Alper GÖRMÜŞ
“TÜGVA Belgeleri”ni ilk yayımlayan gazeteci Metin Cihan, geçtiğimiz günlerde Deutsche Welle’nin (DW) sorularını yanıtladı (10 Kasım). Yayının ardından devlet içinden onlarca mesaj aldığını, hatta hepsine bakamadığını söyleyen Cihan, belli ki temasta bulunduğu bazı kaynaklardan aldığı bilgilere dayanarak, bu dönem kendi yayımladıklarından çok daha önemli bazı belgelerin sızdırılacağından emin olduğunu söyledi:
“Bir sızıntılar döneminin içindeyiz. Bir şey patladı ve her yerden sızıntılar akıyor. Ben çok etkili bir dosyayı sundum, tamam, ama sızan bilgilerin, belgelerin çok çok az bir kısmının bana ulaştığını düşünüyorum.”
Metin Cihan, TÜGVA sızıntılarından sonra kendisini risk altında görüp görmediği sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Tabii ki. Risk alarak, çok büyük bir risk alarak yaptım bunu. Fakat yapmadan duramazdım. Çok cesur bir insan olduğumu söyleyemem. Ama bu bilgileri gördükten sonra, içeriğini ve toplum için önemini anladıktan sonra, ne zaman olsa, eminim, yapmadan duramazdım.”
Ya sızdıranların (‘dijital oyunbozanların’) riski?
Bir ‘sır ifşa etme’ mesleği olarak gazeteciliğe, en çok, gazetecilerin salt kendi çabalarıyla ulaşamayacakları kadar ‘zor’ haberler alanında ihtiyaç duyulur. Bu, başta devletler olmak üzere güç odaklarının büyük sırlarının depolandığı son derece müstahkem bir alandır.
İstisnalar hariç buralara ancak, oralarda çalışan ve sızdırdıkları bilgileri gazetecilerin kulağına ‘fısıldayan’ whistle-blower’lar sayesinde ulaşılabilir.
‘Oyunbozanlar’ da denilen whistle-blowers’lar gazeteciliğin dijital çağından önce de vardılar, fakat derledikleri bilgiler, kullandıkları alt yapıya bağlı olarak son derece sınırlı oluyordu.
Whistle-blower’ların dijital çağdan önceki bilgi toplama biçimleri ve yetenekleri ile dijital çağdaki bilgi toplama biçimleri ve yetenekleri arasındaki fark, olta balıkçılığı ile ağ balıkçılığı arasındaki farka benzetilebilir. ‘Dijital oyunbozanlar’, WikiLeaks örneğinde olduğu gibi ‘sır’ları trolleyerek açığa çıkarırlar; bir seferde binlerce, on binlerce sır.
Parantez: Sızdırma habercilik ayıp değil!
Gazeteciliğin kamusal bir görev olarak addedildiği ülkelerde sızdırma gazetecilikten söz ederken bizdeki pejoratif imâlara hiç baş vurulmaz. Yine, aynı kötü alışkanlığın bir devamı olarak whistle-blower’ların gazetecilere ‘fısıldadığı’ haberler burada “ele geçirdik” klişesi-yalanı eşliğinde sunulur. Neyse ki son dönemlerde ‘sızdırma haber’ utanılacak bir şey olmaktan çıkıyor gibi… Daha doğrusu bu dönemde ‘sevmediklerimizin’ kirli çamaşırları ‘fısıldandığı’ için öyle… Bunda sorun görmeyenler, mesela askeri vesayet döneminde devlet içinden sızdırdıkları bilgilerle haber yapan gazetecileri yerin dibine sokuyorlardı; her zamanki çifte standart.)
Devlet içindeki whistle-blower’lar ve Ocak 2016’daki AİHM kararı
Kendilerine haber sızdırılan gazeteciler elbette belli bir riski göze alarak yapıyorlar işlerini; hele ki en büyük sır saklayıcı olan devlet içinden sızdırılmış bilgileri yayımlıyorlarsa…
Fakat bir de haberleri sızdıran memurların-bürokratların aldıkları risk var. Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz haftalarda yaptığı çağrının riskleri göze almada cesaretlendirici bir yanının olduğu muhakkak. Fakat henüz geleneksel medyadaki düzenleyici kurallar yerleşmediği için dijital olarak yayımlanan sızdırma haberlerdeki sorumluluk-risk boyutu belirsizliklerle dolu. Mesela gazetecilerin kaynaklarını açıklamaya zorlanamayacakları kuralı dijital medyadaki haberler için de geçerli mi? Devletler-hükümetler bu belirsizlikten faydalanmaya kalktıklarında (ki mutlaka kalkacaklardır), mesela sızdırma bir haberi dijital medyada yayımlayan gazetecileri kaynaklarını açıklamaya zorladıklarında onları sınırlayacak hiç mi hukuki temel yok?
Var ve pek bilinmiyor. Yeni ve büyük sızıntıların beklendiği bu dönemde, bizzat öznesi olduğum bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) davasının hükmünü burada hatırlatmak istiyorum.
Nokta dergisinin 14 Nisan 2007’de askeri mahkeme kararıyla basılıp aranmasıyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) genel yayın yönetmeni olarak benim ve beş Nokta çalışanının açtığı dava, 19 Ocak 2016’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mahkûmiyetiyle sonuçlandı.
Mahkemenin kararında, gazetecilerin ifade özgürlükleri, kaynaklarını gizleme hakları, suç teşkil eden ya da kamusal önemi olan gizli bilgileri ifşa etmeleri gibi geleneksel sayılabilecek başlıklarla ilgili olarak önceki kararlarında bildiğimiz özgürlükçü yorumlar yineleniyor. Fakat AİHM, bunların dışında, devlet alanından bilgi sızdıran kamu görevlilerinin (whistle-blowers) korunması gibi yeni ve tartışmalı bir başlıkla ilgili olarak da önemli vurgular içeriyor. Kararın bu yanı, özellikle WikiLeaks’ten sonra üzerinde geniş bir tartışma yürütülen “sızdırma habercilik”le ilgili çok önemli bir hukukî içtihad niteliğinde.
‘…Ve whistle-blower’ların korunması’
AİHM, Nokta dergisi kararının girişinde, mahkemenin “ifade özgürlüğünün üç farklı veçhesi” üzerinde odaklandığını belirtiyor: Gazetecilerin haber kaynaklarının korunması, gizli bilgilerin ifşası ve devletten haber sızdıran kamu görevlilerinin (whistle-blowers) korunması… Mahkeme kararının ilerleyen bölümlerinde, gazetecilerin, kendilerine haber “fısıldayan” kamu görevlilerini koruma hakları ve bu konuda baskı görmemeleri gereği üzerinde ayrıntılı olarak duruluyor.
AİHM, devletlerin, sır ifşa eden görevlilerini açığa çıkarmak için gayret göstermelerini de bir hak olarak teslim ediyor, fakat burada önemli olan vurgu, hiç şüphesiz gazetecilere ilişkin olanı…
Önümüzdeki yıllarda kamuoyunun bilme hakkı çerçevesinde çok önemli roller oynayacağı âşikâr olan haber “fısıldayıcıları” ile ilgili olarak AİHM’nin verdiği bu karar, hiç şüphesiz onları yüreklendirici bir rol oynayacak.
Tabii aynı şekilde gazetecilere bilgi sızdıran devlet görevlilerini de…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025