Merve Şebnem Oruç
Önce Washington Post, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, FETÖcüler görevlerinden uzaklaştırılır, darbeciler tutuklanırken “Türkiye'nin darbe sonrası uygulamalarında demokratik ilkeleri ve hukukun üstünlüğünü terk etmesi durumunda NATO üyeliğinin tehlikeye girebileceğini” söylediğini aktardı. Tepkiler çığ gibi büyüyünce ABD Dış İşleri'nden yalanlama geldi. Ardından New York Times, Türkiye'nin Fethullah Gülen'in iadesi yönündeki baskıları artırması üzerine “Türkiye'nin yeni anti-Amerikancılığı” başlıklı başyazısında salt Ankara'yı değil tüm Türk halkını uyarma hakkını kendinde bulup bu durum “NATO için büyük bir risk teşkil ediyor” dedi. Bunun gerçeği yansıtmadığını açıklamak NATO'ya düştü.
Türkiye'ye medya aracılığıyla NATO sopası sallamak yeni bir şantaj şekli değil. ABD Suriye politikasını 2013'te değiştirdiğinde değiştirmediğimiz için benzerlerine bolca maruz kaldık. IŞİD karşıtı koalisyon pazarlıkları sürerken de aynısı yapıldı. 1 Mart 2003 tezkeresi TBMM'den geçmediğinde de durum farksızdı. Yani Türkiye'yi NATO üyeliğiyle tehdit etmek bir Amerikan alışkanlığı. Peki ABD'yle herhangi bir konuda ters düşmeyegörelim, bir şantaj malzemesi olarak masaya sürülen Türkiye'nin NATO üyeliği o kadar kolay sonlandırılabilecek bir şey mi?
ABD, İngiltere ve Fransa'nın başını çektiği 12 ülke tarafından 1949 yılında kurulan Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü, yani NATO'ya, Türkiye, Yunanistan'la beraber, Almanya, İspanya gibi Avrupa ülkelerinden bile önce 1952'de katılmış ve NATO'nun ilk genişleme adımındaki iki katılımcıdan biri olmuştu. Bugün hala NATO'nun en doğu ucundaki kilit ülke olma pozisyonunu sürdüren Türkiye'nin üyeliği, İncirlik üssünün inşasının tamamlanması ve ortak kullanımı için anlaşma imzalanmasıyla doğrudan alakalı. Yani yakın zamana kadar İncirlik NATO, NATO da İncirlik, biri olmazsa öteki de olmaz demekti.
Hatta bu nedenle, ABD'nin artık hepimizin farkında olduğu gibi, Suriye'de bir PYD devleti ve bir askeri üs kurma faaliyetleri, Türkiye'ye ve İncirlik'e alternatif bulma hamlesi olarak değerlendirildi. Bu okuma haklı ama eksikti, zira Suriye'de bir Amerikan müttefiki ve askeri üssü, ancak Irak ya da Kuzey Irak etkisi ve niteliğinde olabilir.
2000li yıllarda eski Varşova Paktı üyesi Doğu Avrupa ülkelerinin NATO'ya katılımı ve 2010'da Lizbon'da düzenlenen NATO zirvesinde belirlenen yeni yol haritası, bu denklemin daha karmaşık olduğunu görmemizi sağlayabilir. NATO'nun terör gibi yeni küresel tehditlere cevap verememesi nedeniyle yeni bir stratejik konsept belirlemesi şeklinde nitelenen Lizbon zirvesi iki açıdan önemliydi. Birincisi, bu doğrultuda kurulacak NATO Füze Kalkanı'nın ayaklarından biri Türkiye olacaktı. İkincisi kalkanın, İran ve Suriye gibi ülkelere de karşı kurulduğu da başlangıçta açıkça söylenmekteydi. Bu haliyle, Türkiye'nin Suriye ve İran'la gerilim yaşaması muhtemeldi ve böyle olması isteniyor gibiydi. Türkiye'nin direnci sonucu “İran, Suriye ya da Orta Doğu'dan gelecek füze saldırılarına karşı” ifadesi Füze Kalkanı Projesine konmadı ama neyin ne olduğu herkesçe biliniyordu. Öte yandan, Rusya'yla stratejik işbirliği ve 'işbirlikçi güvenlik' bakımından geçmişte olduğundan öte yakınlık kurulurken, Füze Kalkanı'nın en başta Rusya'ya karşı kurulduğu malumdu.
2018'de tamamlanması planlanan, Mayıs ayında Romanya ayağı tamamlanan ve Polonya ayağının inşasına başlanan Füze Kalkanı'nın erken uyarı ve izleme radarı Malatya, Kürecik'te bulunuyor. Şimdi Türkiye'nin NATO üyeliği sonlandırıldığını düşünelim, NATO'nun yeni Stratejik Konsepti'nin odağında bulunan bu Füze Kalkanı'na ne olacak? Erken uyarı ve izleme sistemlerini başka bir lokasyona taşımak o kadar kolay bir iş mi? Hadi bir şekilde sistem onca maliyete rağmen revize edildi diyelim, jeostratejik pozisyonu nedeniyle tercih edilen Türkiye'nin yerine, Kalkan'ın kurulma nedeni olarak ortaya sürdükleri tehdit olan İran mı, Suriye mi, ya da kim tercih edilecek? Öt yandan, Füze Kalkanı'nda sona yaklaşılırken atılan her adımı 'Savaş ilanı' olarak niteleyen Rusya'nın Türkiye'nin NATO üyeliğinin sonlanması durumunda 40 gün 40 gece bayram ilan edeceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Şöyle söyleyelim, Rusya bu sonuçtan o kadar memnun olur ki, Putin Şam'ı Türkiye'ye hediye olarak vermeyi bile düşünebilir. Kendilerini sürekli tehdit olarak niteleyen NATO'nun en kritik üyelerinden birinin, bu şekilde Örgüt dışında bırakılması Çin'i de fazlasıyla memnun eder ve 'tek kutuplu dünya kabul edilemez” misyonunu taşımakla beraber bugüne kadar potansiyeli oranında bir güce ulaşamayan Şangay Beşlisi Türkiye'nin katılması ihtimaliyle bu kez NATO için gerçek bir tehdit haline gelir.
Dahası, Türkiye'nin NATO'dan kopması, Karadeniz'e kıyısı olan ülkeleri ve Doğu Avrupa'yı ciddi anlamda paniğe sevk edecektir. Karadeniz'deki varlığını artırmaya çalışan NATO gemileri için işler Mondros boğazlar sözleşmesi ve benzeri nedenlerle çok zor hale gelecektir. Yani Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak, NATO içi panik ve çatışmalara, tehdit görülen ülkelerin daha da büyüyüp güçlenmesine ve yıllardır yapılan yatırımların çöp olmasına neden olacaktır. Amerikalılar bu tehditleri savurup dursa da burada bazılarını sıraladığım aleyhte durumların herhalde farkındadır. Zaten tam da bu yüzden ABD Türkiye'yi NATO'dan çıkarıp kurtulamıyor, sürekli dönüştürmeye çabalıyor.
Özetle Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak o kadar kolay değil. Bunu bugün onlar kadar biz de biliyoruz, zira Türk medyası ve akademisyenleri de artık sadece ABD çıkarlarına göre yazıp çizenlerden ibaret değil. Bu nedenle ABD liderliğindeki Batı'nın Türkiye'yi NATO'dan atma tehditleri sadece bir blöf olarak kalacak. Ama şurası kesin, Erdoğan'dan kurtulmak için başka yolları denemeye devam edecekler. Mücadele henüz bitmedi, açıktan oynanmaya daha yeni başlanıyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018