Oya BAYDAR
Boşuna gürültü, boşuna zahmet: CHP, CHP olarak kaldığı sürece Dersim’le yüzleşemez. Bu yüzleşmeyi, şu sırada CHP’yi yıpratmak için Dersim konusuna mal bulmuş Mağribi gibi sarılan AKP de başaramaz. “Arşivler açılsın, belgeler saçılsın, tarihçiler konuşsun” sakızını çiğneyip sûret-i haktan görünse de, içinden çıktığı Sünni Müslüman gelenek ve buna eklenen milliyetçilik bu türden bir sorgulamanın sonuna kadar götürülebilmesinin önünde engeldir. Dersim tertelesi ile (1937-38 soykırımı) CHP gibi konunun üstünü örtmeye çalışarak, AKP gibi sorunu araçsallaştırıp “mış gibi” yaparak yüzleşilemez. Çünkü Dersim’le yüzleşmek, temeli yüz yıl önce atılmış egemen ideolojiyle, Sünni Türk ulus - devlet ideolojisiyle yüzleşmektir.
Dersim konusunda bilinmedik bir şey yok; devlet veya silahlı kuvvetler arşivlerinde bilinenleri kökünden yalanlayacak, oradaki katliamı haklı, zorunlu ya da olmamış gösterip, Atatürk’ten başlayarak dönemin asker-sivil sorumlularını ve tek parti CHP’yi temize çıkaracak belgeler aramak boşuna. Tabii düzmece belgeler sunulmazsa... Fotoğraflar, eldeki resmi evrak, birinci elden tanıklıklar, nüfus ve ölüm kayıtları, sözlü tarih metinleri, vb. Dersim’in Tunceli’ye dönüştürülmesinin kanlı ve kirli tarihini bütün açıklığıyla gösteriyor. Havadan konuşmuyorum; uzunca bir süredir (CHP’li Onur Öymen’in Meclis’te Kürt sorununun barışçı çözüm anlayışına karşı çıkıp PKK’ye karşı şahninliği savunurken “Dersim’de de analar ağlamamış mıydı” diyerek kırımı örnek gösterdiğinden beri) yazmakta olduğum romanla da ilgili olarak Dersim çalışıyorum. Kelime oyunu yaparak “insanlık dersimi çalışıyorum” da diyebilirdim.
Dersim’de olup bitenler bütün ulus devletlerin tarihlerindeki kara lekeler gibi bizim devletin tarihine de kanla kazınmış bir suç ve günahtır. Ve bu suç ve günahtan herkes, her siyaset ve iktidar payını almıştır. Kimisi doğrudan fail olarak, kimisi yardım ve yataklıktan, kimisi suçu saklamak, örtbas etmek, unutturmaktan, hepsi birden de gerçekleri saklayarak ve çarpıtarak halka yanlış bilinç aşılamaktan, nefret söylemini körüklemekten.
Dersim konusu açıldı mı, ilk tepki ve soruları “Devlet hiçbir şey yokken, devlete karşı isyan edilmemişken durup dururken mi yürüdü Dersim’in üstün? Neden Konya, Yozgat, Adapazarı değil de Dersim bombalandı?” olanlara hiç uzatmadan verilecek yalın cevap (benim değil de, devleti aklamak için kimilerinin can simidi gibi sarılmak istediği belgelerin ve tanıklıkların cevabı) şöyledir: “ Evet, öyle bir isyan yoktu, yaratıldı.”
Dersim ve çevresine düzenlenen, resmen 14 bine yakın, farklı kaynak ve tanıklıklara göre 40 bin kadar insanın kadın, çoluk, çocuk, bebek, ihtiyar, hasta gözetmeden utanç verici şekilde öldürülmesine, derelerin, günler boyunca ceset taşıyıp kan rengi akmasına, Dersimlilerin tehcirine, bölgenin yıllar yılı yasak bölge olarak kalmasına, insanların maddi manevi telef olmasına neden olan harekatın (bugünkü tabirle operasyonun) gerekçesi sayılan isyan resmi tarihin sayflarındadır sadece. Bölgenin tarihsel, ekonomik, coğrafi özelliklerine bağlı olarak aşiretlerin kendi aralarında çatışmalar, eşkıyalık olayları, çoğu zaman yoksulluk yüzünden devlete vergi vermeye ya da memurların ceberrutluğuna direnme, aşiret kadınlarına jandarma tasallutu, kız kaçırma vb gibi nedenlerle ufak çaplı saldırılar, kanlı kavgalar olduğu doğrudur. Ancak bölgede birbirleriyle de sorunları olan onlarca aşiretin söz konusu yıllarda devlete karşı örgütlü bir isyanı yoktur. 1937-38 tenkilinin kararı daha 1935’te çoktan alınmış, planları ince noktalarına kadar yapılmıştır.
“Neden Dersim”in cevabı ise çok daha basit ve açık: Bölgede farklı bir kültür, gerek inançlar gerekse etnik aidiyet açısından farklı bir halk yaşamaktadır. Kendilerini Kürtlerden de ayıran (devlet için bu önemli değildi, hepsi aynı kefeye konulabiliyordu), kendilerine Kırmanc, dillerine Dımili diyen, kadim dinlerden gelip Müslümanlıkla harmanlanmış inançları Kızılbaşlık olarak aşağılanan, yaşadıkları o sarp dağlık coğrafyanın izlerini taşıyan özgür ve yoksul bir halk. Türk ulus devletini Batı burjuva modelinde kurma misyonuna sahip Cumhuriyet devletinin iptidai (ilkel), cahil, medeniyet dışı bir çıban başı olarak gördüğü (resmi belgelerdeki nitelemeler) ve sökülüp atılması gerektiğini tesbit edip 38’de de gereğini katliam ve tehcirle yerine getirdiği bir halk.
