A.Turan ALKAN
İşporta tezgâhından alışveriş edilmemesi konusunda kulağım epeyce dolgun olmasına rağmen nerede bir işportacı görsem, ‘Acaba mükemmel bir kelepiri kaçırıyor olabilir miyim?' endişesiyle göz atmadan duramam.
Bu belki de ruhumun derinliklerinde bir yerde saklı duran sıradan adamlığın, daha açık ifadeyle fırsat düşkünlüğünün tezahürüdür olsa olsa...
Yolu kısaltmak maksadıyla girdiğim ara sokakta bir apartman girişinin duldasına gizlenmeye çalışan işportacı müteşebbisle karşılaştığımda, ömür boyunca aradığın mucizevi kelepirin o kırık dökük el tezgâhında bulunduğuna dair şiddetli bir sezgi ürperişine kapıldım. İşportacı ise bakışlarımdaki oltaya atlamaya hazır balık bakışını meslekî bir sezgi ile farketmiş ve imdat bekleyen bakışlarıyla beni kendine celbetti âdeta,
-Hayırdır, dedim, ‘kimden kaçıyorsun; biri mi kovalıyor?'
-Zabıtalar abi, diye nefes nefese inledi, çünkü alnı ter içindeydi, ‘İnsafsızlar neredeyse bir kilometre kovaladılar!'
-Üzülme dedim, inşallah sen de bir gün dükkânını açar, kovalanmaktan kurtulursun…
Teklifim hoşuna gitmemiş gibiydi. ‘Boşverelim şimdi bunları' dercesine, ‘Hacı bey' dedi. ‘Sen Allah'ın sevdiği bir kul olmalısın, tipin çok mübarek, seni de çok sevdim vallahi. Şu an itibariyle öyle bir ürün pazarlıyorum ki aklın durur. Sadece iki tane kaldı, toptancıdan hepsini alıp kapatmak istedim ama sadece iki düzine verdi. Onlar da bitti zaten; insanlar üçer-beşer aldılar. Müthiş bir şey ha…
-Nedir o, diyerek sanki alıcı değilmişim gibi gözucuyla tezgâha göz atarken bakışlarımla, ‘Biz kaçın kurrasıyız oğlum kolay kolay yaş tahtaya basar mıyız?' havası vermeye çalışıyordum ama faydasız bir çabaydı. İşportacı, ‘keklenmeye' nasıl âmâde olduğumu daha sokağa girerken çözmüş olmalıydı.
-Tezgâhta değil abi dedi, koyun cebinden iki gözlük çıkardı. Biri yeşil, diğeri pembe çerçeveli iki gözlük. Hani şu reçetesiz satılan, göz doktorlarının, optisyenlerin, ‘Zinhar almayın, gözünüze kezzap damlatsanız daha iyi' dediği türden Çin mamulü yakın gözlüklerine benziyordu.
-Hmm, dedim, yakın gözlüğü ha. Bende bunlardan sürüsüyle var. Bunların özelliği ne?
İşportacı sağı solu kolaçan ettikten sonra kulağıma eğilip kısık bir sesle, ‘Bunlar mutluluk gözlüğü hacı amca' dedi. ‘Taktığın andan itibaren ne dert kalıyor ne kasavet; müthiş kafa yapıyor namussuz!'
-Hadi canım ordan, diye bilmiş bilmiş konuştum, ‘Vaktiyle milleti çıplak gösteren gözlük numarasıyla çöpten topladıkları röntgen filmlerinden yapılmış gözlük satardı üçkağıtçılar. Onlardan olmasın?
-Denemesi bedava abi, dedi. Yalnız peşin söyleyeyim, hediyesi 250 liradır, santim aşağı kabul etmem. Takınca göreceksin zaten.
-Yaa, ver bakayım şu pembe olanını dedim. Elimde evirip çevirdim. Sıradan bir gözlük... Uyanık, beni kazıklayacak güya!
-Hacı bey dedi, bir tak şu gözlüğü, bir dene, beğenmezsen mal benim ama alıcıysan pazarlık yok, ona göre...
Etrafa baktım; yapacağım enayiliği gören kimse olmadığına emin olduktan sonra gözlüğü gözüme yerleştirip, yakın derecesini ölçmek için önce elime baktım. Aa, başkasının eli... Buruşuğu, lekesi olmayan biçimli bir delikanlı eli gibi sanki. İşportacıya baktım, ticari nâmuskârlığından asla şüphe edilemeyecek tarzda güvenilir, müdebbir bir girişimci duruyordu karşımda. Etrafa baktım; pembe panjurlu, kırmızı kiremitli, yemyeşil bahçeler içinde şirin evler. Çıkardım, hoop eski kirli ve kerih manzara.
Kuru bir sesle, ‘Alıyorum' dedim, ‘hatta ikisini de alıyorum ama indirim yapacaksın!'
-İndirim yok hacı bey dedi, söylemiştim. İşine gelirse.
Param o kadarına yetiyordu. Gözlüğü alelacele çantama atıp kimseler görmesin diye hızlı adımlarla uzaklaştım. Yol üstünde sakin bir parkta oturup mutluluk gözlüğünü çıkardım. İçimden bir ses, ‘Seni kötü kazıkladılar Hacı bey, şimdi takacaksın ve hiçbir şey olmayacak' diye fısıldadı.
İnanılmaz bir şey. Gözlüğü taktığım andan itibaren başka bir insan oluverdim sanki. İşportacı beni aldatmamıştı, yıllardır beklediğim ve inandığım kelepiri nihayet yakalamıştım. Tıkır tıkır çalışıyordu namussuz!
