Yalçın ERGÜNDOĞAN
CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin milletvekilliği genel seçimi için HDP'yi dışında tutarak oluşturduğu "Millet İttifakı" protokolü 5 Mayıs 2018 Cuma günü Yüksek Seçim Kurulu’na verildi.
İttifak protokolü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın imzalarını taşıyor.
AKP, MHP ve sonradan da BBP’nin dahil edilmesiyle oluşan “Cumhur ittifakı” da Milletvekili seçimlerine beraber katılacağını çok önceden açıklamış, yasal düzenlemeleri de kendilerine uygun (!) yürürlüğe sokmuştu.
“Millet İttifakı”nı oluşturan partilerden DP hariç diğerleri kendi Cumhurbaşkanı adayları ile CB seçimlerine katılırken, “Cumhur İttifakı” ise “Reis”i çoktan aday ilan etmişti.
Görünen, bu ittifaklar ile de tescillenmiş oldu: “Millet” de “Cumhur” da resmen bölücü.
Nasıl ki, AKP “memleketi koalisyonlar mahvetti” diye diye yarattığı algı ile iktidara geldiği günden beri ülkeyi koalisyonlarla yönetiyorsa; bu ittifaklar da “bölünme” korkusu algısıyla fiilen kendileri bölücülük yapıyor.
7 milyona yakın yurttaş ne “millet”in, ne de “cumhur”un içine alınıyor…
* * *
“Millet İttifakı” ittifak protokollerini YSK’ya teslim ederken bildiri yayınlamış. Bildirilerinin son cümlesi ise şöyle:
“Farklı program ve dünya görüşlerimizi muhafaza ederek Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, İyi Parti ve Saadet Partisi olarak, 24 Haziran 2018 günü yapılacak 27. Dönem Milletvekili Seçimine “Millet İttifakı” adı altında birlikte katılmayı kararlaştırdığımızı Aziz Milletimize saygıyla duyururuz…”
Bu bildiriyi okurken sahiden güldüm. “Farklı program”, “farklı dünya görüşü…”
DEVLET PARTİLERİNİN ABLUKASI
Geçen hafta bu sütunlarda yayınladığım “Tünelin ucundaki ışığa erişebilmek…” başlıklı makalemde yaptığım analizde şu tespiti yapmıştım:
“…Üç, dört parçaya bölünmüş devletin yüzeydeki ve derindeki yapılanması içinden “devletin bekası diye diye bu iş saraydakinin bekasına dönüştü” homurdanmaları da çoktan işitilir olmuştu. En büyük çekişme, kapışma, çatışma ve tabii ”muhalefet” de bu yapılanma içindeydi…”
Gelişmeler, kurulan ittifaklar ve ilan edilen adaylar da analizimi doğrular nitelikte.
Devlet içindeki çatlaklar, her biri “devlet partisi” olan muhalefeti yaratıyor. Kanatlar kendi içlerinde kurdukları ittifaklarla bir savaşa girişiyor. Yani özünde hepsinin hedefi bir: “Devletin bekası…”
Biri fazla ileri gidip devletin bekasını, kendi bekası ile örtüştürmüş. O, hizaya sokulacak, sokulmalı…
İyi de dev bir yumak olmuş sorunlar nasıl çözülecek?
“Devlet partileri”nin ve “devletçi muhalefet”lerin gündeminde o yok.
Peki, gündemlerinde olsa çözümleri ne olurdu?
Elbette ki; çözümleri: Çözümsüzlük!
Nasıl yani?
Tıpkı Kıbrıs’ta olduğu ve 45 yıldır sürdürüldüğü gibi…
Şimdi, yaptığım analizi derinleştirerek; beraberce hikayeyi yeni baştan gözden geçirelim…
“PARLAMENTER SİSTEMLE OLMUYOR!”
Mesele, ‘beka’yı kendi bekasına indirgeyen “Recep Tayyip Erdoğan meselesi”ne dönüştürüldü mü, “devlet muhalefeti” için çözüm de kolaylaşıyor. (Bu muhalefet tarzına “ulusalcılar” ve kimi “solcu kafalar” da dahil.)
Türkiye’nin önündeki en önemli meselenin “Kürt sorunu” olduğunu devletin çeşitli kanatları da görüyor ve biliyor. Bu sorunu demokrasiyle ve hakları teslim ederek çözmek istemediklerinden ve bunda uzlaştıklarından, mutabık olduklarından; çok sayıda partiyle “muhalefet” ederlermiş gibi yaparak durumu idare edip zamana yaymaya çalışıyorlar.
Kendilerini “Millet ittifakı” olarak adlandıran partilerin “farklı program ve dünya görüşlerimizi muhafaza ederek…” cümlesiyle bildirilerini sonlandırmaları; -yukarıda belirttiğim gibi- bu nedenle beni gülümsetmişti.
