Yıldıray OĞUR
Üç buçuk yıl süren Soma Davası’nda karar geçen hafta açıklandı. Karar, faciada hayatını kaybeden 301 madencinin yakınlarını ayağa kaldırdı. Kararı protesto etmek için Ankara’ya yürüdüler. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) önünde maden şirketinin sahiplerine verilen cezayı protesto ettiler.
Buraya kadar olanların bir kısmını muhtemelen geçen hafta medyadaki haber kırıntılarından biliyorsunuz.
Peki, 301 madencinin ailesini bu kadar öfkelendiren neydi? Neden acılı aileler Ankara’ya yürüyüşe geçtiler ve neden HSK’nın önünde gösteri yaptılar?
Soma Faciası’ndan dört yıl sonra artık çok az insanın umurunda olan bu sorularının cevapları davanın 3.5 yıllık kronolojisinde saklı.
Bu kronoloji aynı zamanda Türkiye’de adalet sisteminin ağır sorunları, darbe-FETÖ meselesinin suçları örtbas için nasıl bir kalkana dönüştüğünün de hikayesi.
Ama önce Türk Ceza Kanunu’na bakmalıyız.
Türk Ceza Kanunu’na göre, suçlar dört şekilde işlenebilir; doğrudan kast, olası kast, bilinçli taksir ve bilinçsiz taksir.
Bu suç hiyerarşisinde suçun ağırlığı ve cezalar ilkinden sonuncusuna doğru azalır.
“Doğrudan kastta; fail yaptığı hareketin neticesini bilmekte ve bu neticenin meydana gelmesini istemektedir.
Olası kastta, fail belirli bir amaç doğrultusunda hareket ederken, bu amaca ulaşabilmesi için oluşabilecek yan neticeleri de öngörmekte ve bunların meydana gelmesini umursamamakta, bu neticelerin meydana gelmesini kabullenmektedir.
Bilinçli taksirde, fail dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak meydana gelebilecek suç teşkil eden neticeyi öngörmekte, ancak bu neticenin meydana gelmesini kesinlikle istememektedir.
Bilinçsiz taksirde ise fail, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmış ama eylemin sonucunu öngörememiştir.
Örneğin trafikte az kusurla birine çarpıp ölümüne ya da yaralanmasına neden olursanız, düğünde havaya ateş açıp birini yaralarsanız muhtemelen cezanız bilinçsiz taksirden verilir.
Geçen hafta Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara kadar bu böyleydi.
Mahkeme, 13 Mayıs 2014 günü meydana gelen, 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma Madeni faciasıyla ilgili üç buçuk yıldır devam eden davada nihayet kararını açıkladı.
Üç buçuk yıl önce hakkında düzenlenen iddianamede 301 kere olası kast ile kasten öldürme ve 162 kere nitelikli yaralama suçlarını işlediği iddiası ile cezalandırılması istenen madenin sahibi Can Gürkan, bilinçsiz taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmaktan 15 yıl hapis cezası aldı.
Yani trafikte az kusurla birine çarpsaydı ya da bir düğünde havaya ateş açarak bir ölüme neden olsaydı alacağı cezayla aynı cezayı.
Dört yıldır tutuklu yargılandığı için eğer istinaf ve Yargıtay’da ceza bozulmazsa tahliye edilebilir ya da bir sene sonra serbest kalabilir.
Kazadan sonra basının karşısına çıkıp madeninin ne kadar güvenli olduğunu anlatan esas patron baba Alp Gürkan ise hiç tutuklanmadığı soruşturmada “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçlamasından bile beraat etti.
Peki, üç buçuk yılda ne oldu da 301 kere kasıtla adam öldürmekle suçlanan madenin patronu, bilinçsiz taksirle bir kişinin ölümüne neden olmuş gibi ceza aldı?
Kazadan sonra büyük bir özgüvenle madenini öven patron babanın dünya tarihinin en büyük maden facialarından birinde hiçbir kusuru bulunamadı ve beraat etti?
Bu sorulara cevap bulabilmek için davanın kronolojisinde biraz daha geriye sarmalıyız.
Soma’daki kömür madeninin 150 yıllık uzun bir geçmişi var. Uzun yıllar Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından işletilen maden 2006 yılında Park Teknik AŞ’ye devredildi.
