini imkânsız kılıyor.
Olabilir mi diyorsunuz? Peki, olabilirse, olabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Terörün maliyeti müşterektir
Yani Zaman Yazarı Mümtaz'er Türköne'nin iddia ettiği gibi, hafta başından itibaren maruz kaldığımız şiddeti terör olarak tanımlamak tali bir mesele değil; esasın ta kendisi.
Aydın Doğan'ın gazetecilerinin ve meşhurlar serisinin kimi simalarının teröre gerekçe üreten açık ya da amalı tavırları iktidara ve destekçilerine karşı siyasi bir pozisyon değil. Terörün kör kurşunu, Ak Partili, CHP'li, MHP'li, HDP'li diye adres sormaz.
Avrupa'nın ve ABD'nin bile terör listesinde olan bir örgütün eylemlerine "terör" demek tercih edilecek bir şık değil. İnsan olmanın, bir arada yaşamın dayattığı bir zorunluluk.
Aynı örgüt, 1996'da Sabancı Holding'e girip katliam yaptığında da, merkez medyamız şimdi olduğu gibi cinayetlerin boy boy fotolarını basmıştı. İktidara "Sonunuz böyle olur" mesajı verilmiş, halka "tercihini değiştirmezsen böyle kaotik bir ülkede yaşarsın" denmiş, birkaç sene sonra muhtıra verecek orduya uygun zemin yaratılmıştı.
Birileri yine bu kanlı mesaja başvuruyor. Ama inanın maliyetli iş. Teröre destek vererek, belki sandıkta yenemediğiniz rakip siyasi partiyi hileyle gönderebilirsiniz. Tekelinize dokunmayacak bir iktidarın kurulmasını sağlayabilirsiniz. Eskisi gibi pijamayla karşılayacağınız başbakanlara sahip olabilirsiniz. Yayın yönetmeninizin bir telefonla şirketinize ihale alacağı bakanları iş başına getirebilirsiniz. Halkı bir süreliğine korkutabilirsiniz.
Ve fakat terörün bıçağıyla ekonomide, medyada, siyasette iktidarı belki alırsınız ama terörün bıçağı üstünde oturamazsınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019