Halil BERKTAY
10-11 Kasım 2018] Peki öyleyse, nedir Marksizmin veya Marksistlerin “Komünizm mücadelesi”ni temel alan proleter ahlâkı? Lenin’in formülünün satıhtaki ve sonra biraz daha eşelendiğindeki anlamları nelerdir?
İlk bakışta nisbeten iyi, normal, ya da en azından kabul edilebilir boyutları kapsar. Çıkış noktasında, güçsüzden yana, ezilenden yana, aşağı ve yoksul sınıflardan yana olmayı; madalyonun diğer yüzünde ise, kapitalizmin getirdiği sefalete, haksızlığa, eşitsizliğe, yalana ve zulme karşı olmayı içerir. İkinci kertede, tek tek bireyleri aşan bir ülkü olarak sosyalizm dâvâsı bir örgütlenme, topluca davranma ve kollektif direnme çağrısıdır. Bu aşamada tâc ve taht sahiplerine meydan okuma; sansüre rağmen düşüncelerini söylemek ve yazmaktan geri durmama, polisi ve mahkemeleriyle devlete boyun eğmeme; birlik içinde dayanma, fedakârlık ve çok zor koşulların üstesinden gelme gibi değerler ağırlık kazanır.
Hâlâ ve çok kuvvetle bir isyan duygusudur; Marx’ın Fransa’da Sınıf Mücadeleleri, Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i veya Fransa’da İç Savaş gibi güncel tarih yazımlarında gözlemlediği her şeydir. Ama ilâveten, mağduriyet kökenli bir aidiyet de kuvvetle gelişmektedir. Kendilerinin doğrudan katıldığı büyük bir dalga, bir kitle hareketi yoksa, çoğu solcu bunu aileden erken yaşta edinir. Hemingway, sanırım Paris: A Moveable Feast’te (Türkçesi Paris Bir Şenliktir), 1920’lerde ilk karısıyla yaşadığı yoksul mahallelerin işçilerinden (gene hatırımda kaldığı kadarıyla) “Komünarların [= 1871’de Ulusal Muhafizların kurşuna dizdiği ve kılıçtan geçirdiklerinin] çocukları olduğundan, siyasette nerede duracaklarının öğretilmesi gerekmiyordu” diye söz eder.
They did not need to be taught their politics. Ben de çok küçükken yaşadım bu sosyalleşmeyi. Beş yaşımdaydım; bir gün (erken başladığım) ilkokuldan eve geldim ve annemi ütü yaparken ağlar buldum. “Babanı götürdüler” dedi. 1951-52 tevkifatıymış meğer. Ondan sonra hayatım epey bir süre polis kavramıyla, mahkeme devam ederken İzmir-İstanbul arasında gidip gelmelerle, cezaevi ziyaretleriyle (Konak, Harbiye, Sultanahmet -- şimdi yok hiçbiri), hattâ bir seferinde içeri kabul edilip bütün bir gün koğuşta kalmakla geçti. Soğuk Savaş yıllarıydı; 141-142. maddelerin gölgesinde, solun her türü toptan yasaktı. 1950’lerin Demokrat Parti döneminde, azınlığın azınlığı bir kimlik edindim; ailemden ve babamın “eski tüfekçi” yoldaşlarından ibaret, çok küçük bir çevreyle özdeşleştim; onların acıları ve sevinçlerini kuşandım; genellikle iyimser, açık ve dışa dönük tabiatıma son derece aykırı olduğu halde, içime kapanmayı, olmadık yerlerde olmadık şeyler konuşmamayı, hele okulda ağzımdan hiçbir şey kaçırmamayı, duygu ve düşüncelerimi belli etmemeyi öğrendim.
