Fehim TAŞTEKİN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan artık Batı’da kimsenin ağırlamak istemediği bir lider durumuna düşünce halinden anlayacak başkanların ülkelerine gitmeyi tercih ediyor. Erdoğan 1 Haziran’da seyahat rotasını Afrika’ya kırdı. Uganda ile başlayıp Kenya ve Somali ile devam etti.
Batı ile ilişkilerin sarpa sardığı dönemde Erdoğan Afrika’ya açıldı. Ekonomik açılıma Erdoğan’ın küresel düzene ve Batı’nın sömürgeci tarihine dokundurmaları eşlik ediyor.
Kavgacı ve müdahaleci politikalarla çevresinde komşu bırakmayan bir iktidar, dış politikada seçeneklerini çoğaltma ve yeni pencereler açma ihtiyacı duyuyor. Tabii işin ekonomik boyutları da var. Türkiye, Çin, ABD ve İran gibi ülkelerin keşfe koyulduğu Afrika'da ciddi ekonomik fırsatlar yakalayabileceğini düşünüyor.
Dış gezilere, büyük bir tantana ve halkla ilişkiler kampanyası ile başlamak adet haline geldi. Bu çizgi Afrika çıkarmasında da değişmedi. Ziyaretten büyük anlamlar çıkaran yazı ve beyanatlar yeni bir fetih havasında medyayı işgal etti. Afrika ile ilgili en önemli vurgu: “Türkiye’nin sömürgeci bir geçmişi yok.” Ama Afrika’ya ‘sömürülmüş, ezik, kurtarıcısını bekleyen’ kara kıta muamelesi yapmakta da bir beis yok!
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber'de "Balkanlar, Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu'da halkların İstanbul'dan nasıl yönetiliriz" diye konuştuğunu söyleyiverdi! Bulut’a göre 'Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan'da halk Avrupa Birliği'ni boşver, Türkiye'yle birlikte yeni bir senaryo ne olabilir?' diye tartışmaya başladı. Gerçeklikten o kadar kopuk ki yerçekimi olmasa uçacak!
Erdoğan geziye başlamadan önce El Cezire’nin İngilizce sitesine yazdığı makalede Uganda, Kenya ve Somali'ye tarihi ziyarette bölgesel müttefiklerle yakın iş birliğini teşvik etmeye, ortak sorunlara çözüm üretmeye ve karşılıklı yararlı fırsatları keşfetmeye çalışacaklarını kaydetti. Dünyadaki pek çok kişinin Afrika kıtasını aşırı yoksulluk, çatışma ve umutsuzlukla bağdaştırdığını belirten Erdoğan, Türk halkının farklı bir görüşte olduğunu belirtip ekledi: "Türkiye, Afrika’nın, yol arkadaşı, hemşehrisi ve dostu olmaya devam edecek."
Erdoğan’ın kabulünde ev sahibinin ufak ‘kibarlık’ nişanelerinden de büyük anlamlar çıkarıldı. Mesela Uganda Devlet Başkanı Yoweri Kaguta Museveni’nin attığı şu tweet bir hayli heyecan yarattı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’yi gelişmiş ülkeler arasına soktu. Onları örnek alıp biz de aynı hedefe ulaşabiliriz.”
Museveni, Erdoğan’ın ardından gitmekten bahsederken aslında epeyce mütevazılık yapıyor. Museveni, Erdoğan’ın otoriteryen gidişatında yolunu aydınlatacak bir hayli malzemeyi koltuğunun altında biriktirmiş bir lider. Ebedi başkanlık hayallerine payanda olacak zengin bir deneyim! İlk on yılı seçimsiz devlet başkanı olmak üzere ülkeye 30 yıl hükmeden Museveni şubattaki son seçimi de muhalefete yapılan baskılar ve hile iddiaları arasında kazandı. İktidar çarkını döndüren sihirli kelime ‘istikrar’ için Museveni'nin ana muhalefet liderini içeri tıkması da küçük bir ayrıntı!
Hakkını yememek lazım Erdoğan da son üç yılda Türkiye’yi Uganda’ya epeyce yaklaştırdı. Türkiye, Dünya Demokrasi Endeksi’nde 96. sırada olan Uganda’nın hemen ensesinde, yani 97. sırada yer alıyor. Reporters Without Borders’ın (RSF) basın özgürlüğü endeksinde ise Türkiye, Uganda’yı 102’ye karşı 151’. sırada yer alarak epeyce sollamış gözüküyor.
Erdoğan’ın Uganda’yı ziyaret eden ilk Türk cumhurbaşkanı olmasına iktidar çevreleri “Emin Paşa’dan sonra kopan bağların güçlendirilmesi adına son derece tarihi bir misyon” anlamı yükledi. Erdoğan da Museveni ile ortak basın toplantısında “O dönemde bugünkü Uganda topraklarında Mehmet Emin adında bir Osmanlı Paşası görev yapıyordu. Asıl mesleği doktorluk olan Emin Paşa aynı zamanda tabiat alimi olarak yüzlerce hayvan ve bitki türünü keşfetmiş ve bilim dünyasına kıymetli katkılar sunmuştur. Emin Paşa, bu topraklarda 1892 yılında Kongo’da esir ticareti yapan bir aşiret tarafından şehit edilmiştir. Bu vesileyle, Türkiye-Uganda kardeşliğinde önemli rolü olan, bize böyle temiz bir miras bırakan Emin Paşa'yı rahmetle, hürmetle yad ediyorum” dedi.
