Nuray MERT
Trump karşıtı kampanyayı izlemeye değer, ama demokrasi dersi olarak değil, Trump’ın kişiliğinde su yüzüne çıkan, Amerika’nın karanlık yüzü; ayrımcılık, nobranlık, Amerikan istisnacılığı ve hatta şımarıklığının kendini gizleyen biçimlerini gözlemlemek açısından.
Her şeyden önce, Trump’a karşı çıkan liberaller ve diğerlerinin pek azı konuyu ciddi bir sistem, toplum, siyaset eleştirisi temeline oturtuyor, çoğunun meselesi ise Trump’ın “Amerika’ya yakışmadığı, gerçek Amerika’yı temsil etmediği, bir anomali olduğu” noktasından hareket ediyor. Bu noktada ABD ve aslında genel olarak Batı dünyasının karanlık yüzü ile “aydınlık” yüzü birbirine karışıyor.
Geçenlerde New York Times’da yayımlanan Kevin Baker imzalı bir yazı (23 Ocak) ile ne demek istediğimi çok iyi özetler mahiyetteydi. Beyefendi, “Seçim günü Amerika’da uyandım, Ekvador, belki Belçika veya Tayland veya Zambiya’da uyumaya gittim gibi hissettim” diyor. Herhalde ırkçı falan denmesin diye araya Belçika’yı sıkıştırmış, asıl dediği, “bu tür şeyler geri kalmış ülkelerde olur ama bizde olmamalıydı”. Nitekim yazının devamında da aynı hava hâkim ve Trump karşıtı liberallerin söylediklerinde de benzer bir tını var. Baker, her şeye rağmen “Amerikan istisnasına” (American exceptionalism) inanıyormuş, seçim sonrası “bildiği Amerika’yı kaybet(miş)”.
Belli ki, onun bildiği Amerika ile, pek çok Amerikalının ve de bizim bildiğimiz Amerika çok farklı. Belli ki, pek çok liberal veya Trump karşıtı muhafazakâr Amerikalı, Clinton’un rakibi Sanders’in karşı çıktığı Amerika’dan bile habersiz. Clinton’un temsil ettiği, süslü laflar ardına gizlenmiş “şirketler sultası Amerika”, dış müdahaleler ile pek çok ülkeyi savaş ve yıkıma getirmiş Amerika’dan Trump’tan utandıkları gibi utanmıyorlar. ABD’nin uzun tarihinden bahsetmiyorum, o uzun bir mevzu, çok yakın geçmişten ve son seçimlerde yarışan iki aday ve iki kamptan söz ediyorum. Liberallerin pek çoğunun, kraliçeleri Clinton’un onca skandala, yolsuzluk suçlamasına imza atmış olması, onlar için sorun değil. Vaktiyle Irak müdahalesine destek vermiş olması, sonra Libya müdahalesinin mimarlığını yapmış olması, sonuçta bu nedenle Dışişleri Bakanlığı muadili makamından istifa etmek zorunda kalmış olduğu halde pişkinliği elden bırakmadan Başkanlığa aday olmakta ısrar etmiş ve Trump’ın kazanmasının önünü açmış olması da mevzu bahis değil, tek dert Trump’ın Amerika’nın fiyakasını bozması. Onlar bu işlerin kibarca, süslü laflar ile götürülmesinden yana, dert bu. Liberal kampın kadınlarının da, kocasının Trump’la yarışır kadın avcılığı-tacizciliği siciline rağmen, olayların üstünü kapatmayı seçen bir güç delisi kadının, kadın hakları şampiyonluğuna soyunmasına itirazları yok. Hiç itirazı olan yok, demiyorum; itirazı olan kadınlar çok şey yazdı, söyledi ve her şeye rağmen Clinton’u desteklemedi. Ama Demokrat Parti, hepimizin izlediği gibi, Amerika’nın aydınlık yüzü olabilecek Sanders muhalefetine yüzünü çevirdi, kendilerini asıl temsil ettiğini düşündükleri adaya güç verdi. Şimdilerde gürültü koparanlar da onlar, “limuzin liberalleri”.
En komik olanı, bu kafada olanların düzenlediği “Kadın Yürüyüşü”ne, şarkıcı Madonna’nın bir erkekler dünyası küfrü ile imza atmış olması. Gerçi, daha önce aktör Robert de Niro da Trump’ı yumruklamak istiyorum diyerek, eleştirel düzeyini pek güzel sergilemişti. Trump seçimi ile, Amerika’nın sadece karanlık değil “aydınlık yüzü” de çok iyi su yüzüne çıkmış oldu. Tabii ki, ne Amerika ne de başka bir ülke ve toplum için, toptancı olmak lazım. Benim söylediklerimin çok daha fazlasını pek çok Amerikalı yazar, çizer aktivist söylüyor, her toplumun aydınlık yüzü var, ben sadece Trump ve Trump karşıtlarının öne çıkardığı tablodan bahsediyorum. Pek çok ülkede, aydınlık yüz diye ortaya çıkanların aslında, önemli konularda karşı çıktıklarından farkı yok diyorum, dahası, onlar yüzünden sahici bir muhalefet yeşeremiyor, çoğunluk onlara tepkisi dolayısı ile popülist sağa savruluyor, bu konuyu ciddiye almak lazım diyorum.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023