Ergun BABAHAN
“Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.”
(Orhan Veli)
Annemi, ablamı ve eniştemi taşıyan Ertürk katamaranı, ben Sakız Adası Limanı fenerine yürüyene kadar, Çeşme yolunu yarılıyor. Güneş, yavaş yavaş Çeşme’nin üzerine batarken hızla Anadolu’ya yaklaşan geminin ardından bakakalıyorum.
Annemi ve ablamı bir yıl sonra, ancak Sakız’da görebiliyorum. Sakız, Çeşme’den sadece 7 kilometre uzakta. Sakız’a gelmek için Leros’tan Patmos’a, oradan da 8 saate yakın bir gemi yolculuğuyla Chios’a varıyorum.
Annem de, ablam da heyecanlı. Kavuştuğunda da ağlıyor annem, ayrılırken de… Seneye diyoruz, seneye nasip olur mu, olmaz mı bilmeden. Annem 86 yaşında ve hala benim için üzülüyor.
Elbette benim durumum cezaevindeki 200’e yakın meslektaşıma, uyduruk suçlamalarla demir parmaklık arkasına atılmış binlerce siyasetçi, insan hakkı savunucusu veya sıradan yurttaşa göre çok iyi.
Ama acılar karşılaştırılamıyor. Özlemler de… İnsan memleketi o kadar olmasa da, annesini, kardeşini, dostunu özlüyor.
Ertürk katamaranın ayrılmasıyla Kordon’u andıran Chios sahilinde duyulan türkçe tek tüke düşüyor. Huzuru iki-üç günlüğüne de olsa kendisini bir Yunan adasına atmakta bulan Türkiyeliler, ellerinde alışveriş torbaları, tenlerinde Yunan güneşiyle geri dönüyorlar.
Sahilde üç-beş Türkiyeli kalıyor. Biri de, beyaz şık başörtüsü, beyaz pantolonu, pembe uzun ceketiyle muhafazakar genç bir hanım. O da Beyaz Türkler kervanına katılmış belli ki…
Türklerden boşalan sahili birer ikişer adalılar, Atina’dan gelen Yunanlılar ve turistler doldurmaya başlıyor.
Genç-orta yaşlı, zayıf-şişman, güzel-güzel olmayan Yunan kadınları mini etekleri, şortları, dekolteleriyle; yanlarında eşleri, sevgilileri, kimseleri olmadan sahile doluşuyor. Çoğunluğu motorla iniyor sahile. Motoru ve kendisine olan inanılmaz bir güvenle.
Kapı önlerinde ‘Türkçe konuşulur… Kalamar tava, ahtapot ızgara’ yazılı restoranları, kafeleri dolduruyorlar. Biraları, uzoları içip birbirinden güzel mezeleri ve yemekleri yemeye başlıyorlar.
Bu insanları seyrederken şunu düşünmeden edemiyorum: Aralarında sadece 7 kilometre olan iki halk, nasıl bu kadar farklı olabilir?
Sorular çok aslında…
Mesela, niye bir Sakızlı Çeşme’yi merak edip üç gün tatil için Çeşme’ye gelmez de, her gün 200-300 Türkiyeli, gerek günü birlik, gerekse 3-5 günlüğüne Sakız’a gelir, Leros’a, Kalimnos’a gider?
Aradaki fark neden kaynaklanıyor?
Veya arabayla tamamını dolaştığım Ada'nın yollarının hiçbirinin kenarında tek bir naylon torba veya pet şişeye rastlamamamım nedeni ne?
Fark bence kadının toplumdaki yerinden kaynaklanıyor…
Demokrasinin doğuş dönemi için söylemiyorum ama günümüz için kadını özgür olmayan bir toplumun demokratik, hukuka saygılı, müreffeh ve yaratıcı olacağına inanmıyorum. AKP’nin Türkiye’de kadının durumunu geriletmesi, kadını ikinci sınıf yurttaş konumuna sokmaya çalışmasıyla birlikte demokrasinin kalitesini kaybetmeye başladığını düşünüyorum.
Kadının kafası yerine erkeğin gözünü bağlamayı akıl etmeyen bir ahlak ve inanç sisteminin bu dünyayı yaşanır kılabileceğine hiç ihtimal vermiyorum.
Burada, en çok, uğurlarında kendi mahallemizle kavga etmekten kaçınmadığımız başörtülü kızların sessizliği düşüyor aklıma. Başörtülü kadının özgürlüğü için kendilerini ortaya atan insanların bugün çektiği acılara, ödediği bedellere tepkisiz kalan bu kadınlara gerçekten şaşırıyorum.
Bu yazı, bir gözlem, bir iç dökme, bir sorgulama yazısı…
Gözlemim şu: İslam medeniyeti, toplumun giderek çoğunluğunu oluşturmaya başlayan kadına bakışı nedeniyle çökmeye mahkum.
Kadının bedenine, aklına, kıyafetine kendi başına sahip olamadığı bir toplumun gelişmiş toplum düzeyini yakalaması mümkün değil.
AKP, Türkiye’de kadının zaten ideal olmayan düzeyini giderek geri çekmeye başlayarak Batı ile aradaki farkın uçuruma dönmesine neden oluyor.
Otobüste, minibüste şort veya dekolte elbise giydiği için saldırıya uğrayan kadın haberlerini bilerek yaptırıyorlar. Bugün Türkiye’de toplu taşım aracı kullanan her kadının kıyafet seçerken karşısına bir manyağın çıkma ihtimalini düşündüğüne eminim.
Saldırıları kınamayarak, sessiz kalarak kadının giyinme özgürlüğüne müdahale ediyorlar. Hedefleri tek tip, başörtülü kadın yaratmak.
Ama burada başka bir unsur devreye giriyor.
Tatil için Sakız’ı, Leros’a seçen kadınlar pek hazzetmese de, Kürt kadını bu denklemi bozacak hamleler yapıyor.
Abdullah Öcalan’ın Kürt siyaseti kadar önemli bir çıkışı bence kadın siyaseti.
Bugün Sakız’daki özgür kadın, İzmir’deki kadınla özdeş değil, Rakka’da IŞİD’le savaşan kadınla özdeş. Mustafa Kemal’in görüp bir noktaya getirdiği kadın gerçeğini, Kürt Siyaseti Hareketi bölge dengelerini değiştirecek bir şekilde başka bir boyuta taşıyor.
Devam etmek istiyorum bu konuya…
Son söz: Sevişmeyen toplum savaşır!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021