Fehim TAŞTEKİN
Türkiye’nin desteklediği örgütlerle Kürtlerin 2012-2013’te çatışmasına sahne olan Serekaniye’de kaldığım binada sabahın beşinde anlaşılmaz ama ritmik bazı seslerle uyandım. Pencereden uzandım, yandaki boş alanda Asayiş üyeleri kadın erkek karışık bir çember oluşturmuş, spor yapıyordu. İçtima vaktiydi! Bir ordu disiplini! Türkiye’nin öfkesini çekecek şekilde Rojava’da özerkliği doğuran güç işte bu içtimada kendini gösteriyor.
Rakka tarafından gelen yoldan Kobani’ye girildiğinde sağdaki yeni mezarlık, Kürtler için Rojava’yı inşa eden iradeyi temsil ediyor. Biraz geride araba mezarlığı; bombardımanda hurdaya dönenler istiflenmiş.
İslam Devleti’nin (İD) ağır taarruzuna maruz kalan kentte yeniden inşa çalışmaları, toplu konut ve onarım işleriyle sürse de bazı bölgelerde enkaz olduğu gibi duruyor. Kimileri enkaza bakıp yıkımı, kimileri Batı Kürdistan’ın doğuşunu görüyor.
Türk bayrağı ile Kürdistan bayrağının karşılıklı dalgalandığı sınır kapısının beri tarafı savaşın ağır izlerini taşıyor. Pek çok sokağa çatışmalarda ölenlerin adı verilmiş. Tabelalar o sokakta ne kadar savaşçı öldüyse hepsinin ismini taşıyor. Yıkıntılar arasında kalmış zırhlı araçlar, tanklar, havan topları ve patlamış cehennem roketleriyle manzara bir savaş müzesini andırıyor. Kent meydanında İD’den kalan iki tank, Süleymaniyeli bir sanatçının Kobani direnişine adadığı anıtı tamamlıyor.
Kobani İD’in takıntı haline getirdiği bir yerdi. TEV-DEM Dış İlişkiler Sorumlusu Ömer Alluş bunun nedenine dair çarpıcı bir anekdot aktardı: “DAİŞ Kobani’yi kuşattığında elektriği ve suyu kesti. Mazot yoktu. ‘Gelin görüşelim’ dediler. Tek istekleri görüşmekti. Kobani ve Rakka arasında bir köyde görüştük. Görüşme Kobani saldırılarından hemen önce mayıs 2014’te gerçekleşti. DAİŞ temsilcisi ‘Ebu Bekir El Bağdadi’nin selamlarını getirdim’ dedi. ‘Kürtler bizim dostumuzdur, bizim içimizde çok sayıda Kürt var. Sizden İslami Kürt devleti ilan etmenizi istiyoruz. Bütün İslam dünyası sizi tasdik eder. Bu devlet için her Müslüman beş dolar verse 5 milyar dolar eder. İslam devletini ilan ederseniz örnek olursunuz. Siz Selâhaddîn Eyyûbî’nin torunlarısınız, nasıl ki o, Kudüs’ü kurtardı, siz de Orta Doğu’daki bütün devletleri, özellikle Kuzey Kürdistan’ı ve Türkiye’yi tekrar Müslümanlığa döndürebilirsiniz’ dedi. Ben de dedim ki ‘Madem Erdoğan sizin dostunuz, neden Türkiye’ye karşısınız?’ O da dedi ki ‘Siyaseti bilmiyorsunuz. Erdoğan zındıktır. Şu anda ona el veriyoruz, onunla yardımlaşıyoruz, çünkü çıkarlarımız var. Erdoğan Yahudilerin dostudur.’ Ben de ona ‘İslam devleti kurmak gibi bir niyetimiz, projemiz yoktur’ deyip konuyu kapattım.”
Abluka ve ambargo yeniden inşayı zorlaştırıyor
Kobani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın müjdelediği gibi düşmedi, yıkıldı. Şimdi ayağı kalkmaya çalışıyor. Fakat işler yavaş ilerliyor. Küçümsenemeyecek nedenleri var: Ambargo ve abluka; Rakka, Menbic ve El Bab taraflarına yayılan savaş.