Fakat iki yıllık üretimden sonra şirket, 2008 yılında madende ciddi sorunlarla karşılaştı. 2009’da “…ocakta meydana gelen üretim çalışmaları sırasında oluşan yangınlardan dolayı üretim yapılamadığı… ileride telafisi mümkün olmayacak problemlerle karşılaşılacağının anlaşıldığı” gibi alarm veren gerekçelerle TKİ’ye başvurarak, ihale kanununa uygun olarak madeni Alp Gürkan’ın sahibi olduğu Soma Kömürleri A.Ş. ‘ye devretti.
Yani Soma Kömürleri AŞ. Madeni devralırken risklerin farkındaydı. Mahkeme safahatında 2008 yılında “önlem alınmazsa katliam olabilir” diyen yazışmalar bile ortaya çıkmıştı. Şirket, bu sorunların farkında olarak 2011’de bir uygulama projesi hazırlamış, bunun maliyetini karşılamak için devletten ek rezervler almış ama bu proje hayata geçirilmemişti.
(Bu havalandırma projesi yapılmadığı için kazada projenin uygulanacağı alanda 270 işçi hayatını kaybetti.)
Ama herkesin geldiğinin farkında olduğu felaket önlenemedi ve 13 Mayıs 2014 günkü Soma’da Türkiye’yi sarsan, dünyanın en büyük maden facialarından biri meydana geldi.
301 madenci hayatını kaybetti, 162 madenci yaralandı.
Kazanın ardından aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Kaza sonrası basının karşısına geçip madenlerinin ne kadar güvenli olduğunu anlatan, şirketin kurucusu baba Alp Gürkan hakkında ise herhangi bir adli işlem yapılmadı.
On ay sonra 2 Mart 2015’de Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından faciayla ilgili iddianame hazırlandı.
İddianamede aralarında Can Gürkan’ın da olduğu madenin tutuklu sekiz yöneticisi hakkında 'olası kasıtla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istendi.
Dava, 13 Nisan 2015 günü görülmeye başlandı.
Duruşmanın ilk günü bütün gözler 34 yaşındaki üç aylık ağır ceza hakimi Aytaç Ballı’nın üzerine çevrilmişti.
Böylesine bir dava için yeterli tecrübesi olmadığı için eleştirilen genç hakim neredeyse iddianameyi ezberlemiş, sorduğu sorularla bütün teknik ayrıntılara hakim olduğunu göstermişti.
Ertesi günkü gazetelerde genç hakime övgüler vardı.
Vatan: “Soma’nın genç hakimi vicdanlara su serpti”
https://www.memurlar.net/haber/510728/soma-nin-genc-hakimi-vicdanlara-su-serpti.html
“Davaya bakan 34 yaşındaki henüz üç aylık ağır ceza hakimi Aytaç Ballı, 4 celse boyunca davaya damga vurdu. Müdahil avukatlarından sanık avukatlarına, mağdurlardan davayı izleyen sivil toplum örgütlerine kadar herkes Ballı’nın kararlarından etkilendi.”
Hürriyet: “Üç aylık ağır ceza reisi aytaç ballının şaşırtan sorgusu”
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/uc-aylik-agir-ceza-reisi-aytac-ballinin-sasirtan-sorgusu-28768395
“İlk günkü karışıklıkların ve yaş ile tecrübesinin bu davaya yetmeyeceği yorumlarının aksine Ballı’nın dün gerçekleştirdiği sorguda dosyaya bir uzman, bir bilirkişi kadar hakim olduğu görüldü. 231 sayfalık iddianameyi ve raporların neredeyse ezbere bildiği, dosyada adı geçen onlarca kişiyi soyadlarından bile tanıdığı fark edildi. Kullanılan teknik malzemelerin markalarından, teknik terimlere kadar hakim olan Ballı’nın TBMM Soma Araştırma Komisyonu Raporu ile İş Teknik Müfettişleri’nin raporlarından ilgili bölümleri de sanıklara sorması dikkatlerden kaçmadı.”
Mahkemenin ilk duruşmasında ağır suçlamalarla karşı karşıya kalan sanıklar, bütün suçu, kazada hayatını kaybetmiş madenin başmühendisi Mehmet Efe’nin üzerine attılar.
Yıllar önce yine kazada hayatını kaybetmiş bir madencinin torunu olan başmühendis Efe, kaza sırasında iki kez oksijen tüpüyle madene girip, çok sayıda işçiyi kurtarmış ama ikinci girişinde madenden çıkamayarak hayatını kaybetmişti.
