Murat AKSOY
Bakanlar Kurulu kararını açıklayan hükümet sözcüsü Bülent Arınç, ortaöğretim 9. sınıftan itibaren kız öğrencilerin başörtüsü kullanabileceğini açıkladı. Ertesi gün Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın açıklaması ile sınırı ortaöğretim 5. sınıf olduğunu açıkladı.
Yönetmelik henüz ortada olmadığı için sınırın gerçekten 5. sınıf mı yoksa daha erken mi olduğunu bilmiyoruz. Bakan beyin dediği gibi bunu, yönetmelik çıkınca göreceğiz.
Sonuç aynı: Mahalle baskısı
Milli Eğitim Bakanı’nın bu açıklamasından nerden aklıma geldiyse geçen yıl gündeme gelen ve kamuoyunda ciddi tartışma yaratan Cami-Cemevi projesi geldi.
Gerek başörtüsü düzenlemesinin gerekse Cami-Cemevi projesinin aynı sonucu doğuracağını yani mahalle baskısına yol açacağını ifade eden bir twit (https://twitter.com/murataksoy/status/514302194498420736) attım.
Bu yazı, o twite gelen tepkiler ve bu tespiti açmamı isteyen talepler üzerine yazıldı.
Cami-Cem(ev)i projesi: Niyet iyi peki ya sonuç?
Önce Cami-Cemevi projesini ele alalım.
Türkiye'nin farklı yerlerinde olduğu söylenen bu projenin geçen yıl Ankara Tuzluçayır'da gündeme gelene kadar pek kimsenin ilgisini çekmemiş olacak ki, kamuoyunda açık tepki ile karşılaşmadı.
Daha önce başlamış olmasına rağmen herhangi bir tepki ile karşılaşmayan projenin Tuzluçayır’dakiyle tepki çekmesi, Gezi protestolarının sonrasına gelmesi (Ağustos 2013) etkili olabilir.
Gülen Cemaati ile Cem Vakfı'nın birlikte gerçekleştirdiği Cami-Cemevi projesi, avlusunda iki farklı ibadethanenin yani Cami ile Cemevinin bulunduğu bir yapı.
Cami-Cemevine üç itiraz
Bu projeye gelen temel eleştiriler üç noktada toplamak mümkün.
İlki, projenin Sünni bir bakış açıyla hayata geçirildiği.
İkincisi Aleviliği, bazı Alevilere rağmen doğrudan İslam dairesi içine alması.
Üçüncüsü de Alevilerin içindeki heterojenliği görmezden gelmesi ve Alevilerle bireysellik üzerinden değil kültürel bir kimlik (Alevilik) üzerinden ilişki kurması idi.
Bu eleştirilerin her biri teorik olarak doğrudur. Çünkü kültürel kimlik olarak Alevilik ya da Sünnilik özünde bireyseldir ve bireysel olduğu ölçüde de heterojendir. Herhangi bir projenin, yorumun o dine inandığını ifade edenlerin hepsini kapsaması mümkün değildir.
Başlangıç noktası eşit değil
Ancak bu teorik temele dayalı itirazlardan daha önemlisi şudur; bu proje niyetten ve amaçtan bağımsız olarak hayata geçtiği andan itibaren bir eşitsizlik üzerinden hayata geçmesidir.(gerçekleşecek olmasıdır olabilir hocam yukarıda hayata kelimesini kullanmışınız kulağı tırmalıyor) Bu eşitsizlikte baskın olan Sünni yorumdur.
İbadethane aynı kapıdan girmek, amaç ve sonuçtan bağımsız olarak kendiliğinden doğal mahalle baskı üretmekte ve sonuç olarak hedefi bu olmasa da, mahalle baskısı ve asimilasyona yol açması güçlü bir olasılıktır.
Bu projeye bazı Alevi kişi ve kurumların ideolojik tepkileri dışında esas siyasi itirazları budur.
Alevilerin Alisiyle ile Sünnilerin Hz. Ali’si farklı
Bu tartışmanın temel bir başka sorunsalı da Hz. Ali algısıdır.
Kamusal alanda çok konuşulmasa da, Hz. Ali, tarihsel kişilik olarak Sünnilerle ve Alevilerin büyük bir kısmı için farklı olduğudur.
Sünniler için Hz. Ali, Hz. Muhammedin damadı, akrabası, Halife iken; Aleviler için kendisinin ve ailesinin yaşadığı acılar ve mağduriyet üzerinden özdeşlik kurulan tarihsel kişiliğini de kapsayan sembolik bir varlıktır.
İki Ali arasındaki fark çok ama çok büyüktür. Cami-Cemevi projesini başlatanlar Hz. Ali algısı aynı göründüğüdür.
AK Parti’nin siyasal tercihi
Gelelim başörtüsünün 5. sınıfta serbest bırakılmasına.
Başörtüsünün ister 9. sınıfta isterse 5. Sınıfta serbest bırakılması temel insan hakkının tanınması ve bu anlamda serbesti olarak değerlendirmek zorlamadır. Bunun geçerli olabilmesinin koşulu aynı yönetmelikte; farklı inançlara sahip olanlara, farklı İslami yoruma sahip olanlara da dini sembollerini kullanabilmelerinin önünün açılmasıdır.
Bırakalım farklı inançlardan olanları, özellikle Aleviler için bir işkence haline gelen zorunlu din dersi örneği ortadayken, hükümetin başörtüsü kararını böyle özgürlükçü yorumlaması mümkün müdür?
Bu karar açık biçimde siyasaldır ve toplumsal mühendislik ürünü ve tek tip insan yetiştirmenin aracıdır.
Başlangıç noktası da, sayısal eşitsizlik içerdiği için de mahalle baskısı yaratacaktır. AK Parti’nin Sünni/Hanefi yorumunun baskın olduğu farklı İslami cemaatlerin dini yorumları ve farklı inanç gruplarını asimile etmesinin yolunu açacaktır.
Üstelik bunun, ortaöğretimin ilk yılına (5. sınıf) kadar indirilmesi çocuklar üzerinden psikolojik travma yaratma olasılığı çok yüksektir.
Biri sivil diğeri siyasal olsa da sonuç aynı
Sonuç olarak şunu ifade etmek gerekiyor ki, Cami-Cemevi projesi ne kadar sivil, ne kadar iyi niyetli ise ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılması o kadar siyasal ve toplum mühendisliğin sonucudur. Daha önemlisi bu, AK Parti’nin devlete Kendi dini yorumunu "resmi din" olarak dayatmasıdır.
Ama ikisi de baskın bir dini yorum ve eşitsizlik durumundan hareket ettiği için mahalle baskısı ve asimilasyon üretecektir.
Siyasal tercihte bulunanları bundan geri çevirmek zordur. Ama sivil alanda başlayan projeyi etkileme, dönüştürme ve eş düzeyli ilişki kurmak o kadar kolaydır. Bu da ister Sünni ister Alevi ister diğer dini cemaatlerin sivilleşmesi ve bireyselleşmesi açısından bir şanstır.
@murataksoy
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018