Orhan MİROĞLU
Sadece PKK medyası değil, Doğan medyası da içinde, genel olarak Kürt medyası; daha bağımsız ve güvenilir bir yayıncılık politikası olan NTV, HABER-TÜRK gibi televizyon kanalları, çözüm süreci söz konusu olduğunda, bazı ezberleri, tekrarlamaktan kendilerini kurtaramıyorlar.
Kürt toplumunun ve siyasi tercihlerinin geleceğini, HDP/PKK’ye bağlıyor, bunu değişmez bir gerçeklik olarak peşinen kabulleniyorlar. Madem AK Parti tek başına iktidara geldi, o halde çözüm süreci kaldığı yerden devam etmeli ve müzakere masasına dönülmelidir diyorlar.
Ezberler bununla da kalmıyor. ‘Çözüm sürecinin asıl siyasi muhatapları HDP/PKK’dır. Hükümet bu gerçeği görmez ve başka muhataplar ararsa, Türkiye’de sorun çözülemez' diyorlar.
Diyelim ki müzakere masasına dönüldü. O masada PKK’nın silahları gömmesi, KCK ve YDG-H’nin şehirlerde, ilçelerde sürdürdüğü işgalin sona ermesi, bu yapıların kendilerini feshetmesi ve Kürt siyaseti dediğimiz siyasette eğer normalleşme olacaksa, HDP’nin yegane siyasi merkez haline gelmesinin koşullarının yaratılmasından başka ne konuşulacak?
Burada duralım ve şu soruyu soralım: PKK ve Öcalan’ın bunları konuşmaya hazır olduğunu söylemek mümkün mü?
Eğer elinde silah tutan güç, o masaya elinde tuttuğu silahın gücüyle oturup, siyasi pazarlık yapmayı mesela yeni anayasa, demokratikleşme ve hatta barajların, karakolların inşası, çevre ve kadın sorunlarının çözümüne varıncaya kadar, her şeyi pazarlık konusu olarak tahayyül ediyorsa, bu güçle Türkiye müzakere masasına nasıl oturacak?
PKK, müzakere masasını, silahları gömmek ve KCK/YDG-H gibi yapıların tasfiyesi ve normalleşme için değil, bir çeşit siyasi ortaklık için istiyor.
Çözüm sürecinde devlet, bu gerçeği görmedi ya da gördü ama Öcalan’la bunun zamanla tolere edilebileceğine inandı. Tecrübeler gösteriyor ki bu hem AK Parti’nin hem devletin ve hem de bölge halkının ağır bir fatura ödemesine yol açtı, Öcalan’ı da devre dışı bıraktı.
PKK’yı silahlandırmak isterken bir de baktık ki, ilçeler hendeklerle yarılmış ve o hendeklere bombalar yerleştirilmiş, bombaları patlatmak için uzatılan kabloların başına da 14-15 yaşında çocuklar nöbetçi olarak dikilmiş.
***
Nusaybin ve Cizre’deki o sokaklara şimdi, belediye başkanı olarak Ahmet Türk, milletvekili olarak Mithat Sancar da giremiyor..
Yani, Altan Tan’ın dediği gibi ‘HDP’nin gücü artık PKK’ya yetmiyor..’
KCK müzakere talep ediyorsa, elinde tuttuğu o şehirleri, ilçeleri, hendekleri kapatarak HDP’ye teslim etsin yeter, bu dahi normalleşme için iyi bir başlangıç olur.
Haziran seçimlerinde AK Parti’nin bölgede uğradığı yenilginin temel sebeplerinden biri, PKK’nın şehir ve ilçelerde yaptığı işte bu tahkimat ve kurduğu sistemdi.
Haziran seçimlerinden sonra, kamu güvenliğinin sağlanması yönünde halktan gelen taleplere hükümet aldırmaz ve bu aldırmazlık koşullarında 1 Kasım seçimlerine girilseydi, AK Parti’nin bölgedeki oyları daha da düşerdi. Belki %10’a, belki daha da az..
Bu duruma gelmiş bir Türkiye’de Allah aşkına müzakere masasında Türkiye’nin üniter birliğini konuşmaktan başka geriye ne kalacaktı?
Haziran sonrasında başlayan operasyonlar, PKK’nın moral üstünlüğünü kırdı. Bu operasyonlar olmasa ve Türkiye PKK şiddeti ve terörüne karşı yeni bir mücadele konseptini hayata geçirmeseydi, yapılacak tek şey kalırdı:
Üniter birliğimizi, PKK’nın ve arkasındaki güçlerin insafına bırakarak müzakere masasına oturmak! Demokratik özerklik ilan edilen yerlerde, devletin hükümranlık haklarını devretmesi!
Bu gerçekleri bilmeden, hala girilemeyen ilçeler gerçeğini gözardı ederek, müzakere masasına ve çözüm sürecine geri dönüş çağrıları yapmak, belki iyi niyetli olabilir ama cehenneme giden yolda bir iyi niyet, o kadar..
Çözüm süreci, PKK’ya tek başına hakim olacağı bir iktidar alanı açma süreci olarak yola devam edemezdi. Cumhurbaşkanının herkesten önce bu gerçeği fark etmesi, bir felaketin eşiğinden dönülmesini sağladı.
Kasım seçimlerinden sonra, bu felaketi hatırlatan yeni bir tanımlama yaptı Sayın Cumhurbaşkanı ve çözüm sürecinin, bundan böyle ‘milli birlik ve kardeşlik süreci’ olarak ifade edileceğini söyledi.
Türkiye’nin dağlarında ve şehirlerinde, silahlı insanlar var, terör eylemleri ve can kayıpları var.
Milli birlik ve kardeşlik projesi elbette bu beladan kurtulmayı da kapsar ve kapsamalıdır. Ama PKK ‘Ben silah bırakmam, devlet silah bıraksın’ demeye devam ettikçe, devlete, PKK’yla mücadele etmekten başka bir yol kalmaz.
Silah bırakma yönünde samimi bir irade beyanı olursa, devletin ilgili birimleri süreci kolaylaştırmak için, elbette gerekirse diyalog kurar, gerekirse müzakere yürütürler. Dünya deneyimleri bu konuda başka bir şey söylemiyor. Ama kimse de silah bırakacaklar diye IRA ve ETA’yla, İspanya ve İngiltere’nin siyasi sistemini ve anayasasını müzakere etmek için masaya oturmadı, oturdu diyenler yalan söylüyor!
1 Kasım seçimleri AK Parti’yi bölgede umut haline getirdi. PKK öyle işler yaptı ki, bölünme, parçalanma, Suriye ve Irak’a benzeme, bugün Kürt halkını, Türk halkından daha fazla korkutuyor. Bölgede bu korkuyu bertaraf edecek, yeni bir siyasi süreç başlıyor şimdi. Muhatabı halk olan bir süreç. CHP, MHP yok oralarda. Türkiye demek o bölgede AK Parti demek. Üniter birlik demek, AK Parti demek. Devlet demek AK Parti demek. AK Parti’nin bir tek hata yapma hakkı bile yok. Sırat köprüsünden geçiyoruz, herkes farkında olmalı..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016