Şahin ALPAY
Suriye halkının yaşadığı, tarihin en büyük trajedilerinden biri dünyanın gözleri önünde devam etmekte.
Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, Beşar Esad diktatörlüğüyle muhalifleri arasındaki çatışmalarda ölenlerin sayısı 100 bine dayandı; başta Lübnan (600 bin), Ürdün (500 bin) ve Türkiye (400 bin) olmak üzere Irak ve Irak Kürdistan’ı dahil komşu ülkelere sığınan Suriyelilerin sayısı 1,5 milyonu aştı. Sünni burjuvazinin ve askerlerin rejimi giderek terk etmesine, tümüyle Nusayri azınlığa dayanır hale gelmesine rağmen Baas diktatörlüğü, İran, Rusya ve Hizbullah’tan aldığı destekle kuvvet dengesini lehine çevirmeye başladı. Suriye’deki kriz, başta Türkiye ve Ürdün olmak üzere ABD’nin müttefiklerinin istikrarını tehdit ediyor.
Buna rağmen Barack Obama yönetimi, diktatörlüğün yıkılmasını istediği halde, bugüne kadar trajediye son vermek için harekete geçmedi. İki gün önce ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey, Senato’da yapılan bir oturumda, isteği üzerine Obama’ya müdahale seçenekleri sunulduğunu, bunların yönetim tarafından müzakere edildiğini açıkladı. Seçenekler başta kimyasal silah depoları olmak üzere ana askerî hedeflerin bombalanmasını, uçuşa yasak bölge ilanını ve kara harekatını içeriyor. Bunlar arasında El Kaide’ye bağlı muhalif unsurların insansız hava araçlarıyla vurulması da var. (The Daily Telegraph, 18.07.2013) Ne var ki Dışişleri Bakanı John Kerry, dün Ürdün’deki Suriyelilerin sığındığı Zaatri mülteci kampını ziyareti sırasında, sığınmacıların ABD’nin duruma müdahale etmesi için ısrarlı talepleri karşısında, “Bu iş sanıldığı kadar kolay değil...” dedi. (Wall Street Journal, 19.07.2013)
Evet, ABD Bosna’da, Kosova’da yaşanan trajedilere kayıtsız kalmadı; Libya’da Kaddafi diktatörlüğünün devrilmesine omuz verdi. Peki, neden Suriye’de yaşanan trajediyi seyrediyor? İtiraf edeyim ki, bu soruya en doyurucu cevaba Al-Hayat gazetesinde yayımlanan, “Suudi Arabistan ABD’nin Suriye’de yeni bir hayal kırıklığı yaratmasından kaygılı” başlıklı ve Halit Al-Dakhil imzalı yorumda rastladım. Yorumda (“eşitlik ve adalet değerleri sayesinde Beyaz Saray’a gelen bir Afro–Amerikalı” olan) Obama’nın Suriye’ye seyirci kalmasının nedenleri şöyle sıralanıyor: 1) Obama dış politikasında bir kararlılık yok. Bush yönetiminin etkisinden kendini kurtaramıyor; bu yüzden Irak ile Suriye arasındaki farkı göremiyor. 2) Birinci önceliği, İsrail’in çıkarları ve güvenliği. İsrail, Beşar Esad’ın yerinde kalmasını tercih ederdi, fakat bu mümkün olamayacağı için, Suriye’nin olabildiğince tahrip olmasını, “Arapların birbirlerini öldürmelerini” istiyor. 3) Obama, Suriye krizinin Rusya ile uzlaşmayla çözümünü tercih ediyor. Bu açıkça ilan edildi. İlan edilmeyen, İran’la da uzlaşma aradığı. Hasan Ruhani’nin başkan seçilmesinden sonra bu eğilim daha da güçlendi. 4) 11 Eylül’den sonra Washington bölgede Sünni hakimiyetinin kırılması gerektiğine karar verdi. Irak’ı İran’ın Şii müttefiklerine terk etmesinin nedeni bu. (12.07.2013)
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’deki krizin Türkiye’yi ne kadar etkileyebileceğinin görüldüğüne işaretle, BM Güvenlik Konseyi’ni göreve çağırmakta, “BM Güvenlik Konseyi, eğer BM Güvenlik Konseyi olmanın gereğini yapacaksa, an bu andır” demekte, kuşkusuz, yerden göğe haklıdır. Suriye’deki trajediye dur demenin zamanı çoktan geçmiştir. Ne var ki, ABD ile Rusya (ve İran?) arasında uzlaşma sağlanmadan BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesinin söz konusu olamayacağı ortada. ABD inisiyatifi eline alır mı? Muhtemel görmüyorum.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020