Halil BERKTAY
[6 Nisan 2019] 31 Mart akşamı 23:00 sularından itibaren yaşadıklarımızda unutulan bir şey var: Anadolu Ajansı (ve TRT) bunu hep yapıyor zaten. Uzak geçmişe giden bir davranış kalıbının tekrarı.
14 Ekim 1973 seçimlerini hatırlayan kaldı mı acaba? 46 yıl oluyor. Çok fütursuz girdiydi Süleyman Demirel ve Adalet Partisi o seçimlere. Son zamanlardaki yazılarıyla Münir Aktolga, bir noktada büyük ölçüde yanılıyor. 12 Mart’ta Demirel’in rolü ilk başta “şapkasını alıp gitmek” ve sonra Faruk Gürler’i cumhurbaşkanı seçtirmemekte direnmekten ibaret değildi. İkisinin arasında çok daha korkunç bir şey yapmış; iki yıl süreyle Memduh Tağmaç cuntasının ve sıkıyönetimlerin bütün icraatına Mecliste tam destek vermişti. İdamların, işkencelerin, zamanın Kontrgerilla’sının, Ankara’da Güvercinlik ve İstanbul’da Ziverbey Köşkü gibi sorgu merkezlerinin... özetle, bütün o benzersiz, daha önce görülmedik zulmün eşit suç ortağıydı. Şöyle de çok basit, çok ucuz bir hesapla yapmıştı bütün bunları: demokrasiyi ve radikal solu askere ezdirtir, ortalığı dümdüz ettiririm, sonra da parsayı ben toplarım. Son anda Faruk Gürler’in adaylığına karşı direnmesinin ardındaki mantık buydu. Artık sıranın kendisine geldiğini düşünüyordu. Nasıl olsa halk, alışıldığı üzere merkez sağa oy verecekti. Bir önceki (1969) seçimlerinde AP yüzde 46.6 oyla 256 milletvekili çıkarmamış, CHP ise yüzde 27.4’le 143 sandalyede kalmamış mıydı? Aynı örüntü tekrarlanacak ve iktidar kendisinin taş atıp da kolunun yorulmasına gerek kalmadan, âdetâ gümüş tepsi içinde tekrar AP’ye sunulacaktı.
Lâkin Demirel bu beklentiyle girdiği 1973 Sonbahar seçimlerinde tam anlamıyla şapa oturdu. Bir, o dönemin görece daha soldaki kamuoyu unutmadı sıkıyönetimi de, işkenceleri de, güya “şapkasını alıp giden” eski başbakanın TBMM’de yaptıklarını da. Bülent Ecevit’in seçim mitingleri, “kahrolsun faşizm” pankart ve sloganlarıyla enikonu bir kitle hareketine dönüştü. İki, merkez sağda yeni kurulan iki parti AP’nin oyunu ciddî surette böldü. Necmettin Erbakan ve Millî Selamet Partisi 48, Ferruh Bozbeyli ve Demokrat Parti 45 milletvekili kazandı. Sonuçta, oy oranı yüzde 46.6’dan yüzde 29.82’ye düşen AP toplam 107 sandalye kaybetti ve 149 milletvekilliğine geriledi. CHP ise yüzde 33.30 oy ve 185 sandalyeyle Mecliste birinci parti oldu.
O kadar beklenmedik bir dönüşümdü ki bu... İki şeyi hiç unutmayacağım. İlki, Demirel’in Ankara’da, Güniz Sokak’taki evinden bir hafta çıkamamasıdır (bana hep, Hitler’i ve Nazileri Ağustos 1939’daki Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı’yla artık güvenilir müttefik bellemiş bulunan Stalin’in, 22 Haziran 1941’da ansızın başlayan Alman taarruzu karşısında bir hafta Kremlin’deki dairesinden çıkamamasını çağrıştırır). İkincisi, AA’nın ve TRT’nin yaptıklarıdır. Ben de birçok diğer sol gençlik örgütünün mensup ve sempatizanlarıyla birlikte, Mamak’taki 28. Tümen garnizonu içindeki Askerî Cezaevi’nde yatan tutuklular arasındaydım o sıralar. Radyo izni vardı, dinleyebiliyorduk koğuşlarda. Hemen o gece ve ertesi gün, yani 15 Ekim Pazartesi sabahından başlayarak, sanki kasten çıldırtmaya çalışıyorlardı insanları. Sadece Orta Anadolu’dan ve diğer iç bölgelerden (şimdi AKP’nin kazandığı) illerde AP’nin önde gittiği haberlerini veriyor, büyük şehirlere hemen hiç değinmiyorlardı. Genel yüzdelerde ise AP sürekli 4 puan önde gözüküyordu; milletvekili sayıları, bugün bile kulağımda ve gözümün önünde, çok uzun süre AP 77, CHP 73’te takılıp kalmıştı. Bir milim kımıldamıyordu.
İşin en komik yanı, hapishaneye bütün gazetelerin de alınması ve onların manşetlerinden gerçek sonuçları izlemenin mümkün olmasıydı. Kuşkusuz “dışardaki”genel kamuoyu için de geçerliydi aynı şey. Buna rağmen AA ve TRT, devlet talimatıyla olacak, kafasını kuma gömen devekuşu misali kendilerini maskara etmeyi sürdürüyor; nasıl şimdi iktidar medyası bazı YSK ve/ya il-ilçe seçim kurulu mensuplarını FETÖ mensupluğuyla suçlayacak kadar alçalabiliyorsa (ya da ortada daha bile karanlık bazı dedikodular dolaşıyorsa), o zaman da cuntanın seçim sonuçlarını kabullenmeyeceği ve kâh şu, kâh bu dalaveraya başvurarak hükümeti kurma görevini Ecevit’e vermeyeceği rivayetlerinden geçilmiyordu.
Tabii bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Bülent Ecevit başbakan oldu ve Türkiye tarihinde muazzam bir adım anlamına gelen CHP-MSP koalisyonunu kurdu. Fakat ne yazık ki sebat edemedi bu yolda. 1974 Kıbrıs müdahalesinin CHP’ye tek başına iktidar getirebileceği hayaline kapıldı ve erken seçim kapısını zorlamaya girişti. Yakın tarihin en feci siyasî hatâlarından biridir. Sonucu, MSP’nin merkez soldan merkez sağa itilmesi ve iktidarın AP-MSP-MHP’den müteşekkil Milliyetçi Cephe koalisyonlarına hediye edilmesi oldu. Bu da Türkiye’yi, 12 Mart’tan (1971) daha beter 12 Eylül (1980) felâketine sürüklemekle kalmadı. O ilk CHP-MSP deneyimini derinleştirerek Müslümanlar ile sekülaristler arasında daha sağlam köprüler kurulmasını hep daha imkânsız ve daha daha imkânsız hale getirdi.
Ha, Anadolu Ajansı ve/ya TRT’den herhangi bir özür veya özeleştiri mi? O zaman görülmedi, şimdi de (iktidar medyasının tamamı dahil) asla görülmeyeceği gibi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024