Halil BERKTAY
Şimdi gelelim, tartışmanın dar çerçevesine. Olay nedir? Sarkis Torosyan diye bir adam, ABD’de 1947’de üst başlığıyla From Gallipoli to Palestine diye (ama hayli uzun bir alt-başlığı da olan) bir kitap yayınlamış. Ayhan Aktar (AA) bunu görmüş, inanmış, doğru kabul etmiş. Bunu önce 2010’da,Taraf’taki köşesinde yazdı. Baktım; en azından AA’nın aktardığı kadarıyla Çanakkale faslı gerçek dışı. Bunu, “Torosyan’ın çektiği acılara bütün saygımla birlikte” mübalağalı bulduğumu yazdım. AA bunun üzerine beni “tipik Türk inkârcılığı”yla suçladı. Bak, dedi, kapı gibi belgesi var Enver Paşa’dan; işte görüyorsun, yapmış bunları.
Gel zaman git zaman, nedense dostlarının hiçbir uyarısını dinlemeyen AA, kitabın Türkçesini yayınladı. Uzun bir önsöz de yazmış. Okudum; sonra İngilizcesini de edinip okudum ve daha derin bir araştırmaya girişmeden, sırf okuduğum kadarıyla, bu kitabın öyle yer yer abartılı filân değil, bütünüyle uydurma olduğu kafamda kesinlik kazandı. Alt-başlığı ve yazarın kendisine bahşettiği çeşitli sıfat ve ünvanlardan başlayıp, Torosyan’ın çocukluğu ve nasıl olup da Harbiye’ye girebildiği bölümlerinden geçerek, Çanakkale ve Külek savaş sahnelerine, sonra ailesinin kaderi ve Cemile’nin kollarında ölmesi gibi en feci anlara varıncaya kadar, hemen hiçbir şey insana gerçeklik hissi vermiyordu. Kullanılan dil ve sözcük hazinesi, Torosyan’ın kafasından bazı durumlarda geçen (geçtiğini söylediği) düşünceler, hattâ kardeşinin can verişi karşısındaki duyguları hepsinde bir tuhaflık vardı. Savaş savaş gibi durmuyor, acı acı gibi durmuyordu. Üstünkörüydü, yapmacıktı; Jules Verne’in Seksen Günde Devriâlem’i veya İki Sene Mektep Tatili’nden, ya da Jean de la Hire’in İki Çocuğun Devriâlemi adlı resimli romanından çıkmışçasına, bir 19. yüzyıl sonu veya 20. yüzyıl başı sergüzeştini çağrıştırıyordu. Zaten o yüzden, bir noktada İki Çocuğun Devriâlemi’ndeki bir diğer yüzbaşıyı Fransız kolonyal yüzbaşısı Zefiren (ilk Türkçe çevirisindeki adıyla Zefiren Yolagetiren) gibi bir masal kahramanını anımsamıştım.
Daha önce söylemedim ama şimdi, yeri gelmişken belirteyim; bu kitapta öyle bazı kısımlar var ki, siz de baştan sona okursanız aklınız durur.
Örneğin bir yerde, güzel bir kadın Torosyan’ı özel bir akşam geçirmek üzere yemeğe dâvet ediyor, ama kahramanımız tabii kaçıp kurtuluyor ve altından, Talât Paşa’nın kendi metresi aracılığıyla Torosyan’ı zehirleme girişimi çıkıyor. Yani işte tam, sözünü ettiğim Oryantal(istik) macera romanlarına özgü bir episod. Ve tam bir stereotip. Hem askerlik dehası, hem cesur, hem yakışıklı, hem trajik; ister Çanakkale’de, ister Kilikya’da, ister Filistin’de, diğer Osmanlı akranları ve hattâ komutanlarından fersah fersah ileride; her zorluğu alt eden ve her tuzaktan sıyrılan; özetle, çok net söyleyeceğim, geri ve beceriksiz Türklerin ortasında (Ermeni, yani Hıristiyan ve dolayısıyla) Batılı, Avrupalı bir üstün insan. Torosyan Ermeni trajedisinden ve aynı zamanda Oryantalizmden yararlanarak, kendini böyle kurguluyor, dünyaya böyle pazarlıyor.
Okudum ve gördüm bunları. Hepsini gördüm ama sadece bir bölümünü, Çanakkale’yle ilgili olanları yazdım. Çünkü (1) En iyi bildiğim konuydu. (2) AA’ya 2010’daki ilk itirazlarım bu noktadaydı. (3) AA da bu noktada bana haddimi bildirmeye kalkmıştı. (4) Önsözünde de sadece bu noktada bir savunma kuruyordu. (5) Sonuç olarak ben, başlı başına bir Torosyan araştırması yapmak niyetinde değildim. (6) Oysa Hakan Erdem, tam bu dönemin uzmanı olarak buna niyetlenip bütün bir kitap yazmaya girişmişti. Konuşmalarımızdan, işi ne kadar kapsamlı tuttuğunu (ve ne müthiş şeyler bulduğunu) da öğrenince, kendim de ayrıca görmüş olsam bile onun bana aktardığı konulara hiç girmemek için, kendimi Torosyan’ın Çanakkale masallarıyla sınırlayan 13 yazıyı kaleme aldım.
Ama geldiğimiz noktada, ben de bunca hakarete karşı çok açık konuşacağım evet Taner Akçam, iyi ve kötü tarihçi farklıdır ve işte konumuz da iyi tarihçilikle kötü tarihçilik arasındaki ciddi ayırım açısından önemli bir nirengi noktasıdır. İyi tarihçi, elindeki kaynağın veya kaynak olduğu söylenen metnin incelenmesine, belirli bir bilgi ve kültür birikimiyle gelir. O zamana kadar (a) o metnin ait olduğu dönemle (meselâ, Çanakkale’de ne olduğu ve ne olmadığıyla) ilgili, daha genel ve sağlam bir bilgi edinmiş; (b) o metin benzeri başka metinler görmüş, ortak üslûp ve yapısal özellikleri hakkında bazı fikirler edinmiş olmalıdır. Ya da şöyle diyelim; öyle bir birikimi varsa, metne daha bir ihtiyatla yaklaşır. Yoksa, işte aynen AA için daha önce dediğim gibi, sazan gibi üzerine atlar ve bir de inatlaşırsa, sonu AA’nın geldiği, hakkında sağda solda “bu adam meczup mu” denmesine yol açacak kadar vahim bir bilimsel, düşünsel ve ahlâkî iflâs noktası olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024