Hayatı ve toplumu ikiye böldüm, ilericiler ve gericiler diye. Hep biz haklıydık, dürüsttük, doğruyduk, insanlık için iyi şeyler istiyorduk. Hep onlar haksızdı, alçaktı, namussuzdu. Bir mazlumlar ve mağdurlar enternasyonaline intisap ettim. Azınlık ve marjinalliğimin telâfisi oldu. Yalnız değildim, çünkü her yerde vardık. Sanat ve edebiyat üzerinden, solun kollektif hafızasını olduğu gibi benimsedim; bütün epik ve tragedyalarını okudum, bütün zafer ve yenilgilerinin içinde yaşadım. 1961-64 yıllarında lisede, Robert’teyken, hafta sonları aile dostlarımız Mekin amca ile (resmen velim olan) Evinç teyzenin evine çıkardım. İkisi de hayatta değil artık. 1940’ların ikinci yarısındaki Nâzım Hikmet’i kurtarma kampanyasının bütün dergilerini saklamışlardı. Oradan ince ince defterlerime kopyalardım, Nâzım’ın bulabildiğim bütün şiirlerini; gizlice okula götürür, dolabımda saklar, geceleri bazen etüde (late study) kalkıyorum diye, ki hiç ihtiyacım yoktu, ders kitaplarımın içine yerleştirip tekrar tekrar okurdum. (En tepede, başlık resmi niyetine, o defterlerden birinin kapağını, birinin içinden bir sayfayı, bir de 1950 yılından bir kampanya afişini bulacaksınız.)
Tam aradığım realiteydi:“O duvar, / o duvar, / o duvarın dibinde / bizimkiler kurşunlanıyorlar.” İspanya İç Savaşı’nda Franco’ya karşı savaşan Cumhuriyetçiler: “Aramızda denizler, dağlar, / benim kahrolası aczim / ve “Ademi Müdahale Komitesi” var. / (...) Halbuki biliyorum, / bu soğuk karlı havalarda / iki çıplak çocuk gibi üşümektedir / Madrid kapısını bekleyen ıslak ayakların.” Mussolini, İtalyan Faşizmi ve Habeşistan saldırısı: Taranta-Babu’ya Mektuplar. 1946-49’un bir yanda Çin ve diğer yanda Yunanistan iç savaşları: “Yarısı buradaysa kalbimin / yarısı Çin’dedir, doktor. Sarınehre doğru akan / ordunun içindedir. / Sonra, her şafak vakti, doktor, / her şafak vakti kalbim / Yunanistan’da kurşuna diziliyor....” Sırf Nâzım da değildi tabii -- Nazizm ve Bertolt Brecht (şiirler, Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi, Carrar Ananın Silâhları); Picasso, Guernica; Neruda, Espana en el corazon [Yürekteki İspanya]; Vallejo, Espana, aparta de mi este caliz [İspanya, bu kâseyi al benden]; Hemingway, For Whom the Bell Tolls [Çanlar Kimin İçin Çalıyor]; Steinbeck, The Moon is Down [Ay Battı]; Ignazio Silone, Fontamara; Nazi işgali ve Fransız Mukavemeti: Eluard ve Aragon’un şiirleri, Joseph Kessel’den Gölgeler Ordusu... Peki, Sovyetler Birliğineresindeydi “iyi” ile “kötü”nün boy ölçüştüğü bu muazzam, alabildiğine Maniheist 20. yüzyıl dramının? Kestirmeden söylersek, Hitler’i durduranlardı, 1941 sonlarının Moskovasavunmasında, 1941-1944 arasının Leningrad kuşatmasında ve 1942-43 kışının Stalingrad zaferinde. Büyük Vatan Savunması Savaşı (Velikaya Otechestvennaya voyna): buydu, insanlığa paha biçilmez katkıları. Memleketimden İnsan Manzaraları’nın Dördüncü Kitap’ının son 35-40 sayfasında da yaşıyorlardı: bir taşra hapishanesinde Moskova Radyosunu dinleyen Halil (= Nâzım Hikmet), Ressam Ali ve Bethoven Hasan; Nazilerin kurşuna dizdiği Fransız direnişçisi, Komünist matbaacı Gabriel Peri; 22 Haziran 1941 (Barbarossa Harekâtı) karşısında sıradan Sovyet askeri İvan; partizan kızı Zoe/Tanya; Moskova önlerinde, Panfilov Tümeni’nin Volokolamsk Şosesinde savaşan ve ölen kahramanları... Ki bu da son tahlilde, (Stalin dahil) sosyalizmin genel mağduriyetine eklemleniyor, dolayısıyla tarihsel haklılığına (haklılığıma, haklılığımıza) büsbütün güç kazandırıyordu.
