Barış Soydan
Yiğit Bulut bundan 9 yıl önce, 2010 senesinde "1 dolar 1 TL olur mu?" başlıklı bir yazı yazmıştı. Bulut'a göre 1 TL'nin hakkı, 1 dolar olmasa bile ona yakın seviyelerdi.
"Jöleli her zamanki gibi uçmuş!" diye mırıldandığınızı duyar gibiyim. Yanılıyorsunuz. O dönemde sadece Yiğit Bulut değil, iktidara yakın olan olmayan pek çok kişi 1 doların 1 TL'ye eşitlenebileceğini düşünüyordu. Küresel koşulların etkisiyle TL gerçekten de Amerikan parası karşısında değer kazanmış, dolar TL karşısında 1.15'in altına inmişti. (Unuttunuz değil mi o günleri?) Bunun etkisiyle Türkiye'de tüketim patlamıştı. Peynir ekmek gibi iPhone, BMW satılıyor, İstanbul'un merkezinden arabayla iki saatte gidilebilen semtlerdeki evler milyon dolara alıcı buluyordu. Haliyle seçmen AKP'nin ekonomiyi çok iyi yönettiğine inanıyordu. Osmanlı'nın küllerinden yeniden doğduğunu düşünenler de az değildi.
Ekonominin toplumsal olayların tek sebebi olduğunu düşünen "indirgemeci"lerden değilim. Ama her şeyi dinle, sosyolojiyle açıklayanların da ekonomi denen basit gerçeği gözden kaçırdığını düşünüyorum. AKP'nin oylarının 2007 seçiminde yüzde 47'ye vurmasında 27 Nisan "e-muhtırası"nın yarattığı tepki kadar TL'nin o yıl dolar karşısında yüzde 17.7 değer kazanması da pay sahibiydi. (Seçimden birkaç ay sonra dolar 1.15 TL'nin altına inmişti.)
Bugün artık o dönemde Türkiye'yi kaplayan sahte zenginlik hissinin, 2008-2009 küresel krizinde Amerikan Merkez Bankası'nın izlediği para politikasından kaynaklandığını biliyoruz. Küresel krizden sonra FED başta olmak üzere zengin ülkelerin merkez bankaları, ekonomiyi canlandırabilmek için faizleri sıfıra, hatta eksi seviyelere düşürdüler ve piyasaya trilyonlarca dolar para pompaladılar. (Amerikan Merkez Bankası'nın bilanço büyüklüğü bu dönemde 4.5 trilyon dolara kadar yükseldi.) Bu politika sonucunda kendi evinde para kazanamaz hale gelen küresel sermaye gelişmekte olan ülkelere gelerek riskli ama getirisi yüksek varlıklara yatırım yaptı. Bu süreçte Türkiye'ye yüz milyarlarca dolar girdi. "1 dolar 1 TL olur mu?" sorusu işte böyle gündeme geldi. Sahte zenginlik hissi de böyle doğdu.
Bu bağı o tarihte görebilen kişi sayısı çok azdı. Bunun yerine Türk'ün gücünün doların bileğini büktüğüne, Osmanlı'nın küllerinden yeniden doğduğuna inanmak herkesin hoşuna gidiyordu. Hızını alamayan Yiğit Bulut, TL'nin dünyanın yeni rezerv parası, İstanbul'un da Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya'nın yeni başkenti olacağını ilan etmişti:
"Türkiye'nin etki alanı genişlerken Türk parasının da 'etki alanı' genişliyor. Bundan çok kısa bir süre sonra Suriye, Çin, Kuzey Irak, İran'da TL ile her şeyi yapabilir hale geleceğiz. Yeni Türkiye'nin parasının bölgeden başlamak üzere rezerv olması gayet doğal. Ortadoğu ve Orta Asya kesişmesinin (hatta buna dağılan Avrupa ve Balkanlar da dahil olacak) yeni başkenti İstanbul olacak. Londra veya New York değil."
Oysa çok değil, birkaç yıl sonra Amerikan Merkez Bankası "parasal genişleme"yi bitirecek, TL'nin önlenemez düşüşü başlayacaktı.
Dünya ekonomisi değişirken akıllı ekonomi politikaları izleyen bazı gelişmekte olan ülkeler para birimlerinin değer kaybını frenlemeyi başardı. Bazı ülkeler ise yangına körükle gitti. Türkiye bu ülkelerin başında geliyordu...
Bugün artık küçük bir ideolojik azınlık dışında AKP'nin ekonomiyi iyi yönettiğine, Osmanlı'nın küllerinden yeniden doğduğuna inanacak seçmen bulamazsınız. AKP TL ile yükselmişti, aşağıdaki grafikte görüleceği gibi TL ile düşüyor...
(Reuters'dan Karin Strohecker'in hazırladığı grafik Barış Soydan tarafından Türkçeleştirildi.)
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021