Sanıkların böylece sorumluluktan kurtulma stratejisi mahkeme başkanının sorgusu sırasında çöktü.
Davanın ilerleyebilmesi için mahkeme bilirkişi raporunun hazırlanmasını beklerken, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi meydana geldi.
Sanıklar, darbe girişimiyle oluşan havayı ve şaşkınlık verici karanlık işlerin altından çıkan FETÖ gerçeğini kendi savunmaları için bir fırsata çevirdiler.
Darbenin hemen ardından 9 Ağustos 2016 günü görülen davanın ilk celsesinde Soma Maden’in patronu Can Gürkan ve avukatları, daha önce de dillendirdikleri kazanın sabotaj olduğu iddiasını bu kez “FETÖ sabotajı” olarak dillendirmeye başladı. Daha da ileri gidip, davanın ilk savcısının, olayı takip eden Manisa Baro Başkanı’nın ve bilirkişilerin FETÖ bağlantıları olduğunu iddia ettiler.
Mahkemede söz alan Can Gürkan mahkeme başkanını suçlayarak şöyle dedi:
“Bizim bilimsel raporlarımız dikkate alınmıyor. Taleplerimiz kabul edilmiyor. 15 Temmuz'da bu ülke kendi halkına silah doğrultanları gördü. Ülkemiz PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin saldırısı altındayken bugün her şey yeniden şekilleniyor. Bu örgütlerinin saldırısı altındayken bazı şeyleri sorgulamamız lazım. Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız, süreçte etkin bir isim oldu. Bilirkişileri yönlendirdi. Baro olarak bu konuda taraf olduklarını açıkladı. Hedef belliydi hedef babam Alp Gürkan idi. Hedef şaştı. Okun ucu bana geldi...Türkiye'de çok şey değişti, yargı da değişecek. Bu olayları bize zarar vermek için yapıyorlar.”
15 Ağustos 2016 günü altında sekiz akademisyen ve bir elektrik mühendisinin imzası olan bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda şirket ‘madende yeterli yatırım yapılmadan, iş güvenliği önlemleri almadan üretimi artırmak, 2011 yılında havalandırmanın iyileştirilmesi ile ilgili yapılan projeyi hayata geçirmeden riskli S3 panosunda çok sayıda işçi istihdam etmek ve bu alanda üretimin artırmak” la suçlanıyor ve kazadan sorumlu tutuluyordu.
Bilirkişi raporuna göre Soma Madencilik Şirketi, 2011 yılında bu risklerin farkında olarak havalandırma projesini hazırlamış, Türkiye Kömür İşletmeleri’ne sunmuş, proje onaylanmış, proje maliyeti çok yüksek olduğu için şirkete ek rezerv tahsis edilmiş ama yine proje uygulanmamıştı.
Daha sonra üç kez daha projeyi uygulamak için devletten ek rezervler alınmış ama yine de proje hayata geçirilmemişti. Bu havalandırma projesi yapılmadığı için kaza sırasında sadece S3 panosu bölgesinde 270 işçi hayatını kaybetmişti.
Bilirkişi raporu hem sabotaj iddialarını boşa çıkarıyor hem de maden 2009’da devralınırken, 2011’deki proje hazırlanırken şirketin yöneticisi olan baba Alp Gürkan’ı ve 2005’den itibaren şirketin yönetim kurulunda olan Can Gürkan’ı madendeki risklerin en baştan beri farkında olup, gerekli tedbirleri almamakla yani bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekle suçluyordu.
Rapor üzerine kazadan iki yıl sonra baba Alp Gürkan hakkında iddianame düzenlenip dava açıldı. Gürkan, davanın görüldüğü Akhisar’a gelmeyerek İstanbul’da mahkemeye ifade verdi ve tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldı.
Ayrıntılı bilirkişi raporuna rağmen Sanıklar ve avukatları savunmalarını üzerine kurdukları sabotaj iddiasını her fırsatta tekrarlamayı sürdürdüler.
12 Ekim 2016 günkü duruşmada avukatlar bir süre önce Müge Anlı’nın tvde yayınlanan programına katılan bir ailenin ‘Babamız kayıp onu arıyoruz, Soma’yı ben yaktım’ deyip kaçtı” dediğini hatırlatarak “ATV’ye müzekkere yazılmasını, bu kişinin bulunmasını” bile istediler.
