Yasin AKTAY
Seçimler bir ülkede var olabilecek gerilimleri düşürmenin, ihtilafları çözmenin, şikâyetleri sonuçlandırmanın, sitemleri dikkate almanın, toplumu genel anlamda rahatlatmanın en önemli yoludur. İktidara yönelik var olabilecek bütün eleştirilerin yine halk tarafından karara bağlandığı, tartışan tarafların iddialarının ne kadar geçerli olduğu konusunda hükmün verildiği andır.
Seçimlere gidilirken normal şartlarda var olan gerilimler en azından bu dönemde halkın vereceği karar beklenmek üzere başka bir düzeye taşınır. Ne gariptir ki, Türkiye'de en azından son on yıldır seçimler hiç bu havaları yakalayamıyor. Seçim süreçleri gerilimin daha da arttırıldığı ortamlarda gerçekleşiyor. Her seçim arifesinde şiddetin daha da tırmanması seçimlerin neredeyse rutini haline gelmiş bulunuyor. 2007 seçiminden önce anlaşılmaz bir biçimde tırmandırılan terörün Türkiye'nin her köşesine serptiği şehit cenazelerinin hedefi failini de çırılçıplak bir biçimde ele veriyordu. Açıkçası bu faili herkes tanıyorsa da hâlen yakalanmış ve etkisiz hale getirilmiş değil ve Türk demokrasisinin geleceği artık iyice tanıdık hale gelmiş olan bu faille etkili mücadelenin başarılıp başarılamamasına bağlı olacaktır.
Bugün de seçimlere doğru hızla yol almaktayken gerilimden uzak, bayrama gider gibi bir seçime gideceğimiz zehabına belli ki toplumca fazla erken kapılmışız. PKK'nın "eylemsizlik" kararı PKK'nın şimdiye kadarki bütün seçimler öncesi yaptıklarına bakıldığında tutma ihtimali olmayan bir sözdü. PKK'nın bir bahanesini bulup şiddeti harekete geçireceğini tahmin etmek zor değildi ama herkeste PKK'nın bu yalanına bile prim verme istidadı basit bir iyimserlik değildi sadece, Kürt sorununun kapsamlı çözümüne duyulan özlem adına safça benimsenmiş bir temenniydi.
YSK'nın bağımsız adayları seçime sokmamaya dönük akla ziyan kararına karşı bir anda harekete geçen demokratik ittifak aslında BDP'lilere hiçbir şikâyet hakkı bırakmayacak kadar güçlü bir desteği ifade ediyordu. Bu ittifakın oluşabilmesi, Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için toplumsal zemininin zannedildiğinden çok daha fazla güçlenmiş olduğunu gösterdi. "Kürt sorununun çözülmüş olduğu" sözünü gerçekten de artık abartılı bir söz olmaktan çıkarmış bir ittifaktı bu. Üstelik burada mevzubahis olan sadece Kürt sorunu değil, PKK ile arasına mesafe koymayan BDP'lilerdi. Türkiye kamuoyu bu profildeki siyasetçileri bile siyasetten dışlamayan bir demokratik tutum sergiledi.
Türk demokrasisi bu konuda şaşılacak derecede iyi bir sınav verdiği halde BDP'liler bu sınavı açıkça kaybettiler, çünkü zaten yeterince gerilmiş kitlelerini yatıştırmak yerine daha fazla tahrik eden ve nefret söylemlerini kışkırtan bir tutum sergilediler. Dahası YSK eliyle uyandırılan fitneyi canlı tutmak için ellerinden geleni yaptılar. Sonra YSK kararından döndü, ama elde utanılası bir şiddet dalgasının görüntüleri ve İbrahim'in canı kaldı.
DTK toplantısının sonucunda, eşbaşkan Aysel Tuğluk'un yaptığı açıklamalar hangi tarafını düzeltsek dedirten cinsten. "Kürtler hükmünü vermiştir. Devletle olmuyorsa, halkımız kendi demokrasisini kuracak ve kendi kurduğu bu sistem içinde yaşamasını bilecek kadar örgütlüdür."
Bu BDP'lilerin zihin dünyalarının ve siyaset yapma biçimlerinin demokrasimiz için nasıl bir tehdit içeriyor olduğu bir yana Kürt halkını nasıl tasavvur ediyor olduğunu da ibretlik biçimde ele veriyor. Tuğluk BDP ve PKK'nın bütün Kürtleri temsil ediyor olduğunu düşünüyor belli ki. "Kürt halkı kararını vermiştir" derken bütün Kürt halkı adına konuşuyor. Madem öyle, sayıları 17-20 milyonu bulan Kürtler adına konuşabiliyorsa, neden bağımsız aday olarak giriyor seçimlere? Kürt halkı adına konuşan bir BDP'nin baraj sorununun olmaması gerekiyor. Oysa hem aday olma biçimi hem de seçim süreçlerinde oynadığı roller Kürt halkı ile kendi arasındaki organik ilişkinin düzeyini çok iyi bildiğini gösteriyor.
Ayrıca başta Kürt halkı biliyor ki, Tuğluk'un bahsettiği örgütlülük PKK'nın örgütlülüğüdür ve bu örgütlülük Kürt halkının değerlerinden de, dertlerinden de alabildiğine uzak, kendi bekası için yine başta Kürt halkı olmak üzere bütün Türkiye'yi yakmaya hazır bir örgütlülük. Bu örgütlülükten Kürtler için sadece faşizm, katliam ve ırkçılık çıkar. Bunun da Kürtlere hiçbir hayrı yok.
Kürt sorunu gerçekten çözülmüştür. Kürtlerin kendi dilleriyle, kimlikleriyle onurlarıyla bu ülkenin herkes kadar eşit vatandaşı olarak yer almasının önündeki siyasi, psikolojik ve sosyal engeller kalkmıştır. Yapılacak başka düzenlemeler sadece siyasi zeminin kendi rutini içinde halledilebilecek ufku yakalamıştır. Ona da artık Kürt sorunu demenin gereği kalmamıştır. Ama ne yazık ki Kürtlerin PKK sorunu gerçek bir sorundur.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019