Cemil KOÇAK
Eskimiş, tozlanmış, bodrumlarda, tavan aralarında, arşivlerde kaderine terk edilmiş, tozlu yığınlar içinde kalmış kâğıtları elden geçirmek, tarihçinin günlük işleri arasında sayılabilir. Bu, yalnızca nostaljik bir gezinti de değildir. Geçmişi didiklemenin ve öğrenmenin yolu buradan geçer çünkü...
İsmet Paşa’nın küçük bir ricası
Koral’ın emekliye ayrılmasının hemen ardından Başbakan İsmet İnönü, bizzat kendi el yazısıyla, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’ndan 23 Ekim 1929 tarihinde Millî Savunma Bakanı Abdülhalik Renda’ya yazdığı şifreli bir yazıda, “Emin Paşa’nın dâhil olduğu grupta birkaç zat, eylül girmezden birkaç gün evvel tekaüde sevk edildiklerinden mağdur olmuşlardır. Reisicumhur hazretleri de [Atatürk] bana bahis buyurdular. Bunların tekaüt muamelesinin eylül içinden tashihen icrası için iktiza eden muameleye tevessül buyurulmasını rica ederim efendim.” diyordu.
Anlaşılan o ki, emeklilik işleminin birkaç gün önceye alınması, muhtemelen emekli maaşının hesaplanmasında fark yaratıyordu ve işlemin bu nedenle birkaç gün geciktirilmesi istenmişti. Maalesef İsmet Paşa’nın talebinin yerine getirip getirilmediğini bilmiyorum.
Kendisi Füreya’nın babası olur da…
Koral’ı hatırlamadığınızı tahmin ediyorum. Olabilir; fakat ünlü seramik sanatçısı Füreya’yı herhalde bileceksiniz. Eğer bilmiyorsanız, hiç olmazsa Ayşe Kulin’in 2000’li yılların hemen başında, zamanında çok satan, satış rekorları kıran “Füreya” kitabını hatırlamanız gerekir. Belki yeni farkına vardınız, fakat kitabın kahramanı olan Füreya, Mehmet Emin Koral’ın kızıdır. Meşhur Şakir Paşa’nın evlâtlarından Hakkiye Koral’la evliliğinden olan kızıdır.
İsterseniz kitaptan birkaç satır da paylaşayım: “Hakkiye’nin kocasını iç güveysi almıştı eve. Genç adam kaç kere en azından mutfak masraflarına katkıda bulunmayı teklif etmişti; ama Sadrazam yaverliği, büyükelçilik yapmış koskoca Osmanlı paşası, damadından iaşe parası alacak değildi elbette. Üstelik Hakkiye kocasıyla birlikte bahçenin dışındaki küçük evde oturuyordu. Kiliseye bakan kapının karşısında küçük ahşap evi tamir ettirip, büyük kızının düğün armağanı yapmıştı. Şakir Paşa, Avrupa’da bir süredir moda olmaya başlayan çekirdek aile örneğini yaşatmak istemişti kızına. (…) Modern hayatta her aile kendi evinde yaşamalı diye düşünmüş, ilk evlenen büyük kızının evini ayırmıştı. (…) Hakkiye ancak yatmadan yatmaya gidiyordu küçük eve. Zaten kocası da asker olduğu için çoğu kez yalnız kaldığından…”
Hakkiye Hanımla Emin Beyin evliliği
Kitaptan bir parça daha aktarıyorum: “Hakkiye bunları söylerken hafifçe dalıyordu gözleri. Nikâhtan önce, taa uzaktan tek bir kere gördüğü kocasıyla baş başa kaldıkları düğün gecesini hatırlıyordu. Hiç tanımadığı, hiç bilmediği, en az kendisi kadar heyecanlı ve şaşkın esmer genç adam, odalarına çekildiklerinde, ceketini çıkarmış, kemerini çözmüştü. Hakkiye’nin kulakları uğulduyordu. Yatağın kenarına oturmuş, beklemişti. Namaz seccadesine yürüyen kocası, namazını kıldıktan sonra, seccadeden alnına yapışmış pullarla karşısına gelip durduğunda, bir kahkaha fırlamıştı Hakkiye’nin dudaklarından. Şaşkın şaşkın bakmıştı kocası. ‘Emin Beyefendi, alnınıza pullar yapışmış da…’ Kara kaşlarının üstündeki pulları almak için elini uzatmıştı usûlca. Ama sinirleri boşalmış olduğundan, kendini tutamıyor, sürekli gülüyordu. Emin Bey de gülmeye başlamıştı. Ancak o zaman görmüştü kocasının beyaz muntazam dişlerini.”