Amaç bu halkı medenileştirmek (!), medenileşemeyeni yok etmekti. Medenileşmek Batıcı-laik bir Türk olmak, kendi inancını, dilini, kültürünü, kimliğini unutmak, asimile olup dayatılan tek tipliliği kabul etmekti. Konuyu uzatmama gerek yok, bugünlerde Dersim üzerine pek çok yazı çıkıyor, belgeler açıklanıyor, tarihçiler, uzmanlar ve Dersimliler konuşuyor. Meraklı olan ve önyargılarından kurtulmayı becerebilenlerin kendi özgür fikirlerini üretebilecekleri kadar malzeme mevcut.
Dersim’i yola getirme, olmadı yok etme operasyonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisinin ve kurucu kadrolarının etnik asimilasyon, olmadı temizlik anlayışının duraklarından biriydi. Benzerlerine tarihte başka ulus - devlet kuruluşlarında ya da sömürgeleştirme süreçlerinde rastlanan bir asimilasyon zorlaması. Cumhuriyet öncesinde, ulus-devlete doğru adım adım gidilirken sorumluluğunu esas olarak İttihatçıların taşıdığı Ermeni tehciri ve kırımı da aynı Türkleştirme amacının parçası değil midir?
CHP, CHP olarak kaldıkça Dersim’le yüzleşemez, AKP de olsa olsa CHP’yi biraz daha örselemek için mış gibi yapar, dememin nedeni bu işte. Konuyla yüzleşmek Türk ulus devletinin kurucu ideolojisiyle topyekûn yüzleşmek demektir. Tarihimizi inkâr etmeden, gerçeklerden korkmadan, tabuları aşmayı göze alarak ve bütün olayları sosyolojik bağlamlarıyla ele alıp duygusallığa kapılmadan cesaretle ve komplekssiz sorgulayabilmek demektir. Böyle bir sorgulama Dersim’le sınırlı kalırsa, tabuları aşma konusunda büyük ölçüde yararlı olsa da meselenin özüne inemez. Bazılarının haklı olarak belirttiği gibi iktidardaki siyasal-ideolojik çizginin CHP’yi ve Atatürk’ü yıpratma operasyonuyla sınırlı kalır.
Neden AKP de yüzleşemez dediğimi şimdi daha iyi anlatabilirim sanıyorum. Yüzleşemez, çünkü o zaman başta Ermeni tehciri ve kırımıyla, Varlık Vergisiyle, 6-7 Eylül’le, azınlıklara yapılmış zulümlerle, 76-80 döneminde Alevilere yönelen kanlı katliamlarla ve de en önemlisi Kürt sorunuyla, 30 yıllık savaşta yitirilen 50 bine yakın insanımızı ölüme götüren zihniyetle de hesaplaşması gerekir. Çünkü bunlar münferit olaylar değil, bütünsel zihniyetin parçalarıdır. “Dini Zendüştlük olan” diyerek bölge halkına ayrımcı gözlüklerle bakan, Alevilikle bile göstermeliğin ötesinde barışamayan Sünni-Türk devlet ideolojisinin günümüzdeki taşıyıcısı ve motor gücü olan bir siyasetten bunu beklemek hem yanılgı hem de haksızlık olur.
Yine de Dersim tartışmalarını hiç küçümsemiyorum. Pandora’nın kutusunun açılması iyidir. Bir süredir şişeden çıkan cinler ortalıkta dolaşıyor, onları yeniden şişeye sokmak mümkün değil. Güç olacak; azim, cesaret, yurttaşlık bilinci, tabulardan özgürleşmiş, gerek dinsel gerekse laik-cumhuriyetçi muhafazakârlığın kısıtlarından kurtulmuş kafalar ve dar siyasal hesapları aşan vicdani bakış gerektirecek.
Yüz yıl, seksen yıl önce kendi tarihsel-sosyolojik haklılıklarını taşıyan bir ideolojinin 21. yüzyıl dünyasında ve Türkiyesi’nde sorgulanması ve aşılması gerekiyor. Aşmak, inkâr değil ileri götürmektir, çağın taleplerine ve insanlığın henüz varamasa da amaçladığı ilkelere doğru evrilmesini sağlamaktır. Kişi tapıncı, devlet yüceltmesi, özgürlüklerin sınırlanabileceğini sanan sınırlı düşünce, çoğulculuğu tehlike gören Sünni-Türk egemenliği dayatması, her Türk asker doğar zihniyeti, sorunların çatışmayla, savaşla, zorla çözülebileceği yanılgısı, kendi doğrularından başka doğru, kendi inançlarından, kendi yaşam biçiminden farklı bir yaşam biçimi tanımama ilkelliği, Dersim’in temelindeki tahayyül dünyasının parçalarıdır. Dersim’le yüzleşmek bu bütünü, bu zihniyeti sorgulamakla olur.
Dün bugündür, bugün ise yarın... Bugün dünle yüzleşmeye cesaret edemezsek, yarın gelecek kuşaklar bugünü yargılayacaklar. Üstelik öyle bir yargılama için günümüzde de bol miktarda malzeme üretiliyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024