Sanem ALTAN
Ne düşünüyorum biliyor musunuz?
Gelmiş geçmiş bütün büyük aşklara baktığımızda, bağlanılanların, uğruna hayatlar yakılanların hepsi ihanete, ölüme, bencilliğe, deliliğe, hoyratlığa yakın duranlar…
Nedense büyük aşklar masumlar arasından çıkmıyor.
En sevilenler en defolular oluyor genellikle…
En zehirlilere, bizi en fazla yaralayacak olanlara bağlanıyoruz.
Oysa hep en akıllı, en yakışıklı, en güzel, en masum, en zekiyi arayıp duruyoruz…
Onları seveceğimizi, onlara bağlanacağımızı düşünüyoruz.
Ama her seferinde gidip en güçsüze, en zalime, zayıflıkları, çarpıklıkları, hastalıkları, korkuları en fazla olana bağlanıyoruz.
Ve artık neredeyse eminim ki insanları birbirlerine sevgileri değil, zayıflıklarının benzerliği bağlıyor…
Zayıf yerinden benzersen, bu kopamayacağın en güçlü bağı yaratıyor.
***
Size de öyle olmuyor mu?
Kitaplarda, filmlerde, gerçek hayatlarda bu böyle değil mi?
Ölüme, deliliğe, zayıflığa, bencilliğe, kendini beğenmişliğe, vurdumduymazlığa kayıtsız kalamıyoruz.
O gizli yerlerimize yerleşmiş, en karanlığımızda duran zayıflıklar birbirimize çekiyor bizi.
Ama her karanlığa da bağlanmıyoruz tabii…
En parlağını seçiyoruz.
Hem ona bağlanıyoruz hem ona acıyoruz, hem onu çok kıskanıyoruz hem de bıyık altından küçümsüyoruz.
Ve neredeyse her defasında, bu karışıklığın ortasında hep aynı tuzağa düşüyoruz.
O en sevdiğimize, o en bağlandığımıza, o en zayıfına bir zaman sonra düşmanlık duymaya başlıyoruz.
Yaralanmış oluyoruz çünkü…
Zayıflıklar ağır gelmeye, o bağlandığımız hoyratlıklar sevimsizleşmeye başlıyor.
Bir insanın sevdiğine düşman olması kadar taşınması zor bir duygu ikiliği yoktur herhalde.
Bir ilişkiyi aşktan bile fazla hırpalayacak şey, bana sorarsanız bu karmaşa.
Sevdiğine düşmanlık duyarsan, o birbirine benzeyen zayıflıklar her yanınızı kanatıyor…
Ve bir defa kanamaya başlarsanız, o ilişkiden bir daha hayır gelmiyor.
Birbirini seven ama birbirine düşmanlık duyan, yaralanmış, o yaranın acısıyla biribirini daha fazla acıtmak isteyen, acıttıkça ve canı yandıkça daha çok bağlanan, bağlandıkça düşmanlık duyan, içinden asla çıkabileceğine inanmadığı bir ilişkinin parçası haline gelen iki ayrı kişiye dönüyor insan…
Geçenlerde sevmesini çok iyi becerdiğini düşündüğüm bir arkadaşım sevgilisi için ‘onu tüm zayıf yanlarıyla seviyorum ama onun çok da acı çekmesini istiyorum’ dedi.
Bütün bunları, o anlatırken gözlerinde gördüğüm acı düşündürdü bana.
Sakindi, sevdiğini söyleyebilecek kadar güçlüydü ama çok yaralanmıştı belli ki…
Ona, onun sevgi zannettiği şeyin aslında zayıf yanlarının birbirine benzerliği olduğunu söylemedim.
Belki söylesem rahatlayacaktı…
Ama kırk yılllık hayatımda pek az şey bilmeme rağmen şunu çok iyi biliyorum ki, eğer o tuzağa düştüyseniz, eğer sevdiğinize düşmanlık duymaya başladıysanız, uzun bir süre hasta kalacak ama iyileşmek için o hastalıktan kurtulmak yerine o hastalığa sarılmak isteyeceksiniz.
Hastalıktan kurtulmak, aradaki tek bağı da koparmak olacaktır çünkü.
Halbuki o anda o kopmak istemez insan.
Ne acısından ne geçmişinden ne öfkesinden ne düşmanlığından…
İyiliği, hastalıkta aradığı bir dönemdedir.
Onu zamanın şefkatli kollarına bırakmaktan başka çare yoktur.
Bu hastalığı ancak zaman iyileştirecektir çünkü.
Küçük bir not: Dünkü elektrik kesintisi beni de vurdu, internetsiz telefonum şarjsız kalakaldım.. Ve size eski yazılardan birini seçtim...Bilmem ki, kimbilir size ne demek istedim...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
28.02.2016
26.02.2016
21.02.2016
17.02.2016
10.02.2016
5.02.2016
31.01.2016
29.01.2016
27.01.2016