“Hakkiye’nin kocası Emin Bey (…) iyi yetişmiş gençler olmakla birlikte, Şakir Paşa ailesinin eğitimine ve dünya görüşüne oldukça yabancı, orta sınıftan gelme ordu mensuplarıydılar. Hakkiye, evliliğinin en başında, Halıcıköy’de kocasının ailesiyle birlikte oturmaya çalışmış, ama yaşam tarzları çok değişik olduğu için, yeni ailesine intibak edememişti. Kocasının evinde ne kitap okunuyor, ne müzik çalınıyordu. Kadınlar ve erkekler uluorta bir arada oturmuyorlardı. İçi sıkıldığında ya da bir eksiği olduğunda, çarşafına sarınıp dışarı çıkması bile hoş karşılanmıyordu. Hakkiye, bu hayata ancak dokuz ay tahammül edebilmiş, sonra kalkıp kendi ailesinin yanına yerleşmişti.”
Cevat Şakir babasını vurunca…
Çok uzun yıllar sonra Halikarnas Balıkçısı olarak tanınacak olan Cevat Şakir’in, babası Şakir Paşa’yı tabanca ile vurarak öldürmesi haberi de köşke ulaştığında, bu kötü haberi ilk alan yine Emin Bey olacaktır. Kitapta Emin Beyin niçin Anadolu’ya çok geç katıldığı da açıklanmaya çalışılmıştır. Oğlu tarafından öldürülen kayınpederi Şakir Paşa’nın bir anlamda vasiyetine uymuştur Emin Bey.
Koral’ın Millî Mücadele’deki hizmeti
Elbette Koral’ın Millî Mücadele’ye çok geç katılmış olması dikkatinizi çekmiş olmalıdır; yine de derhal çok üst düzey bir göreve atanması dikkat çekicidir; fakat bunun önemli bir nedeni vardır. Koral, İstanbul’da Harbiye Nezareti’nde görevli iken, İstanbul’dan Anadolu’ya silâh sevkiyatının gerçekleşmesinde katkıda bulunmuştu. Kitapta bu sahneler de anlatılmaktadır. Bu aşamada belirtmeliyim ki; Emin Paşa’nın mütarekeden hemen sonra, 1 Mart 1919’da atandığı Karadeniz Boğazı Müstahkem Mevkii Komutanlığı, herhalde bu işi hayli kolaylaştırmıştı! Bu görevde bir yıl kadar kalmıştı çünkü. Koral, milli ordu İzmir’e girdikten sonra atandığı İzmir komutanlığı sırasında ailesinden yine ayrı kalacaktır. Hakkiye hanım, Füreya ile birlikte İstanbul’da kalmayı tercih etmiştir; sadece tatillerinde İzmir’e gidecekler, ama bir süre sonra İzmir’e taşınacaklardır. En yakınlarından biri de, Atatürk’ün eşi olacak olan Lâtife Hanım olmuştu. O kadar ki, davetli sayısı hayli dar tutulmuş olan Atatürk ile nikâhında, Emin Paşa ile eşi de bulunmuştu! O sırada İzmir valisi Abdülhalik Renda idi. Füreya ise, İzmir’de ailesi ile beraber kalmamıştı; eğitimi için İstanbul’daydı.
Ve sonrası…
Emin Paşa’nın başına gelenleri yine kitaptan izleyelim: “Emin Paşa, iki yıla yakındır felâketlerle boğuşmaktaydı. Eskişehir’de kolordu kumandanlığı yapmakta iken, hakkında yapılan bir ihbarla hayatı cehenneme dönmüştü. Ahlâkî bir nedenle istifası istenmişti. (…) Hakkındaki ihbarı öğrenince, istifa etmemiş, askerî mahkemede yargılanmayı tercih etmiş ve aklanmıştı.” Fakat hastalanmıştı da. “Emin Paşa, çok ıstıraplı bir sinir hastalığına yakalanmıştı. Belkemiği iltihap içindeydi.” Füreya’nın “babası, hastalığı nedeniyle istifa etmiş ve tedavi görmek üzere Viyana’nın yolunu tutmuştu. Emin Paşa’nın başına geleni ve hastalığının nedenini ise, kitapta Füreya’ya itirafından öğreniyoruz. Anlatılana göre, Eskişehir’de komutan iken eşini aldatmıştı ve yakalanmıştı da! Skandal çıkmaması için boşanma gerçekleşmemişti. Ama evlilik hayatı bitmişti. Askerlikten ayrılmak zorunda kalması, kitapta istifa olarak geçiyor; ardından da aile hayatının darmadağın olması, Emin Paşa’nın sağlığını bozmuştu. Bu öykü, onun malûlen emekliye ayrılmasını da açıklıyor. Emin Paşa, Atatürk’e kırgındı. Hakkiye hanım da benzer duygular içindeydi. Eşine yapılan haksızlık, Atatürk’ün çevresinin eseriydi ona göre.
Füreya ile Kılıç Ali’nin evliliği
Füreya’nın ilk evliliği kısa sürmüştü. Kılıç Ali, Atatürk’ün çok yakınında bir kişiydi. Ailenin de bir şekilde yakınıydı. Hatta Cevat Şakir’in aftan yararlanarak hapishaneden çıkmasından sonra, bu kez de devlet büyüklerine hakaretten yargılanması sırasında, Kılıç Ali, onun cezasını hafifletecek tavassutta da bulunmuştu. Bu arada, Kılıç Ali’nin Füreya’ya talip olmasının Atatürk’ün çok yakını olan Nuri Conker’in tavassutu ile gerçekleşmesi, Emin Paşa’yı bayağı şoke etmişti. Kılıç Ali, Füreya’nın neredeyse babası yaşında olduğundan, bu öneriye pek de sıcak bakmamıştı Paşa. Ancak Füreya evliliğe evet diyence, babaya da diyecek bir şey kalmamış olmalıydı!
