Ali BAYRAMOĞLU
Belli bir açıdan, hakim açıdan bakınca barış süreci pürüzsüz ilerliyor. Kürtler adına tüm denetimin Öcalan'da olduğu, devletin Öcalan'ı tam muhatap aldığı, adım adım peşrevin ötesine geçen bir akış var.
İki taraf arasındaki mutabakatı, en açık özetleyenlerden biri Taraf Gazetesi'nden Kurtuluş Tayiz. Şöyle diyor:
'Süreç üç aşamalı bir çözüm planına göre yapılmış. Başlangıç aşaması silahların susturulması, ikinci aşama sınırdışına çekilme üçüncü aşama ise PKK ve Kürt sorununun çözümüne dönük yasal ve anayasal düzenlemelere koşut olarak silahlara veda edilmesi…'
Nitekim Cumartesi günü Öcalan'ın BDP'li milletvekillerine bu istikametteki yol haritasını anlattığı, ayrıca Öcalan'ın Kürt siyasi hareketinin üç ayrı kanadına, BDP'ye, Avrupa'ya ve Kandil'e bunları yazılı olarak ilettiği söyleniyor.
Bu durumda müzakere, görüşmelerin ana çerçevesinin çözüm istikameti olarak varsaydığı modelin ne olduğu da belli.
Kürt hareketinin talepleri doğrultusunda yeni siyasi alan kurma, bunu güvence altına alma, verilecek haklar üzerinden kurumasal ve yasal tarifler yapma istikametinde bir çözüm modelinden sözetmiyoruz.
Sözü edilen 'alan kurma' değil, bir tür 'alan temizleme' modeli. Başka bir ifadeyle Kürt sorununda çözümün değil, çözüm perspektifinin inşası modeli.
Bu çerçevede beklenen şu: Silah devri kapanacak siyaset devir açılacak. Bunu mümkün kılacak iki husus var. Önce silahlar tümüyle susacak, ardından KCK tutuklularının serbest bırakılması, siyaset yapma, ifade, örgütlenme özgürlüğünün genişletilmesi gibi adımlar atılacak. Bunu ana dil güvencesi, yerel yönetimlere yetki devriyle yasal ve anayasal düzeyde 'ademi merkeziyetçi bir demokrasi anlayışı' takip edecek.
Sonuçta bir yanıyla Kürt sorunu sistem tarafından absorbe edilecek…
Öte yanıyla Kürtler talep ettikleri kimlik haklarına ve yerel yönetimler üzerinden bir ölçüde kendilerini yönetme imkanlarına kavuşacaklar.
Evet akış bu…
Ancak açık görüntüsüne ragmen bu 'akış' bir yanıyla oldukça kapalı…
Kapalı zira yukarıdaki sonuca siyasi iktidarın basına ve kamuoyuna aktardıklarından hareketle varıyoruz. Öylesine ki, Öcalan ile Kürt siyasi hareketinin ana kumanda odası Kandil arasındaki ilişkilerin yine devlet, MİT üzerinden yürütüldüğüne dair bilgilerle kuşatılmış durumdayız.
Bu bilgiler bize Kürt siyasi hareketini her yönüyle tek adama, Öcalan'a indirgememiz gerektiğini söylüyor. Dahası Öcalan'ın talep çıtasını AK Parti'nin Kürt modeline denk gelecek kadar aşağıya çektiğini ima ediyor.
Durum gerçekten buysa, çıta inmişse, Kürt siyasi hareketinin aktörleri ilerleyen aşamalarda Öcalan'a her koşulda gönüllü ve tam biat içinde olacaksa, gerçekten Türkiye doğru bir istikamette mutlu sona doğru ilerliyor demektir.
Umarız öyle olur.
Ancak şüphelerim ve sorularım var.
Kürt siyasi hareketi Öcalan'ın yakalanmasından bu yana kendi açısında gelişti, kurumlaştı, toplumlaştı ve kendi içinde farklılaştı. Taleplerinin özünü, hem milliyeçi dalgaya hem kendi mücadele tarzına göre 'siyasi egemenlik' oluşturdu. Öcalan bu oluşumun 'yapıştırıcısı ve duygu taşıyıcısı' oldu.
Bugün Öcalan'ın siyasi egemenlikten vazgeçmesi Kürt siyasi hareketinde 'olur' karşılığını çok çabuk bulmayabilir.
Nitekim Kürt siyasi elitlerinin yürümekte olan süreçle ilgili asıl kaygı ve itirazları sanırız bu noktada toplanıyor.
Güvensizlik sadece devlete yönelik değil. İç dokuda da tüm biat haline rağmen bir güven meselesinin yaşandığı ve daha çok yaşanacağı ortada.
Hafta sonu yaptığım bir Diyarbakır gezisi ve temaslarım gözümde bu gerçeği daha çıplak hale getirdi. 'Çözüm ama nasıl çözüm', 'İmralı'yı sadece bir yarım dinler', 'Kürt hareketi özerklik talebinden vazgeçmemiştir, geçmez' sözleri kulağımda…
Çözüm için yöntem ve katılım meselesini herkes ciddiye almalı…
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025