-Bu Çinliler artık fazla olmaya başladı, dedim keyifle ve kendimce mutluluk gözlülüğünün fenni izahını yapmaya çalıştım.
Filozofun biri vaktiyle, “Olayların gidişatını değiştiremiyorsanız, olaylara bakışınızı değiştirin!” diye birşey söylemiş. Vecizeler aslında tehlikelidir, çünkü biz orta zekâlılar, vecizelere sanki gökten zembille inmiş gibi ‘kitabın orta yeri' muamelesi yaparız. Belki de adamcağız saçmalamıştır. Bu dahi böyle bir söz. “Zaman sana uymuyorsa sen zamana uyuver” gibi faydacı bir yaklaşımı hatırlatıyor. Aslında böyle değil tabii, “Belki de arıza senin bakışında ve algı biçiminde; en son ne zaman bir göz doktoruna gitmiştin?” demeye getiriyor.
Öyle ya, belki de benimle beraber, yüzlerce yazar ve kanaat önderine ilaveten nüfusun kabaca yüzde 60'ının bakışında düzeltilmesi gereken bir optik yanılgı söz konusudur. Demek ki bu duruma göre Çinliler, insanda bakış açısını değiştiren yeni bir optik cam üretti ve bunu pazarlamaya başladılar. Aferin, çalışınca oluyor tabii.
İşte pembe gözlük gözümde, parktaki kanepeye oturmuş olup bitenleri yeniden değerlendiriyorum.
Yahu herşey ne kadar farklı, ne kadar güzel ve olumluymuş meğer. Nitekim bu nazarla geçen seçimin sonuçlarına bakıyorum: Arkadaş biz resmen fantezi olsun diye istikrarı tehlikeye atmışız. Resmen çocukluk. ‘Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya' hesabı.
Dış siyasetimizi gözden geçiriyorum: Yahu, dünyalar güzeli, buz gibi, şerbet gibi iç ferahlatıcı, cedvel gibi dosdoğruymuş meğer; Suriye'de demokratik düzene geçilmesine –sâyemizde- bir fırt kalmış durumda. Verdiğimiz millî destekle gerek Mısır'da gerek Filistin'de mazlumlar yıllardan beri ilk defa nefes almış. Rusya ile ilişkilere gelince hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştı; süper yahu! İsrail'i yaptığımız gizli petrol ihracıyla perme-perişan etmişiz. Ve hayal edebilir miydiniz, Rusya'ya ihracat yapmak için artık koca Karadeniz'i geçmeye gerek kalmadı; Reyhaniye'den TIR'larla sınırı geçince hoop Rusya Federasyonu! AB ile ilişkilerimiz limonî diye üzülmüyorum çünkü Ankara kriterleri işlemeye başladı ve işte Frau Merkel, kuzu kuzu ayağımıza kadar geldi. Neden? Çünkü Türkiye'nin bölgede liderliği hızla yükseliyor. Shangay pazarlarına ulaşmak için AB bize muhtaç, yalvarıyorlar resmen ama bizimkiler ağırdan alıyor. Ee az çektirmediler kapılarında, biraz burunları sürtünsün!
Ohh, ne güzel bir gözlük bu; işportacı haklı, ne dert kalıyor ne kasavet? Yaptıracaksın bu gözlüklerden Çinlilere fasonundan 80 milyon gözlük…
Şimdi bu gözlüğü takınca bazı insanların derdini anlamıyorum? Beyefendiyi toplumu germekle suçlamaları ne kadar terbiyesizce, ne kadar görgüsüz ve haksız bir şey; ayol siz bulguru değirmenden geldiği gibi tencereye koyar mısınız? Taşını çöpünü ayıklayınca adı kutuplaştırma oluyor. Haydiniz oradan! Bu gözlükle dost kim, düşman kim cam gibi görünüyor bu hesaba göre aaa, memleketin yarıdan fazlası resmen hain gibi bir şey. Çok üzücü, naapsak!
Barış süreci diye nasıl kafalamış bizi o kravatlı eşkıya şeysileri. Neyse ki büyüklerimiz vaktinde uyanıp, “Alın atınızı, bilmemnaaptırmayınız tımarınızı” diyerek bu sinsi oyunu deşifre ettiler de uyandık. Ne barışı kardeşim; bunlara teker teker Atatürk büstünü öptürmedikçe su bile verilmemeli bence…
Bu gözlük haaarika; hukuk bozuldu, yargı siyasallaştı, insanların helâl mülküne çöküyorlar diye cayırtı koparıyorlar! Ben ise buradan pembe gözlüğümle beşinci kol mensubu gazeteci takımının, halkı zehirleyen muzır şirketlerin kanun eliyle hizaya getirildiğini görüyor mesrûr oluyorum. Sulh Ceza hâkimlerinin memleket büyüklerine olsun, saygılı ve sadık, temiz insanlara iliştiği var mı, yok; öyleyse mesele de yok!
Derken efendim, ‘Şunu bir güzel sileyim, parlatayım' diye çıkarıp çantamda gözlük bezi ararken elimden kayıp çıtt diye tuzla buz olmaz mı güzelim gözlük. Gitti gider. Bir koşu işportacının gizlendiği ara sokağa koşturdum fakat nafile.
Hasılı kelam aziz okuyucularım, bugün yine o bildik, eski moda gözlüklerle idare etmek ve karar vermek durumundayız. O pembe ve güzel fantezilerden şu çirkin ve çıplak gerçeklere dönmek zor ama...
Siz şimdilik moralinizi bozmayın, Çinliler daha iyisini yapana kadar idare edeceğiz artık!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016