Devrimci romantizm dolup taşıyordum. 1960’lar, 70’ler ve 80’lerde, bilmiyorum bırakmış mıyımdır, ya da kaç tane bırakmışımdır, okunmadık toplama kampı öyküsü, İkinci Dünya Savaşı romanı, ya da Kore, Cezayir, Vietnam anlatısı? Hepsi çok güzeldi -- ama yarısıydı (yarısıymış) hikâyenin. Bir bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi feryadıydı, muhalefettekisosyalizm. Kimin için? Herkes için mi? Yoksa sadece kendisi için, kendine ahlâk ve kendine demokrasi mi? Bir, modern Türk ulus-devletinin başka mağdurlarına yer var mıydı bu öyküde (Müslümanlar gibi)?
İki, sosyalizm iktidara geldiğinde ne oluyor, neye dönüşüyordu? (a) Türkiye’de 1925-27’nin İstiklâl Mahkemelerini, Sovyetlerde 1936-38’in Moskova Duruşmaları izlemiş; Stalin hemen bütün eski yoldaşlarını NKVD işkencehanelerinden geçirtip Başsavcı Vişinsky’ye teslim etmişti. (b) Gene Türkiye’de, 1949’da Nâzım’ı kurtarma kampanyası yaşanırken, Macaristan’da yeni Komünist rejimim iki numarası Laszlo Rajk, bir numaradaki Matyas Rakosi tarafından tasfiye ediliyor, inanılmaz işkence görüyor, akla gelebilecek bütün dış düşmanların ajanı olduğu itiraf ettiriliyor ve alelacele idama yollanıyordu. (c) Son olarak, Türkiye’de 1951-52 TKP tevkifatı sürerken, tamı tamına aynı sıralarda, ama bu sefer Çekoslovakya’da rejimin bir numarası Klement Gottwald, iki numaradaki eski arkadaşı Rudolf Slansky’ye çullanıyor, tutuklatıyor, keza felâket işkencelere maruz bıraktırıyor, ezberletilmiş bir sözümona itirafla mahkûm ettirip astırtıyordu Pankrac hapishanesinde. Stalin ve Sovyet gizli servisleri, istihbarat ve sorgu uzmanları vardı, Rakosi’nin de, Gottwald’ın da arkasında.
Üç. Haberimiz var mıydı bütün bunlardan? Vardıysa da, resmî ideolojinin esiri miydik; Sovyet (ve Çek ve Macar) makamlarının “karşı-devrimci”lerin ezilmesine dair açıklamalarını kabulleniyor muyduk -- kabullenmiş miydik, olduğu gibi? Öyleyse bu da bizi, Türkiye ölçeğinde ve dar anlamda muhalefette, ezilen konumunda olduğumuz halde, dünya ölçeğinde ve daha geniş bir anlamda iktidarın -- Sovyet iktidarının, Çin iktidarının, Macar ve Çek iktidarlarının, Arnavutluk iktidarının paydaşı ve suç ortağı kılmıyor muydu? Rosenbergler Ölmemeli’ydi, evet. Yüzde yüz masum olmasalar da, Soğuk Savaşın başlangıç yıllarına, İkinci Kızıl Panik (the Second Red Scare) dalgasına ve McCarthyciliğe kurban gittiler. Peki, Buharin, Troçki, Zinovyev, Kamenev, Radek, Rykov, Pyatakov ve diğerleri neyin kurbanıydı? Özellikle Türkiye’de, faraza Buharin Ölmemeli diye bir piyes yazan oldu mu şimdiye kadar? (Birileri Troçki Ölmemeli/ydi diye iki cümle kaleme alacak olsa, Şefik Hüsnü ve Reşat Fuat’tan İsmail Bilen ve Zeki Baştimar’a kadar tüm TKP hiyerarşisi, kimbilir neler yapardı!) Annem, hapishane kapılarında babamın yolunu bekledi. Sovyetlerde de şair Anna Akhmatova, kocası ve oğlunu aradı çok daha uzun yıllar, Lubyanka kuyruklarında. Neden ikincisini bilemedim, tanıyamadım? Çok uzun süre, içime ve yüreğime dokunmadı?
Çünkü mutlak değil göreli bir ahlâk inşa etmiştim. Beni ve benim gibi bütün solcuları kuvvetle bağlıyordu. Tersten söylersek; sorgulamak, nasıl oluştuğu ve pekiştiğini kendimden hareketle anlatmaya çalıştığım o çok güçlü mağduriyet kimliği ve aidiyetinin dışına çıkıp başka bir ahlâk bulmayı gerektiriyordu.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları












































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024