Bu arada Can Gürkan ve avukatları, hakim Aytaç Ballı hakkında “tarafsız olmadığı”, “sabotaj iddiasını inceletmediği” gerekçesiyle redd-i hakim talebinde bulunmaya başladılar.
Bu sırada Can Gürkan’ın avukatları, hakim Ballı’yı HSYK’ya şikayet etti.
Bir süre sonra superpoligon adlı şimdi kapanmış bir haber sitesine ilginç bir haber düştü.
Habere göre ‘Avukatlar sabotajla iddiasının araştırılmasına yönelik taleplerinin kasten reddedildiğini ve araştırılmadığını bunda da FETÖ ve DHKP-C tarafından yaratılan bilinçli ortamın etkisi olduğunu ileri sürerek HSYK'ya başvuruda bulunmuş ancak HSYK bu talebi reddetmişti. Ama habere göre HSYK’nın red kararına rağmen Adalet Bakanlığı bu iddiaları re’sen incelemeye alıp inceleme başlatmıştı. Adalet Bakanlığı'nca Soma maden kazasında sabotaj iddiaları ve davadaki yasadışı örgütlerin etkisi incelenecek” ti.
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1337841-soma-davasinda-sok-gelisme
19 Aralık 2016 günkü duruşmada Can Gürkan ve sanık avukatları bu kez başka bir iddiayla redd-i hakim talebinde bulundular. Gerekçe bu kez mahkeme başkanının bilirkişilerle haberleşmek için bir whatsapp grubu kurmasıydı.
Konu yine ilginç bir şekilde bir internet sitesinde haber oldu. “Soma davasında Whatsapp rezaleti” başlıklı habere göre Can Gürkan’ın avukatları, hakimi bir üst mahkeme olan Manisa Ağır Ceza Mahkemesi’ne ve HSYK'ya şikayet etmiş, Adalet Bakanlığı da ‘WhatsApp yargılaması’ konusunda re’sen inceleme başlatmıştı”
http://www.internethaber.com/soma-davasinda-whatsapp-rezaleti-1745817h.htm
23 Ocak 2017 günkü duruşmada mahkeme başkanı hakkında bu yüzden bir soruşturma açıldığını ve müfettiş görevlendirildiğini sanık avukatlarından duydu.
19 Nisan 2017 günkü duruşmada hakim Aytaç Ballı ile sanık avukatları arasında ilginç bir konuşma geçti.
“Son duruşmada da yöneltilen tehdidi aynen aktarıyorum: ‘Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner’ diye mahkeme heyetinin gözünün içine baka baka söylendi. Soruşturma meselesini mahkeme başkanı doğrudan sanık müdafilerine sordu. Dedi ki “Bir soruşturma var mı?” “Var” dediler. “Benle mi ilgili, heyetle mi ilgili?” “Hepinizle ilgili” yanıtını aldı. Ben hayatımda ilk defa görüyorum böyle bir şey.” (Mağdur avukatlarından Can Atalay’ın anlatımı. http://www.diken.com.tr/avukat-atalay-soma-davasi-sanigi-alp-gurkanin-avukatlari-yargitayla-gorusuyor/)
Mahkeme başkanıyla ilgili Adalet Bakanlığı’nın re’sen bir soruşturma açıp açmadığıyla ilgili muamma sürerken, davada artık sona gelinmiş, bütün deliller toplanmış, savunmalar yapılmış, karar için savcılığın mütalaası beklenmekteydi.
Fakat savcı mütalaasını açıklaması beklenen Ocak 2016’daki duruşmada ek süre istedi.
Ek sürenin sonunda mütalaasını açıklayacağını söylediği 20 Şubat 2017’deki duruşmada da savcı verilen 10 dakikalık arada kararını değiştirmiş ve bir kere daha ek süre istemişti.
Bu arada medyada imzasız, kaynağı belirsiz haberlerle Soma’nın FETÖ işi olduğu tezi işlenmeye devam ediyordu.
“Her taşın altından çıkıyor: Soma da FETÖ izi” başlıklı bir haberde “İddianamenin hazırlanması sürecinde Soma davasına bakan kritik isimlerin FETÖ yapılanması tarafından belirlenmesi de dikkat çekti” gibi cümleler dikkat çekiciydi.
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/433242.aspx
Bütün bu isimsiz ve kaynaksız haberler, kararı erteleme çabalarının ne yapılmak istendiği 19 Nisan 2017 günkü duruşmada ortaya çıktı.
