Yıldız ÖNEN

Pes!
3.02.2014
2096

 İmzacılarından birisi olduğum, yettiartik.org sitesinde yayınlanan kampanya, şiddeti ancak "yetmez ama evet" kampanyasının uğradığı sadırılarla kıyaslanabilecek bir saldırganlığa maruz kaldı.

Saldırganlık diyorum, çünkü gerçekten de birkaç yazar dışında eleştiriden değil, ancak saldırganlıktan söz edebiliyorum. Çok sinirlenmişler ama çok. Bu yüzden, eleştirmiyorlar, saldırıyorlar, saldırırken de sürekli olarak yalan söylüyorlar.

İmza metnini çarpıtan, imza verenlerin seceresini döken, imza verenleri Kemalist ilan eden, imza verenleri liberal olmakla, çözüm sürecine karşı olmakla suçlayan. Ne ararsak var bu saldırılarda.

Geçenlerde bir grup arkadaşla konuşuyorduk, bu kadar saldırgan olmalarının nedenini sorguluyorduk; tartışmalarımızın sonucunda, imza kampanyasını yapanların, 2010 yılında da "yetmez ama evet" kampanyasını yapanlar olması, bu arkadaşların kimyasını bozmuş olmalı sonucuna ulaştık.

AKP liderliği, yolsuzluğun üstünü örtmek için aralıksız yalan söylüyor. Kendi tabanına söz konusu olanın yolsuzluk olmadığını, tersine, sağlam iradenin aleyhine çalışan bir kumpas olduğunu anlatıyor. Bu yalanlara karşı CHP'lilerin, ulusalcıların, "AKP yıkılsın da nasıl yıkılırsa yıkılsın" diyerek en ulusalcı koalisyonları kuranların tepkileri çok anlamlı değil. Çünkü onlar da yalancı. Onlar da askeri vesayetin olmadığını, Ergenekon diye bir örgütün olmadığını, kemalizmin ilericilik olduğunu, AKP'nin şeriatçı olduğunu anlatıp durdular bugüne kadar. Esasında bunların da bir kısmı, yolsuzluk dosyalarını fırsat bilip, hâlâ Ergenekon diye bir yapılanmanın var olmadığını anlatıyorlar. Dolayısıyla, insanları etkileme güçleri yok. AKP liderliğinin yalanlarını teşhir etmeye ne niyetleri ne de güçleri var.

Ama bizim var!

Bizden bu kadar çekinmeleri bu yüzden.

Biz askeri vesayete karşı çıktık, askeri vesayete karşı mücadele ettik. "Ergenekon dağıtılacak" diye az yürümedik sokaklarda, az miting yapmadık. "İlker Başbuğ çeneni kapa!" sloganlarını atanlarız biz. Referandumda "yetmez ama evet" dedi büyük çoğunluğumuz. Balyozcular hakkında suç duyurusunda bulunduk, Kenan Evren gibi darbeciler yargılansın diye "yetmez ama evet" kampanyası yaptık, başörtüsü özgürlüğü için mücadele ettik.

Bu yüzden, biz "yetti artık" deyince, sinirleri bozuluyor.

Biliyorlar ki, biz "yetti artık" diyorsak, demokrasiyi savunduğumuz, özgürlükleri savunduğumuz, adaleti savunduğumuz için diyoruzdur.

"Yetti artık" kampanyasına, Kürt hareketinin liderliğinin açıklamalarını öne sürerek karşı çıkanlar. Size de yetti artık!

Selahattin Demirtaş, neredeyse kelimesi kelimesine aynı şeyleri söyledi. Kürt hareketinin, dar ulusal çıkarlar için yolsuzluğu, Ergenekon'u aklamaya yönelik çabalara destek olacağını düşündünüz. "Yetti artık" kampanyasına sözümona solculuk yaparak karşı çıkıyor gibi görünüyorsunuz ya, vazgeçin. İleride, hem de çok uzak olmayan bir gelecekte, çok utanacaksınız!

"Yetti artık" kampanyasını yapanlara "elitist", "kemalist", MDD'ci" diyenler oldu.

Belli ki onların utanmazlığı had safhada.

Ama siz siz olun, 1999'dan beri, "Öz-öz-öz-gür-lük! Öcalan'a özgürlük!" sloganını kitle eylemlerinde kimin haykırdığını unutmayın.

Yıldız Önen

[email protected]

http://www.marksist.org/yazarlar/yildiz-onen/13920-pes

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar