Ali Saydam
Sayın Cumhurbaşkanı son dönemde yaptığı miting konuşmalarında video görüntüleri eşliğinde Muharrem İnce’ye kıraathane konusunda ders veriyor… “Kıraat okumadır” diyor ve ekliyor: “Hane de ev… Yani okuma evi!”… Sonra da anlatıyor projenin çapını, içeriğini; neye ve nasıl hizmet edeceğini…
Oysa iletişim tekniği açısından bir basit kavram eklemesiyle bunların hiçbirine gerek kalmayacaktı. Mesela bu projeye Yeni Nesil Kıraathane denseydi, hiçbir izahata gerek kalmayabilirdi. Polemik yaratmak isteyen de altında kalırdı zaten.
Siyasi iletişim çerçevesinde konu yönetimi denen kavram şu uygulama bağlamında kullanılır: Siz bir yaklaşım, konsept atarsınız ortaya. Çok net anlaşılır bir konsept… Karşınızdaki bunu açmaya, sorgulamaya çalışır. Bunu yaptıkça da size çalışır asılında… Bu sürecin ilk adımı ise projenize çok uygun bir kavram bulmakla başlar.
Mesela Millet Parkı böyle bir çözümlemedir… Nasıl o projede sadece Park denmediyse, ötekinde de sadece Kıraathane, ya da Millî Kıraathane demek, olayı amacından bir miktar saptırmıştır. Park tek başına ‘jenerik’ bir isim olacağı için (aynen Kıraathane gibi) olay, projenin özelliğini ifade etmekten uzaklaşabilir, amacından uzak yerlere çekiştirilmeye müsait hale gelebilirdi…
Oysa Millet Parkı da, Yeni Nesil Kıraathane de toplumsal hayata önemli nitelik farklılıkları kazandıracak ciddi projelerdir…
Ekonomik hayata önemli nitelik farklılıkları getirecek olan diğer projeler gibi…
Millî Enerji ve Maden Politikası çerçevesinde devreye sokulmuş olan Sismik Araştırma ve Sondaj Gemileri gibi… Ya da Bor’dan katma değeri yüksek türev ürünler elde etme projesine start verilmesi gibi; Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi TANAP gibi… İzmir otobanı, Atatürk Kültür Merkezi, yeni hızlı tren hatları vb… İleriye dönük projelerle ülkenin geleceğinin nasıl şekillendirileceğine ilişkin vizyonun ortaya konması…
Ünlü bir söz vardır: “İnsanlar geçmişi satar, geleceği satın alırlarmış…” Geçmişe dönük, geçmişi hatırlatarak yapılan iletişimin, siyasî iletişimin en önemli hedefi olan ikna boyutunda herhangi bir ciddi katma değer elde etmenin pek de kolay olmadığı, araştırmalarla defalarca kanıtlanmıştır…
Öte yandan, henüz kararını vermemiş, ya da herhangi bir partiye herhangi bir tereddüt duymadan kendisini bağlı hissedenlerin dışındaki seçmeni, ki bunların sayısı ve nihai kararları da çok önemlidir, ‘korku ve ümit’ sarmalına sokmanın da özellikle bizim toplumumuzda pek işe yaramadığı defalarca kanıtlanmıştır (Bkz. Kenan Evren’in 1983 seçimlerindeki tutumu)…
O halde geriye kalan tek şeye dört elle sarılacaktır seçmen: Güven…
Vaatleri kim yerine getirebilir, bunu soracaktır kendine… Vaadin kendisi değildir ana belirleyen… O vaadi verenin onu yerine getirebilecek olan liderin kapasitesinin ne kadar sağlam olduğu belirler her şeyi. Belki başında ya da arada değil, ancak sandığın başına gittiği anda…
Tüm vaatler unutulur…
Ve sadece adaylar vardır karşısında. Anglosaksonlar bu anlar için kullandıkları “Moment of truth” (hakikat ânı) tam da bu tür seçmenin o ânı için geçerlidir. O anda tüm düşünceler devre dışı kalır ve duygular devreye girer…
O duyguları kim yakalamışsa da o kararsız seçmenin oylarını da o devşirir…
Şimdi sormak gerekir. Bu bağlamda hangi adayın şansı daha fazladır o güven duygusunu oluşturmak adına?..
Bizce bu sorunun yanıtı açık…
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019