Can Gürkan’ın avukatlarının 9 Kasım 2016’da yaptıkları suç duyurusu üzerine Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Soma’da FETÖ sabotajı iddialarıyla ilgili soruşturma başlattığı ortaya çıktı.
Soruşturma dosyasında gizlilik kararı vardı ve üç yıldır Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmayla ilgili Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın böyle bir soruşturma açması hukuki teamüllere aykırıydı.
Gürkan’ın avukatları mahkemeden kararın açıklanması için bu soruşturmanın sonucunun beklenmesini istediler. Mahkeme bu talebi reddetti ama bu kez savcı Manisa’daki sabotaj soruşturmasını gerekçe göstererek davayı bitirecek mütalaasını açıklamak için üçüncü kez ek süre talep etti.
Mahkeme davayı 11 Temmuz 2017 gününe erteledi. Savcının ek süre talebine şerh koyan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, Manisa Cumhuriyet Savcılığındaki FETÖ’nün sabotaj iddiası soruşturması sonucunu beklemeden Savcı’nın mütalaasını 11 Temmuz’da vermesini istedi.
Mahkemenin verdiği arada Can Gürkan ilk cezasını sahtecilikten aldı.
Gürkan, 2014’de mahkemeye, faciadan 5 ay önce, 10 yıldan uzun bir süre şirketin en üst düzey yetkilisi ve sorumlusu olan babası Alp Gürkan’ın bir iç yönerge ile yönetim kurulundan ayrılıp, yerine kendisini getirdiğini, şirkete yeni seçilen yönetim kurulu üyesi Ramazan Doğru’nun ise ‘İş kazaları nedeniyle doğabilecek hukuki ve cezai soruşturmalarda münferiden sorumlu ve tek yetkili kişi’ olarak atandığını gösteren bir evrak sunmuştu.
Polis kriminalin yaptığı incelemede evrakın altındaki Doğru’nun imzası sahte çıktı. Bu sahtecilik için Gürkan’a 10 ay hapis cezası verildi.
Savcının mütalaasını açıklayacağı ve artık karar aşamasına geçileceği 11 Temmuz 2017’deki duruşma tarihi yaklaştıkça ilginç gelişmeler yaşanmaya başlandı.
5 Haziran’da iki yıldır davaya bakan mahkeme heyetinin üç üyesinden hakim Şule Tunç ve üç duruşmadır mütalaa vermeyi ek süre alarak erteleyen ve 11 Temmuz’da mütalaasını vermesi beklenen duruşma savcısı Şükrü Akyıl’ın tayinleri çıktı ve başka başsavcılıklarda görevlendirildiler.
16 Haziran’da gazete ve internet sitelerinde adı verilmeyen, kim tarafından hazırlatıldığı, mahkemeye sunulup sunulmadığı belirtilmeyen isimsiz uzmanların hazırladığı bir rapora dayanarak bir kez daha “Soma’da FETÖ izi” haberleri yapıldı.
Habere göre adı verilmeyen uzmanların hazırladığı raporda “Soma faciasını inceleyen uzmanlar FETÖ izine rastladı. Olayın, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeye yönelik bir sabotaj olduğuna” dikkat çekilmişti:
“Medya üzerinden Mart 2014 seçimlerinden güçlenerek çıkmış olan AK Parti ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hedef alındı. Çünkü Erdoğan, üç ay sonra yapılacak Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanma ihtimali en yüksek isimdi ve bu olayla engellenmek istendi. Kazanın hemen sonra hükümet karşıtı olan bir üniversiteden bilirkişi heyeti atandı. Heyet, olay yerini görmeden rapor hazırladı. Raporda, bantların yanmış olmasına rağmen olayın bant yangını değil de kömür yangını olduğu iddia edildi. Bu rapor da savcı tarafından kabul edildi. Ölen işçilerin otopsisinde kanlarında yüksek miktarda karboksihemoglobin bulunduğu, diğer toksit maddelere rastlanılmadığı açıklandı. Ölenlerin kanlarının yeniden toksit madde araştırılması talep edildi ancak bu talep reddedildi. Savcılar avukatları engelledi ve taraflı davrandı.”