* * *
Hikayeyi irdelemeye devam edelim.
Devletin içinde yapılanan bir kanadın onayıyla, bizzat Genelkurmay Başkanları ve MİT yetkililerinin resmi ağızlarının açıklamaları ve tescilli ifadeleriyle; “PKK’yı defalarca temizleyerek sıfırlamamıza rağmen, Kürt sorunu çözümlenmediği için her seferinde yeniden güçlenmesini engelleyemedik” saptamasıyla barışçıl“çözüm süreci” dönemine girilmişti.
Hatırlayalım, öyle olmuştu değil mi?
Evet, aynen.
Peki; eksiği, gediğiyle -şeklî de olsa- bir Parlamenter sistem içinde yürütülen bu süreçte yapılan Genel Seçimler birden bire hangi partiyi öne çıkarmıştı: Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Selahattin Demirtaş’ı…
Sürecin devam etmesi halinde, gidişat neyi gösteriyordu?
Barışçıl, demokratik siyaset ve çözüm süreci, “parlamenter sistem” içinde hemen hemen hatta mutlakmışçasına HDP’yi “ana muhalefet” partisi yapma sürecine doğru koşar adım götürmüyor muydu?
Bu hikaye çok yakın geçmişte, gözlerimizin önünde cereyan etmedi mi?
Peki, HDP’nin ana muhalefet partisi konumuna yükseldiği koşullarda, birbirine benzer diğer partilerden bazılarının da halâ varlığını sürdürdüğü düşünüldüğünde; bir koalisyon hükümeti kurulması gündeme gelebilir ve pekala HDP bu koalisyonun ortağı olma olasılığını büyük ölçüde yakalamaz mıydı?
Zira süreç öyle işliyordu… HDP koalisyon ortağı olduğunda, bakanları aracılığıyla “Milli Güvenlik Kurulu”na bile girmez miydi?
Tabii ki, elbette, mutlaka!..
Öyleyse, derinlerdeki mühendislik hesapları derhal “parlamenter sistem” yerine; bir “tek adam”, “başkanlık”sistemini işaret etmeliydi…
Bombalar patlamalı, çözüm masası devrilmeli, yeniden çatışmalı döneme girilmeliydi. “Coğrafya” da zaten bu operasyona uygun alt yapıyı çoktan sunmuştu…
HİKAYENİN SONUNA GELİNDİĞİNDE…
Süreç böyle işledi. Süreç böyle işlediğinde insani yıkımı, ekonomik yıkımın izlemesi de kaçınılmaz oldu tabii.
“Pokerci suratlı”ya işaret fişeğinin ateşlettirilmesi ile ülke bir seçim ortamına sokuldu.
Zira durum çok karışık ve kaygı vericiydi.
Dünyadan yalıtılmış bir Türkiye, kapıda bekleyen Cumhuriyet döneminin görmediği büyüklükte ve yıkıcılıkta bir ekonomik kriz, kökleri kuruluş yıllarından devralınan mirasa dayanan muazzam ahlâk çürümesi eşliğinde, bir çözülme…
Şimdi tamamen “bölücü” iki ittifakla, “devletin bekası” için, devlet etrafında kümelenmiş partiler, el birliğiyle rejimin kolunu kanadını kırmasına, zindanları yöneticileri ve üyeleriyle doldurmasına rağmen baraj altına düşüremediği HDP’yi imha yarışındalar.
* * *
Ama, artık iyi biliyoruz ki; toplumsal mücadeleler, derinlerdeki “mühendislik hesapları” ile her zaman istenildiği gibi şekillendirilemiyor.
O nedenle, gerçek muhalefet dikkatli davranırsa, Selahattin Demirtaş’a kayacak oylarla Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci tura bırakmak da mümkün olacak.
CB seçimi ikinci tura bırakılırken; aynı tarihte yapılacak milletvekilliği seçimlerinde, mühendislik hesaplarını fark edenlerin gerçek muhalefete kaydıracakları oylar da o zaman oyunu bozabilecek işlev görecek…
* * *
Her türlü devlet imkanı ve büyük medya gücü kullanılarak, büyük paralar akıtılarak devlet partilerinin gerçekleştireceği adil olmayan seçim propagandası yarışında, Selahattin Demirtaş’ın içerden yürüteceği kampanyanın gücü ve kıymeti ise zaten ortada:
“Neyine güvenerek cezaevinden aday oldun diyenlere; cezaevindeki hücremde yaptığım ankette hep yüzde 100 ben çıktım.
Şaka şaka…
Bir defasında kendime kızıp oy vermeyince yüzde 50 çıkmıştım...”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2019
3.02.2019
26.11.2019
4.01.2019
29.10.2019
8.07.2019
8.07.2019
3.06.2019
4.02.2019
28.01.2019