Yasin AKTAY
Bugün 28 Şubat 2015. 18 sene önce, 1997 tarihinde gerçekleştirilen Millî Güvenlik Kurulu toplantısında siyasete ve oradan hayatın her alanına yapılan müdahale bugünü unutulmayan özel günler arasına kattı. O gün ve o günden sonraki günlerde ve yıllarda yaşananlar, toplum üzerinde kurulan veya zaten kurulu olup da iyice yoğunlaştırılan vesayet düzeni hiç kuşkusuz Türkiye’yi çok farklı ir gelişim mecrasına da sokmuş oldu. Bu mecranın bir yerinden geçip aradan geçen 18 yıla bakıldığında, her yıl oturup “28 Şubat” diye neredeyse şahıslaştırılmış bir varlığa kahretmenin bu olayın mahiyetini anlamaktan giderek bizi uzaklaştırdığını söylemek lazım.
Hiç kuşkusuz 28 Şubat’la birlikte yaşanan hadiseler zinciri tarihte bir defalığına olup bitmiş hadiseler olmaktan uzaktı. Bugün 28 Şubat’tan tarihsel olarak uzaklaştıkça onu bir “kapkara mazi” olarak zikredip geçebiliyoruz. Gözümüzde canlandırdıkça o maziyi, bir daha da yaşanmamasını arzu ediyoruz. Türkiye’nin o günlerden ve o şartlardan bir hayli uzaklaşmış olduğunu ve bir daha da Türkiye’nin böyle bir cinnete mustarip olamayacağını düşünebiliyoruz. Öyle ya, birilerinin darbe heveslerinden bahsedildiğinde hemen diklenen bir ses bu kaygının boş ve araçsallaşan bir kaygı olduğunu söyleyebiliyor. Buna dünyanın gidişatının bir daha asla darbelere izin veremeyeceğinden dem vurarak yaklaşanlar olabiliyor. Oysa darbelerin dünyanın gidişatıyla bir ilgisi varsa da, açgözlü ve muhteris iktidar hevesi ne dünyanın gidişatını dinliyor ne de öyle büyük ve ince analizlere dayanıyor. Nitekim Mısır’da yapılan darbe ile bugünün dünyasına bu tür analizler yoluyla atfedilen akıl arasında fersah fersah mesafe vardır. Ama ya bizim bu dünyaya atfettiğimiz o akıl, rasyonalite, hümanizm, demokratik değerlere dair hassasiyet boş bir atıf veya bu darbeciler çıldırmış olmalı. Her halükarda darbeler akıl karı şeyler değil. Ama akıl karı olmaları ihtimal dışı olmaları anlamına da gelmiyor. Onun için tedbiri sağlam almak lazım. Darbe heveslerine sahip olanların hiç bir insani değere sadakatlerinin olmadığını hep akılda tutmak lazım.
28 Şubat insanın iktidar hırsının bütün ahlaki değerleri tefessüh ettirmesinin sıradan bir tezahürüdür. Bu da her zaman olabilecek bir şeydir. İnsanın açgözlülüğü var olduğu sürece o da olabilir. Ama kuşkusuz 28 Şubat sürecinin bütün sıradan insani özelliklerinin yanısıra taşıdığı bazı özel, özgün yanlar da vardır. Bu tezahürün içinde insan türünün yoğun bir ihtimal altında sergileyebileceği bütün örnekler vardır. Bu sürecin içinde o yüzden fedakarlıklar da vardır, ihanetler de vardır. İnsanın sadece Allah’a kulluk ederek yücelebileceğinin mükemmel örnekleri de vardır, gücün müstağni tuğyanı karşısında zavallılaşan ve hemen teslim olup kendi kardeşlerini, arkadaşlarını satanlar da vardır.
28 Şubat’ta kimin nerede nasıl durduğuna bir bakın, hayatın bütün dramatik boyutlarının tipik örneklerini canlı örneklerle bulabilirsiniz.
28 Şubat süreci bir bütün olarak Allah’ın günlerinin nasıl vaat ettiği üzere döndürüldüğünün de en güzel örneğini sunuyor. Bugün yaşananların bir çoğuna bir anlam ve muhteva kazandıran önemli bir aşamadır bu tarih. AK Parti’nin başarı hikayesi 28 Şubat’la birlikte Allah’ın günlerine dair bilebildiğimiz manevi boyuta bizi kaçınılmaz olarak taşıyor. O olaylarla birlikte AK Parti’nin basitçe bir çıkarlar koalisyonu, merkez-sağ partisi olmaktan öte, o ilahi deveranın misyonunu bilerek veya bilmeyerek taşıyan bir aktöre dönüşmesi mukadder olmuştur. Allah’ın ayetleri sadece kitabında değil, dünyada sergilediği bütün yaratılışlarında, günleri insanlar arasında dolaştırmasında da en açık şekilde yazılıdır.
AK Parti iktidarı 28 Şubat sürecinin toplumsal hafızada ve kişilikte yarattığı derin kırıkları önemli oranda tamir etti ama bu hastalıklı zihniyet 2015 yılına gelinmesine bu deveranın mükemmel tezahüründen hiç bir ders çıkarmış görünmüyor..
Birçok adaletsizlik ve zulüm üreten bu süreci yöneten karanlık çetenin farklı zaman ve zeminlerde bir araya yeniden geldiklerini özellikle son zamanlarda sık sık görüyoruz. Gezi Olayları ve ardından 17-25 Aralık Darbe süreçleri bazı kesimlerin yeni 28 Şubat süreçleri için hala ne kadar teşne olduklarını gösterdi. Belki bugün bu iğva yeni günahkarlarıyla buluşuyor, o kadar. Pennsylvania’nın 28 Şubat’ta durduğu yer ile bugün durduğu yer arasında tam bir süreklilik ve tutarlılık var. Belki bazen şaşırtıcı olan bu zihniyetin bugün farklı aktörleri devşirmiş olmasıdır. Bu devşirmenin psikolojisi elbetteki ayrıca incelenmeye değer.
Doksanlı yılların 28 Şubat’ında Kemalizm karşıtı tutumuyla dikkat çeken İlginç Murat Belge, Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak ve benzerlerinin bugünlerde durdukları yer arasındaki mesafe, olayın metafizik boyutlarına eğilmeye ister istemez zorluyor. Belge, açıkça orduyu darbeye davet ediyor şimdi. Engin Ardıç’ın eleştirileri sonrasında her ne kadar vaziyeti kurtarmaya çalıştıysa da bunda tam manasıyla başarılı olduğu söylenemez.
28 Şubat her zaman insanın karşılaşabileceği bir imtihandır. Bir dönem olumlu bir tavır sergilemiş olanların bu olumlu tutumla hayatlarının sonuna kadar bir “iyilik” payesi alamayacaklarını anlamak lazım. Kötülük başka kılıklara, çok basit kılık değişikliklerine girerek karşımıza çıkıyor işte.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019