Erdoğan’ın Ugandalılara hatırlattığı Emin Paşa, Prusya'da doğmuş, Yahudi olduğu için kendi topraklarında aradığını bulamamış ve Osmanlı paşalarının hizmetine girmeyi tercih etmiş Alman kökenli doktor Edward Schnitzer’den başkası değil. Osmanlı olmanın artık sembolik bir ilişkiye dönüştüğü yıllarda Mısır Hidivi’nin hizmetine giren, bu dönemde İngilizlerle birlikte çalışan, sömürgecilerinin ajanı olarak topladığı hayvan, bitki ve objeleri Avrupa müzelerine satan, sonunda sömürgeci karşıtı İslamcı Mehdi Hareketi tarafından öldürülen bir paşa, “Türkiye’nin Afrika’da hiçbir sömürgeci geçmişi olmamıştır. Kazan kazan temelinde iş birliği yapmak istiyoruz” diyen Erdoğan tarafından Afrikalıların huzurunda Türkiye-Uganda kardeşliğinin bir simgesi olarak yad edildi.
Türk’ün Afrika rüyasını şenlendiren bu peşrev, Afrikalıların yüzünde bir gülümseme bırakmadıysa cehalettendir.
Halklar ilişkiler boyutunda yapılan cinlikleri bir kenara bırakıp işin esasına gelirsek iddialı Afrika açılımlarına rağmen Türkiye’nin dengeleri değiştirecek bir neticeye ulaştığı söylenemez.
Türkiye, AB ile müzakere sürecine paralel olarak 2005’i Afrika Yılı ilan ederek yerinde bir açılıma imza atmıştı. Bu, dış politikaya derinlik katan bir tercihti.
2005’den itibaren Türkiye’nin Afrika’daki elçiliklerinin sayısı 12’den 39’a yükseldi. Türkiye’nin Kampala’daki büyükelçiliği 2010’da açıldı. Ertesi yıl da Uganda Ankara’da büyükelçilik açtı.
Sahra Altı Afrika ülkeleriyle ticaret hacmi 12 kat artış kaydetti. Peki, bu artış Türkiye’nin dış ticaret hacminde ne kadar anlamlı? Türkiye’nin 2015’te 143.9 milyar dolarlık ihracatın yüzde 44’ü Avrupa Birliği ülkelerine, yüzde 9’u ise kuzeyi dahil bütün Afrika’ya gerçekleşti.
Sahra Altı ülkeleriyle ticaretin hacmi de 742 milyon dolardan 8.4 milyar dolara çıktı. Evet, büyük bir sıçrama. Ancak bu rakam Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle yaptığı ticaretin beşte birini geçemiyor.
Türkiye ile Uganda arasındaki ticari ilişkiler de epey yeni. 2015’te iki ülkenin ticaret hacmi 29 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin Kenya’ya ihracatı da 2015’te 131 milyon doları buldu. Son derece mütevazı rakamlar. Ancak Türkiye gerek Kenya gerek Uganda’da büyük bir ticari gelecek görüyor.
Erdoğan, Afrika’daki ilişkilere askeri boyut da katmak istiyor. Katar’da kurulan üsten sonra Somali’de de bir eğitim üssü kuruluyor. Somali ile askeri ilişkilerin esasını teşkil eden ikili anlaşma meclisin onayından geçmişti. Türkiye’nin Mogadişu’da planlanan üste 10 bin Somalili askeri eğitmesi öngörülüyor.
İş dünyasından önde gelen bir isim, Al-Monitor’a yaptığı değerlendirmede, “Erdoğan’ın Afrika çıkarması, Türkiye’de Gülen Cemaati ile yaşanan kavganın dışa yansımasıdır. Uganda ve Kenya’da cemaatin faaliyetleri oldukça güçlü. Erdoğan bu ağı kırmak istiyor. Elbette Uganda ekonomik potansiyeli en güçlü ülkelerden biri. Altın ve petrol yatakları nedeniyle Çin ve ABD de orada rekabet halinde. Bölgenin en istikrarlı ülkelerinden biri olması nedeniyle de potansiyeli kıymetli” dedi. Uganda'da keşfedilen petrol 2017’de çıkartılmaya başlanacak.
Bunların yanı sıra ‘soft power’ cephesinde de gözle görülür bir ilişki ağı gelişti. Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA) diğer Afrika ülkelerinde olduğu gibi Uganda’da da aktif hale geldi. TİKA’nın yanı sıra İHH, Kimse Yok Mu Derneği, Deniz Feneri ve Yeryüzü Doktorları gibi sivil toplum örgütleri de Türkiye’nin nüfuz alanını genişletti. Bu yardım kuruluşları içerisinde ‘Kimse Yok Mu’, Gülen Cemaati ile bağlantılı olduğu için hükümet tarafından hedef tahtasına oturtulmuş durumda.
Erdoğan, ortak basın toplantısında Ugandalılara, Afrikalı ataların “Eti çiğneyebilen dişler, birlikte olan dişlerdir” sözünü hatırlattı. Çiğ et yiyebilen dişler! Museveni’nin muhalifleri için de Erdoğan’ın muhalifleri için de çok şey anlatıyor!
http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2016/06/turkey-africa-erdogan-soft-power-binge.html
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025