Ali BAYRAMOĞLU
60yıl önce yapılan Türkiye'nin ilk darbesinin yıldönümü bugün.
27 Mayıs'ın en önemli özelliği, siyaset üzerindeki askeri denetimin mutlaklaşması, bu çerçevede kurumsal ve anayasal düzeyde ve düzende askeri vesayet düzeni başlatmış olmasıydı.
27 Mayıs 1960 İhtilaliyle asker-sivil ilişkilerinde iki önemli gelişme olacaktı.
İlk önemli gelişme, askerî otoritenin Millî Savunma Bakanlığı'ndan koparılarak Başbakan'a bağlanması, ona karşı sorumlu tutulmasıydı. (O noktaya hala dönebilmiş değiliz). Bu sorumluluk mekanizması ise tümüyle kağıt üzerinde kalmıştır.
İkinci önemli gelişme, Millî Güvenlik Kurulu”nun (MGK) oluşturulması ve bir anayasal organ hâline gelmesiydi. (Hala öyle).
1961 Anayasası, hükümete tavsiye kurulu haline getirilen MGK üyeleri arasına başbakanı, devlet bakanlarını, başbakan yardımcılarını, Millî Savunma, İçişleri, Maliye, Ulaştırma ve Çalışma bakanları ile Genelkurmay başkanı, hava, deniz ve kara kuvvetleri temsilcilerini yerleştirmiş, asker-sivil karması bir yapı ortaya çıkarmıştı.
27 Mayıs ihtilalcilerinden Millî Birlik Komitesi üyesi ve tabii senatör Haydar Tunçkanat'ın bu konudaki görüşleri, bu durumun aslında bir niyete tekabül ettiğini net olarak ifade eder:
“Komite, oy çoğunluğu ile iktidara gelecek olan siyasî partilerin yeni anayasamızda kurulacak ikinci cumhuriyeti de dejenere edip yeni bir ihtilale sebeb olmalarını önlemek için, yeni Anayasa ile Millî Güvenlik Kurulu'nu bir tedbir olarak getirmiş ve vazifelerini de açık seçik belirterek Cumhurbaşkanı ve Kurulun asker üyelerini de millî güvenliğimizi ilgilendiren her türlü problemde temel görüşlerini bu kurulda bildirmekle, hem görevli hem sorumlu kılmıştır...”
Böylece ciddi bir eşik atlamakta millî savunma anlayışından millî güvenlik anlayışına geçilmektedir.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu da kurulla ilgili Meclis görüşmeleri sırasında bu geçişin altını ilginç bir şekilde çizmişti:
“Bugün millî güvenlik politikası dendiği zaman, yalnız bizde değil, bütün memleketlerde askerî politikadan, dış politikadan meseleler gelmeyecek, sağlık, ticaret politikası ile ilgili meseleler, sanayi, ziraat, ulaştırma, bayındırlık politikası ile ilgili meseleler bu kurulda görüşülecektir...”
MGK, 1962-1971 arasında DP'li yasaklıların affından, AP iktidarının denetimine, ordunun anayasal değişiklik taleplerine kadar uzanan bir dizi tartışmanın, daha doğrusu askerî talep ve eylemin merkezini oluşturacaktır.
Bu müdahaleler ve talepler, millî güvenlik gerekçesiyle ilişkilendirilmiş, hatta askerler 12 Mart muhtırasına MGK üyesi sıfatıyla imza atmışlardır.
27 Mayıs'ın araladığı kapıyı 12 Mart, 12 Eylül ve ardından 28 Şubat müdahaleleri sonuna kadar açacaklardır.
Askeri vesayet düzeni Türkiye'de 2003 yılında yaşadığı ilk büyük kırılmaya kadar, genişleyen uzay misali alan büyütecektir.
Bu büyüyen alan Türk siyasetindeki kavrukluğun da baş nedeni olacaktır.
Son 12 yılda yaşanan değişim umalım bu kötü öyküye son noktayı koymuş olsun.
Ancak bilelim ki, ülke sivilleşme istikametinde henüz yarı yolda bile değil.
Askeri harcamalardaki denetim sorunu, Yüsek Askeri İdare Mahkemesi, Jandarmasıyla değişim gerekleri bir 27 Mayıs günü kendisini tekrar hatırlatıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025