https://www.aksam.com.tr/guncel/soma-faciasinda-feto-izi/haber-634066
Duruşmaya günler kala çıkan bu haberler üzerine bir açıklama yapan Manisa Barosu, “Bu haberlerde “Soma faciasını inceleyen uzmanlar” şeklinde tabirler kullanmışlardır. Haberlerin içeriğine bakıldığın da yeni bir delil ya da rapor olmadığı görülmektedir. Bugüne kadar mahkeme dosyasına bu konuda yansıyan bir uzman raporu yoktur. Mahkemeye sunulan bir delil, rapor yoktur. Bu haberler algı yaratmaya ve kamuoyu oluşturmaya yöneliktir” diyerek karar duruşması öncesi yargıya müdahale edilmemesi çağrısı yaptı.
http://www.manisabarosu.org.tr/BasinAciklamasi/77/basin-aciklamasi
11 Temmuz’daki dava öncesi dikkatler HSK’nın Yaz Kararnamesi’ne çevrilmişti.
Soma Hakimi Aytaç Ballı hakkında soruşturma açılması için Alp Gürkan’ın avukatlarının başvurusunu HSK’nın reddettiği ama Adalet Bakanlığı’nın hakim hakkında re’sen soruşturma açtığı ile ilgili internet sitelerinde haberler çıkmış ve bu haberler yalanlanmamıştı.
Bu arada, yaz kararnamesi hazırlıkları sırasında 17/25 Aralık’ın ardından getirildiği görevde, FETÖ ile mücadelenin en önemli isimlerden biri olan HSK Genel Sekreteri Bilgin Başaran, sürpriz bir kararla görevden alınarak Yargıtay’a atandı. (14 Haziran 2017)
4 Temmuz günü Yaz Kararnamesi yayınlandı.
Artık karar aşamasına gelmiş Soma Davası duruşmasında savcının mütalaasını açıklayacağı duruşmaya bir hafta kala, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Aytaç Ballı ve heyet üyesi hakim Esra Dokur’un görev yerleri değiştirilmişti.
Üç buçuk yıldır Soma Davası’na bakan ve davanın bütün ayrıntılarına hakim olan Hakim Aytaç Ballı İzmir’e, Hakim Esra Dokur ise Aydın’a gönderilmişti.
Daha önce üçüncü heyet üyesinin de tayiniyle artık Soma davasının mahkeme heyeti tamamen değişmiş oldu.
(Daha önce Karar’da Elif Çakır’ın bu atamalara dikkat çeken yazısı için http://www.karar.com/yazarlar/elif-cakir/yargiya-mudahale-edilmesin-5912)
Karar aşamasına gelmiş mahkemenin başkanlığına Elbistan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Salih Pehlivanoğlu atandı.
Yeni mahkeme başkanı, Elbistan’da kömür kazası davalarına bakmış, yedi ay önce Ocak 2017’de, 2011’de Maraş’da Çöllolar Kömür İşletmesi’nde yaşanan ve 11 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan göçükle ilgili davada sahanın işletmecisi şirket yöneticilerine verdiği 5 yıl hapis cezasını para cezasına çevirmişti.
http://www.milliyet.com.tr/mezarsiz-iscilerin-davasinda-6-yil-sonra-kahramanmaras-yerelhaber-1791277/
11 Temmuz 2017’deki duruşmayı yeni mahkeme heyeti açtı. Savcı koltuğunda da yeni bir isim oturmaktaydı. Yeni atanan savcı 300 klasörlük dosyayı okuyamadığını söyleyerek mütalaa için tekrar süre istedi. Davada her şey yeniden başlamıştı.
Dört aylık aradan sonra 17 Ekim’de görülen bir sonraki duruşmada yeni heyet, tutuklu sekiz sanıktan biri olan Maden Ocağı’nın Emniyet Teknikeri ve Vardiya Amiri Mehmet Ali Günay Çelik’in tahliyesine karar verdi.
Mütalaasını açıklaması beklenen savcı ise bu kez Manisa’da gizli olarak yürütülen sabotaj soruşturmasının beklenmesini ileri sürerek bir kere daha ek süre istedi.
9-10 Ocak 2018’de görünen bir sonraki celsede de durum değişmedi. Savcı davanın seyrini değiştirme ihtimali olduğunu söyleyerek üzerinde gizlilik kararı olan Manisa’daki sabotaj soruşturmasının mahkemeye gelmesini ileri sürerek, yine mütalaa vermedi.
Nihayet, beklenen dosya 26 Mart 2018’deki duruşmada mahkemeye ulaştı. Akhisar Savcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma hakkında, Can Gürkan’ın avukatlarının Manisa Başsavcılığı’na yaptığı başvurunun ciddiye alınmasıyla açılan gizlilik kararı olan sabotaj soruşturmasının evrakını inceleyen mahkeme heyeti kararını verdi: “Katliam davasına etkisi olmayacağı için bekletici sebep yapılmasına gerek yoktur.”
