Şahin ALPAY
İsveç'in Ankara Büyükelçiliği geçen 12 Kasım'da “Türkiye'den İsveç'e Göçün 50. Yılı” dolayısıyla bir seminer düzenledi.
1970'lerde İsveç'e siyasi mülteci olarak gidip, daha sonra orada Türkiyeli göçmenlerin sosyal ve siyasal uyum süreçlerini konu alan bir doktora tezi yazdığım için ben de davet edildim. Konuşmamda İsveç'ten alınabilecek dersler üzerinde durdum.
İsveç 1850'lerden 1930'lara kadar yoksulluktan ve dini baskılardan (devlet dininin dayatılmasından) kaçış nedenleriyle (ABD ve Avustralya başta) dışarıya göç verdi. 2. Dünya Savaşı sonrasında işgücü göçüne, 1970'lerden itibaren de giderek büyüyen mülteci göçüne kapıları açtı. Bugün Avrupa'da göç alan ülkelerin başında geliyor; 10 milyonluk nüfusun yüzde 16'sı göçmenlerden oluşuyor. Yarıya yakını mülteci olduğundan, göçmen ve mülteci kavramları özdeşleşmiş durumda.
Anlaşılacağı üzere İsveç, Avrupa'nın en liberal göç politikaları izleyen ülkesi. En azından 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, savaş ve baskılar yüzünden ülkelerinden kaçmak zorunda kalanlara kapıları açmanın bir insanlık görevi olduğuna dair yaygın mutabakatın yanı sıra göçün ülkenin ekonomik ve kültürel dinamizmine yaptığı katkının bilincinde olunması bunun başlıca nedenleri. Bütçenin yüzde 4'ü, sosyal harcamaların yüzde 60'ı göçmenlere ayrılıyor. Göçmenler İsveççe dil ve meslek kurslarından, çocukları anadil eğitiminden yararlanıyor. 1976'dan beri yerel seçimlerde oy kullanıyor; 5 yıl suç işlemeden ikamet halinde vatandaş olabiliyor. Bu süre mülteciler için 4, Kuzey ülkelerinden gelenler için sadece 2 yıl. 2011'den bu yana çifte vatandaşlığa izin veriliyor. Mültecilerin çoğu bu nedenlerle İsveç'e sığınmak istiyor. Ne var ki 2015'te gelen mülteci sayısı 190 bini aşınca kapılar kapandı.
Göçmenlerin entegrasyonunda, yani ekonomik ve siyasi uyumunda en başarılı ülke sayılsa da İsveç'te, göçmenler arasında işsizlik yüzde 20 ile yerlilerin 4 katı, gettolaşma önemli bir sorun. 1990 sonrasında önce eski Yugoslavya'dan, sonra Ortadoğu'dan gelen yoğun mülteci göçü, sonunda göçmenler lehindeki toplumsal mutabakatı sarstı. Son yıllarda göçmenlerle yerliler arasında daha önce hiç rastlanmayan şiddet olayları baş gösterdi. İsveç Demokratları adını alan ırkçı parti 2014'te yüzde 13 oranında oy aldı; son yoklamalara göre yükselişte. Ne var ki öteki partilerin hepsi, göçün değil ırkçılığın tehlike olduğu görüşünde.
Türkiye de İsveç gibi, önce dışa göç verirken 2007'den bu yana net göç alıyor. 2011'den bu yana savaşın yıkımından kaçan 2 milyonu aşkın Suriyeli geldi. Onlara kapıları açmak kuşkusuz insani bir vecibeydi. Ne var ki, birkaç ay sonra ülkelerine gideceklerini hesap etmek ya da Avrupa'ya gönderilebileceğini veya kurulacak “güvenli bölge”deki “konteyner şehirler”e gitmeye zorlanabileceklerini hayal etmek ne kadar yanlışsa, zamanla hepsinin ülkelerine döneceklerini varsaymak da o kadar yanlış. Aklı başında bir yönetimin, mültecileri tehlike olmaktan çıkarıp fırsata dönüştürmek için, öncelikle sığınma hakkı ve çalışma izni vererek entegrasyonlarına, yani uyum sağlamalarına yönelik bir nüfus politikası izlemesi gerekir.
Bu bağlamda özellikle dikkate alınması gereken iki husus var: 1) Suriyelilerin çoğunluğu çocuklardan oluşuyor. 660 bin çocuktan 400 bini okula gidemiyor. Bunların topluma kazandırılmalarının birinci şartı, eğitim görmeleri ve Türkçe öğrenmeleri. Anadillerini geliştirmek de tabii ki doğal hakları. Bunları sağlamak hiç kolay olmayabilir, ama AB'den alınacak ve istenecek yardımlar esas olarak onların eğitimine hizmet etmeli. Konunun arzettiği önem için Tolga Tanış'ın “Arapça mı, Türkçe mi?” başlıklı yazısına (Hürriyet, 10.01.2016) bakılabilir. 2) Türkiye'nin çok–kültürlü niteliği giderek güçlenecek. Bu gerçeği hesaba katmayan politikalar, çok acı sonuçlar doğurmaya devam edecektir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Fark, karizma olabilir mi?
14.06.2023 - Harikalar diyarında
21.12.2020 - Kaçık Radyo'ya uzun ömürler
6.02.2020 - Kemalizmin amaçlanmayan sonuçları
18.11.2020 - Darbecilikle boğuşurken popülizme yakalanmak
30.09.2020 - Assar Lindbeck ve liberal sosyal demokrasi
24.09.2020 - Yeni dünya görüşüm
20.07.2020 - Kadri bilinmemiş bir şah-eser
8.05.2020 - Trump'ın dünyaya verdiği dersler
29.04.2020 - Ne umduk, ne bulduk
21.04.2020
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Bayan Rosita
Ben Bayan Rosita duyuyorum bir Meşru ve Saygın kredi Alacakliya vardır. Biz business.We yatırım için, kötü bir kredi veya faturaları ödemek için paraya ihtiyacı var biz vermek sizi bilgilendirmek için bu orta kullanmak istediğiniz mali yardım ihtiyacı olan bireylerin, mali yardım Biz kredi fonları ile dinamik bir şirket dışında [email protected]: güvenilir ve yararlanıcı yardım gibi mail adresi yoluyla size loan.Contact bize sunduğu mutluluk Rendered hizmetleri arasında; Refinance, Ev Geliştirme, Yatırım Kredisi, Taşıt Kredisi, Borç Konsolidasyon, Kredi Hattı, İkinci Mortgage, İşletme Kredileri, Bireysel Krediler, Araç Kredisi, Oto Kredisi. Ilgilenen varsa geri yazın. TAM ADI ......... EV ADRESİ ...... SEX .......... YAŞ .......... MEDENİ HALİ ........ ÜLKE .......... CEP NUMARASI ......... OFİS SAYISI ......... DEVLET .......... AYLIK GELİR ......... MESLEK ..... DOĞUM TARİHİ ..... MİKTARI KREDİ OLARAK GEREKLİ ......... KREDİ SÜRESİ ...... KREDİ AMACI ......... Bu bilgi daha ileri tamam devam böylece bu bize geri almak. Senden iyi duymak için bekliyorum. Bayan Rosita.