Halil BERKTAY
Osmanlı-Türk modernleşmesinde bu hep vardır : biraz durup düşünmek yerine şu veya bu “âcil durum”a çare bulmaya çalışmak. Eh, başlarından kriz de eksik olmaz. Yunanlılar ayaklanmış; İbrahim Paşa’nın Mısır ordusu Anadolu’ya girmiş; Ruslar Plevne’de; vergiler yetersiz; topçu zâbiti trigonometri bilmiyor. Ne gibi önlemlere başvuralım; derhal ne alalım Batı’dan; hangi cepheye koşalım ? Hele şu vartayı atlatalım da, gerisi allah kerim. Bu dar pratikçi arayış içinde okkanın altına gidenler de vardır kuşkusuz : contemplation (tefekkür), reflection (derin düşünme), introspection (içe dönüp kendine bakma).
Ne ilginçtir : bu özellikleri Osmanlı elitleri, sonra İttihatçılar ve Kemalistler tanımadığı gibi, sosyalist sol da pek tanımaz. Siyasette zıt görünürler ama kültürel planda hepsi aynı havayı solur. Modernist Türk milliyetçiliğinin “yetişmeci” telâşı herkesi yörüngesine çeker. “Hâkim sınıf”lar da, karşıtları da “ne yapmalı” derdine düşer ve marş marşlı bir hızlandırılmış modernizasyonu (sırf terimlerini değiştirerek) içselleştirir. Sol aynı acelecilikle, aynı sığ pragmatizmle “durum ve görevlerimiz”i saptayıp âcil eylem çağrılarında bulunur.
İşte böyle böyle, sosyalizm tartışması ve alt-tartışmalarına dönmüş oluyorum. Nabi Yağcı’nın 4 Şubat’ta kısa bir özetini verdiğim görüşlerinde dikkatimi çeken, birşeyleri fazla deşmemeye, mazur göstermeye çalışması. En başta, yer yer kestirmeden “Kürtler” dediği radikal Kürt hareketine böyle bakıyor; giderek derinleşen ayrılığımızın kaynağı da bu zaten. Aynı fark Solun tarihi için söz konusu. Örneğin Nabi Yağcı Sovyet tecrübesine de fazlasıyla hayırhah yaklaşıyor. Yazılarında, insanlık için hâlâ bir sosyalizm ve komünizm geleceği hayal ettiğini söylüyor; televizyon programlarında, Sovyetler Birliği’nin sosyalizm mirası açısından “olumlu” derslerini silip atmamak gerektiğini (bilge bir eda ve genel lâflarla, ama tek bir somut örnek vermeksizin) tekrarlıyor.
Aynı yüzeyselliği, Solun 12 Eylül’deki sorumluluğunu sınırlı örneklerle geçiştirirken de gösteriyor. Geçtiğimiz yirmi küsur yılda Sol, 12 Eylül’le, 12 Eylül’deki payıyla, 12 Eylül’de başına gelenlerle bir türlü yüzleşemedi. Olup biteni “devlet geldi, bizi ezdi”ye indirgedi. Alper Görmüş’ün belirttiği gibi, kendi maruz kaldığı zulmü anlatmanın ötesine geçemedi. Devletin o saldırısını da adetâ doğallaştırdı : Amerikan emperyalizmi ve işbirlikçileri, zaten tabiatları gereği böyle yapar, her fırsatta halka ve bize saldırırlar. Ama o zaman dahi, fırsat verip vermemek diye bir şey yok mu ? Hayır, bu soru dahi sorulmadı. Hiçbir örgüt veya fraksiyon, 1980 öncesindeki ideolojisini, durum tahlilini, pratik faaliyetini bir bütün olarak masaya yatırıp sorumluluğunu almadı. Teorisiyle ve pratiğiyle şiddet, sıfır özeleştirisi yapılarak geçiştirildi. Örneğin Dev-Genç türevi örgütler, “devrimci şiddet” veya “şiddete dayalı devrim” ilkesini genel planda ne kadar benimseyip revizyonist olmamanın ölçütü saydıklarını hatırlamak yerine, sadece Ülkücü faşistlerin saldırılarına karşı mecburen meşru savunma yaptıklarını öne sürdüler. Herkes devleti nasıl, ne ölçüde boyölçüşmeye çağırmış olduğunu unutuverdi.
Aynı şeyleri şimdi Nabi Yağcı da yapıyor –ama Dev-Yol mirasına yaslanan ÖDP’nin zıddı bir gerekçeyle. Malûm; ÖDP ve benzer “sol” kesimler 12 Eylülcülerin yargılanması kadar net bir demokrasi kazanımına dahi bir türlü sevinemediler. Çünkü referandumdaki “hayır”cılıklarının yanlışlanmasının ötesinde, iddianamedeki Sol eleştirisi de canlarını sıktı. Alper Görmüş bunu, iddianamenin Solun ne kadar kullanılmış olduğu vurgusunun, Dev-Yol’un o zamanki “devrimci durum” tahlilini nakzetmesiyle açıklıyor.
Bundan pek emin değilim; bana kalırsa, sübjektif anlamda kullanılıp kullanılmamanın ötesinde, bu tür “sol”culuk o dönemde neler yaptığının (yaptığımızın) hatırlatılmasını ve dolayısıyla bunun 12 Eylül’e nasıl yaradığını düşünmek zorunda kalmayı istemiyor. Nabi Yağcı ise, bu genel provokasyon teorisinden (en azından, kendi örgütünü ilzam etmediği sürece) pekâlâ memnun. İşin içinde devlet vardıysa Sol hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz, diyor düpedüz. Bazı alt argümanları da var. Solun hangi özelliklerinin provokasyon için elverişli bir zemin oluşturduğuna zerrece değinmiyor. Şiddete karışmayı saldırılara karşı birkaç tabanca bulundurup bulundurmama ile sınırlıyor; bunun ötesinde, teorileştirilmiş bir şiddet yanlılığının Avrupa Solu kadar marjinal olduğunu iddia ediyor.
Nabi Yağcı, “goşizmi” reddeden TKP’yi bütün Sol veya Solun ezici çoğunluğu gibi mi görüyor, nedir ? Dahası, silâhlı veya silâhsız maksimalizm problemine hiç değinmiyor. Dev-Yol “devrimci durum” tahlilinde yalnız değildi. Kimse, MHP’nin sokaktaki pleb faşizmi ile geride bekleyen patrisyen faşizm arasında bir ayırım gözetmiyordu. Esasen kimse, Türk devlet bonapartizmini şimdiki gibi, İttihatçı, otoriter, modernist-milliyetçi ideo-kültürel geleneklerinin göreli özerkliği içinde değil, hep bir sınıf indirgemeciliğiyle değerlendiriyordu. Kısmen bu nedenle de, (detantın izole ettiği sanılan “tekelci burjuvazi”ye karşı) herkes taarruzî havalardaydı. Nitekim TKP de kibirli gövde gösterileri, “DGM’yi ezdik, sıra MESS’te” gibi sloganlarıyla aynı fütursuzluğa kapılmış gidiyordu.
Herşeyin özeti : TKP dahil Sol, öyle özel bir jargonla da değil, herkesin anlayabileceği bir “normal politika” diliyle demokrasiyi ve orta yolcu uzlaşma icaplarını savunmuyor; tam tersine, böyle her merkezci uzlaşma olasılığını yoketmeye çalışıyordu. Devlet provokasyonu bu zeminde başarılı oldu. Demokratik bir Sol olsaydı, 12 Eylül mümkün değildi.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024