14 ay boyunca savcıların mütalaalarını yazmasını geciktiren, üzerine medyada haberler yapılan gizli sabotaj soruşturması boş çıkmıştı.
14 aylık gecikmeden sonra savcı nihayet sanıklar hakkında mütalaasını verdi ve istediği cezaları açıkladı. Savcı, İddianamede sanıklar hakkında kasıtla ölüme sebebiyetten istenen cezalara gerek olmadığını söyleyen savcı bilinçli taksir veya taksirden ceza verilmesini, büyük patron baba Alp Gürkan’ın ise tutuklanmasını istedi.
19 Haziran’daki duruşmada sanıklar savcının mütalaası hakkında son savunmalarını yaptılar ve böylece 3.5 yıl sonra nihayet kararın açıklanacağı 9 Temmuz 2018 günkü son duruşmaya gelindi.
Hukukçulara göre mahkeme kararının en çelişkili tarafı sanıklara ceza verirken yaptığı bilinçli taksir ve bilinçsiz taksir ayrımı.
Madenin Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy, Teknik Müdür İsmail Adalı’ya bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten 18 yıla ile 22 yıla değişen cezalar veren mahkeme, şirketin patronu Can Gürkan’a ise bilinçsiz taksirden 15 yıl ceza verdi.
Mahkeme bu ayrımı sanıkların 270 madencinin S3 panelinde ölümüne neden olan, 2011’de şirketin hazırladığı ama uygulamadığı havalandırma projesindeki sorumluluğuna bakarak yaptı.
Böylece ortaya tuhaf bir sonuç çıktı.
Mahkeme, 2005’den beri şirketin yönetim kurulunda olan Can Gürkan’ı, madeni devralırken ve 2011’de proje yapılırken yönetim kurulu başkanı olan Alp Gürkan’ı bu projeden ve uygulanmamasından sorumlu tutmazken, madenin genel müdürünü, işletme müdürünü, şirketin teknik müdürünü hatta teknik nezaretçisini bile bu projeden sorumlu tutup cezalarını artırdı.
Halbuki bilirkişi raporundaki bilgiler ve belgeler bu projenin hazırlanmasında ve uygulanmamasında, 2011’de şirketin yönetim kurulu başkanı olan Alp Gürkan ve yönetim kurulu üyesi olan Can Gürkan’ın sorumluluğunu açıkça ortaya koymuştu zaten bu rapordan sonra Alp Gürkan hakkında da dava açılmıştı.
Ama 2011’deki projeyle ilgisi olmadığını iddia ederek, şirketin o tarihteki yönetim kurulu başkanı Alp Gürkan’a beraat veren mahkeme, o sırada madenin teknik nezaretçisi dahi olmayan, daha sonra bu göreve atanan Ertan Ersoy’u ise projeden sorumlu tutup, cezasını bilinçli taksirden verdi.
Okurken bile yorulduğumuz bu üç buçuk seneyi mahkeme salonunda izlemiş, yakınlarının son anlarını kendilerine tekrar tekrar yaşayan bütün ayrıntılara hakim olmuş, mahkeme heyetinin nasıl değiştirildiğine tanıklık etmiş 301 madencinin ailelerinin bu kararları duyunca neden medyadaki başlıklar gibi “Soma’ya ceza yağdığına” sevinmeyip isyan ettiği, Ankara’ya yürüdüğü ve HSK önünde açıklama yaptığı belki şimdi daha iyi anlaşılmıştır.
Adalet için Ankara’ya yürüyen aileler gerçeğin ne kadarına ulaşabilir bilinmez ama sadece davanın kronolojisini alt alta yazmak bile 301 madencinin hakkının arandığı bir davada dolaşan gizli eli görmek için yeterli.
Dava henüz bitmedi. Kararlarda önce istinaf mahkemesine, sonra Yargıtay’a, oralardan sonuç çıkmazsa Anayasa Mahkemesi’ne ve sonra AİHM’e gidecek.
Adaletin doğrudan kast ile mi, olası kast ile mi, bilinçli taksir ile mi yoksa bilinçsiz taksir ile mi öldürülmeye çalışıldığı muhakkak bir yerde ortaya çıkacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025