Başkaca kitaplar da var
Bir de Şirin Devrim’in “Şakir Paşa Ailesi” kitabını tavsiye ederim; bu hayli egzantrik ailenin öyküsünü merak ettiyseniz eğer. Devrim’in yazdığına göre, Hakkiye Hanım, harbi umumide gönüllü hastabakıcılık da yapmış; sonra İstanbul belediyesinde meclis üyeliği de yapacak olmasının yanında. Son olarak, Nermidil Erner Binark’ın “Şakir Paşa Köşkü” kitabını da ihmal etmeyin derim. Eğer aile tarihine meraklıysanız. Belki de bu eskimiş kâğıt parçasıyla ben de Şakir Paşa ailesinin tarihine bir mürekkep damlası damlatabilmişimdir; kimbilir?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sovyetler boğazlarda imtiyaz talep etmişti
9.02.2016 - Sovyetler Montrö Antlaşmasını değiştirmek istedi
3.02.2016 - Türk sovyet anlaşması 1945 yılında feshedilmişti
26.03.2016 - Sadece donanmayla mı? Çok zor...
19.03.2016 - Sıkıyönetim bildirilerini hatırlarken
13.03.2016 - Sosyalistlerin hatırlamak istemediği tarih
5.02.2016 - Başarısız bir ‘ihtilal’ daha var
28.02.2016 - Bitmeyen Halkevleri meselesi
20.02.2016 - İttihat ve Terakki Cemiyeti CHP’ye sesleniyor
13.02.2016 - CHP ‘propaganda bürosu’nun önemini keşfediyor!
7.02.2016
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları








































































































































































ışıl türer
yazınız akıllara bir felsefenin osmanlı zamanından bu zamana süregelen halini gözler önüne getiriyor.Felsefe teolojinin hep gerisinde kalmaktadır bu ülkede bunun nedeninie aslında açıkladınız....Kaldı ki bilirsiniz bu ülkeye anayasanın getirilmeside tepeden indirmeydi.diyeceğim o ki eğer bir insanın kalbine ne kadar korku salarsanız o kadar düşünemez sınırı olan bir felsefe yapmaya kendini iter.Dolayısıyla insanlara çobanı sorgulatmadan kul hakkını kaldıramayız.Oturup konuşulmadan ise etik problemler çözülmeyecektir
Hüseyin Azizefendioğlu
Çok fazla teorik olmasına ve ülkemiz realitesinde icrasına raslanmamasına rağmen yazınız, temel bir konuya başlangıç olması itibarıyla çok güzel bir yazı. Umarım bu konunun özünü teşkil edecek idari ve hukuki totaliter uygulamaları birgün irdeleyenler olacaktır. İslam dininde kul hakkı, en fazla önemsenen ve en ağır ceza konusu olan bir konudur ki, Allah’ın bile affetmediği bir husus olarak ciddi bir şekilde rivayet edilir ve önemsenir. Medeni dünya hukukunda kul hakkı, insan hak ve hukuku olarak geçer ki, örneğin Almanya Anayasasının birinci maddesi: (insan onur ve haysiyetine dokunulamaz!) Türkiye Cumhuriyeti’nin totaliter ve vesayetçi hukukunda ise İnsan hak ve hukukunun değeri teoride de, uygulamada da mevcut değildir; bunun yerine Amirin takdir yetkisi, hatta kurumun takdir yetkisi gölgesinde insan hak ve hukukunu ayaklar altına alabilmektedir. Dolayısıyla amirlik ve kurum yetkileri, bildiğimiz insan hak ve hukuku açısından kötüye kullanılmakta, insan hak ve hukuku ayaklar altına alınmakta, bu hususta hassasiyet gösteren bir mağdur ve mazlumun durumu amirler ve kurumlar tarafından kişisel husumet haline getirilmekte ve dolayısıyla mağdur ve mazlumlar ezilebildiğince ezilmeye devam edilmektedir. Bu zulum uygulamasına ne mevcut hükümet, ne de mevcut yargı dokunmuştur. Bu zulmun yıkılması, zalimlerin de yargı tarafından olmasa da Allah tarafından hak ettikleri cezaya çarptırılması dileği ve umuduyla...