Erol KATIRCIOĞLU
Bugün kamuoyunda şöyle bir algı oluşmuş durumda. Seçimle birlikte her şey iyiye gitme potansiyeli taşırken PKK birdenbire şiddeti arttırarak barışın yolunu tıkadı.
Bu tesbitten giderek PKK’nın bunu neden yaptığı üzerine çeşitli değerlendirmeler yapıldı, yapılıyor. Kandil, Öcalan’la yolunu ayırmak istiyordan, bir çeşit “bağımsızlık savaşının” başlatılmasına ya da Suriye’nin (ya da İsrail’in) Erdoğan’a misilleme yapmasına kadar çeşitli senaryolar üzerine düşünceler ileri sürüldü, sürülüyor.
Doğrusu insanların böyle senaryolar üzerine düşünmesinin mantıklı bir yanı olduğu kesin. Çünkü sahiden her iki taraf bakımından da açıklanmaya muhtaç noktalar var. Ama bu kadar bilgisizlik içinde birinin diğerini suçlaması gibi bir yaklaşım sorunun zorluğu da dikkate alındığında kolaycı bir yaklaşım olmaktadır.
Hele hele birbirlerine güvenmemeyi esas alan “Türk-Kürt ilişkilerinin tarihi” dikkate alınmadan barışa giden yolu kimin tıkadığına karar vermek mümkün değildir. Ortada böyle güvensizlik üzerine kurulmuş bir “tarih” varken barış yapmak o kadar kolay mı? Dolayısıyla da dün barışa çok yakındık bugün PKK yüzünden uzağız yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bu ifade, tersini de Kürtler arasında çağırmakta ve barıştan uzaklaşılmasının günahını bu hükümet nezdinde Türklere yıkmakta.
Bu nedenle de konu birbirlerine güvenemeyen iki toplum kesiminin varlığı ve onların ilişkileri olunca, bu “birbirine güvenememe” halinin sonucu olarak ortaya çıkan olumsuzlukları yalnızca bir tarafa yıkmak isabetli bir tutum olamaz. Eğer bugün barıştan uzaklaştıksa bu yalnızca Kürtlerin değil Türklerin de yaptıkları, üstelik de yalnızca bugün değil dün de yaptıkları yanlışların bir sonucudur demek daha tutarlı bir yaklaşım olacaktır. (Eğer burada illa da birinin sorumluluğu diğerinden fazladır deme ihtiyacındaysanız, o zaman bu ihtiyacın her iki taraf açısından da meşru bir ihtiyaç olduğunu da kabul etmeniz gerekecektir.)
Buradan, denklemi eşit kurarak kendime bir mesafe yaratıp tırnak içinde “objektif” bir pozisyon üretmek değil niyetim. Ama eğer “olanı” gerçekten “nasıl oldu?” diye anlamak diye bir derdimiz varsa bu “barıştan uzaklaştık” halinin asıl nedenlerinin iki toplum arasındaki ilişkilerin “tarihi”nin belirlediği bir çerçeveye ait olduğunu görmemiz gerekir. Ancak böyle bir tutumla “birbirlerine güvenmeme” esası üzerinden kurulan ilişkilerin bir tarafında olup diğer tarafa fatura çıkarmaktan kurtulup, bu “güvenmeme” halinin giderilmesi için yapılması gerekenler üzerine kafa yormak mümkün olabilir ki bu sorunun buna ihtiyacı olduğu da çok açık.
Ancak böyle bir çaba, ne “dengeli” bir “objektif” pozisyonun ve ne de karşı tarafın suçlanması üzerine kurulmuş bir itirazın rahatlığını vermeyerek soruna katkıda bulunmayı mümkün kılabilir.
Kürtler bu toplumda kendilerini mağdur hisseden kesimlerden biridir. Mağduriyet birilerinin birileriyle ilgili uygun gördükleri ve o nedenle kullandıkları bir kavram değildir. Mağduriyet, başkalarıyla ilişkilerinde kendilerini öyle hisseden insanların kendi durumları için kullandıkları bir kavramdır. O nedenle de “özsel” değil “ilişkisel”dir. Dolayısıyla da içinde ne olduğu da yine o insanların takdirine kalmış bir konudur.
Kürtler, Türklerle ilişkilerinde kendi kimlikleriyle ilgili yaşamak isteyip de yaşayamadıkları konuların varlığı nedeniyle kendilerini mağdur hissediyorlar. O nedenle de mevcut sistemin (siyasal ve kültürel olarak) kendi mağduriyetlerinin giderileceği bir biçimde değişmesini istiyorlar. Böyle bir talep siyasi ve meşru bir taleptir.
Ancak bu talebin ifade edilme tarihi, ve bu tarih içinde oluşmuş güvensizlikler bu taleplerin mevcut siyasi sistem içinde kabul edilmelerini önlüyor. Bu nedenle de barıştan yana olan Türklerin, Kürtlerin, kendilerini nasıl tanımlıyorlarsa öyle tanımlayanların bugün için yapmaları gereken bu sorun etrafında oluşmuş “güvensizliklerin” giderilmesine ilişkin bir çaba içinde olmaları.
Kim barışın önünü tıkadı sorusunun peşinden gitmek ise yeni güvensizlikler üretmekten başka bir işe yaramayacak bir yol olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları












































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
9.12.2025
2.12.2025
26.11.2025
20.11.2025
11.11.2025
4.11.2025
28.10.2025