Rojava’yı sıkboğaz eden, Kobani’deki yeniden yapılanmayı yavaşlatan ekonomik durumu Cezire Kantonu Maliye Eş Bakanı Halid Mahmud’dan dinledim. Tablo pek gri: “Dört taraftan kuşatma altındayız. (...) Sınırlar kapalı, normal yollarla ticaret yapamıyoruz. Serekaniye ve Tel Abyad’ı özgürleştirdikten sonra Türkiye buralardaki sınır kapılarını kapattı. (Güney Kürdistan sınırındaki) Semelka da marttan beri tamamen kapalı. Çok ihtiyacımız olan çimento, demir, ilaç, çocuk maması ve teknolojik ürünler getiremiyoruz. Temmuzda bize kola, su ve seramik gibi ihtiyacımızın olmadığı ürünler satmak istediler. Bizden de buğday, pamuk ve mercimek almak istediler. Fakat biz halkın ihtiyaçlarını dikkate alarak stratejik ürünleri stokluyoruz. O yüzden satış yapamadık. Güney Kürdistan kurbanlık hayvan alıyor. Bunlar da İdlib tarafından geliyor, Semelka’dan çıkıyor. Biz sadece az bir vergi alıyoruz. İzin verilen ürünlere de fazla vergi koyuyorlar. Şekere kota uygulanıyor. Jeneratöre izin yok. Sadece 10 amperden düşük olanlara geçit veriyorlar. 10 amperle buzdolabı bile çalışmıyor. (...) Ambargo yüzünden Türkiye ve Irak tarafından mal giriş-çıkışı gayrinizami. Yasa dışı gelen mallar, aracılara ödenen paralar yüzünden pahalı. (...) Semelka resmi kapı olmadığı için BM de buradan yardım gönderemiyor. Resmi kapılar Türkiye sınırında, onlar da kapalı. Yardımların gelmesi için çok uğraştık ama Türkiye üç yıldır izin vermiyor. Kaçakçılar Türkiye’ye pamuk sokuyordu. Türkiye Rojava’dan geldiğini anlayınca onu da durdurdu. (...) Suriye’nin diğer bölgeleriyle ticaretimiz var. Azez ve İdlib tarafından Menbic’e, oradan buraya ürünler geliyor. Tüccarlar bir yolunu buluyor. Tüccarlar buradan bazı şeyleri, Rakka yolundan Suriye’nin diğer bölgelerine götürüyor. İlacı da Rakka üzerinden getiriyorlar ama ‘Rojava’ya götürüyorum’ demiyorlar. Buradan da başka yerlere dizel taşıyorlar. (...) Yönetim hava yoluyla her şeyin getirilmesine izin vermiyor. Mesela okullardaki müfredatı değiştirdikten sonra yeni kitapları basmak için matbaa getirmek istedik, izin çıkmadı. Tüccar kara yoluyla Rakka üzerinden getirdi ama maliyeti çok yükseldi. Rejim MR ve anjiyo gibi tıbbı cihazların getirilmesine izin vermiyor. İnsanlar tedavi için Şam’a gitmek zorunda. Bu, büyük şehirlere mecbur etme politikası. Petrol buradan çıkıyor ama rafineri Humus ve Banyas’ta. Federasyon projesinden sonra engeller daha da arttı. (...) Bölgemizde bin 200 petrol kuyusundan 300'ü çalışıyor. 300 kuyu kendi ihtiyacımızı karşılamak için. Hepsini çıkarsak ne yapacağız? Bunlar ham petrol, rafinerimiz yok. Kaçak yollarla bir tane petrol işleme ünitesi aldık ama küçük. Ham petrolün işlenmesi için gerekli teknik ve kimyasal malzeme yok. Irak Kürdistan’ı zenginleştirme için gerekli olan oktanın girişine izin vermiyor. (...) Ambargo ve ablukaya rağmen umutsuz ve çaresiz değiliz. Buğday, pamuk, petrol ve suyumuz var. Petrolü işledikten sonra uygun fiyata halka satıyoruz. Vergi topluyoruz. YPG hariç 35 bin kişiye maaş ödüyoruz. Buna Asayiş görevlileri ve öğretmenler dahil. Aylık maaş bütçemiz 1 milyar Suriye lirası. (...) Elektrikle ilgili sorunlar var ama Suriye geneliyle kıyaslandığında durum daha iyi. Elektrikte iki kaynağımız var: Biri devletin verdiği elektrik, diğeri gaz ve mazot kullanarak elde ettiğimiz elektrik. Santrallerden elde ettiğimiz elektriği hastane, fırın, okul ve kamu binalarına veriyoruz. Evlere de günde 12-13 saat elektrik verebiliyoruz. Tişrin Barajı’ndan şu anda elektrik alamıyoruz. Barajı İD’den özgürleştirdiğimiz sırada Türkiye barajı tahrip etmek için fazla su verdi. Durumu kontrol ettik, bu kez suyu kestiler. Şu anda elektrik üretmek için yeterli suyu alamıyoruz. Santrali çalıştırdığımızda sorunumuz kalmayacak.”
Bir türbeden arda kalan
Kobani’nin doğusundaki Tel Abyad ile Fırat’ın batısındaki Menbic, İD’den kurtarıldıktan sonra Kürt, Arap ve Türkmen ortaklığının test edildiği yerler.
Kobani’den güneye Fırat’ın batısına geçmeden önce Karakozak köprüsünün yanındaki yerle yeksan edilen Süleyman Şah Türbesi’ne gittim. TSK İD tehdidi karşısında 2015’te, Türk hükümetinin talimatı ve YPG’nin yardımıyla sandukaları aldıktan sonra türbe ve yanında Türk askerinin kaldığı binayı dinamitlerle havaya uçurmuştu. Ve hükümet bunu halka zafermiş gibi sunmuştu. Türbeden geriye molozlar, her bir tarafa saçılmış kum turbaları, bahçe duvarlarında paramparça olmuş mermerler ve hırpalanmış palmiye ağaçları kalmış.
Fırat’ın karşı yakasındaki dağın yamacına ağaçlar Arapça ‘Allah’ kelimesini oluşturacak şekilde tıraşlanmış. İD’in kısmen havaya uçurduğu Fırat üzerindeki köprü hala iş görüyor. Fırat’ın batısına geçtikten sonra TIR ve kamyon parkları bu bölgenin ne türden bir kavşak olduğu konusunda fikir veriyor. Deyrezor ve Rakka’dan gelip Halep ve Türkiye sınırına giden yük kamyonları ve petrol tankerleri buralarda mola veriyor. Güzergâhtaki araç yoğunluğu, İD’in kontrol ettiği bölgelerle ticaretin boyutlarını da resmediyor. Menbic’e girmeden soldaki tahıl filosu bölgenin en büyüğü. Amerikan uçakları silonun üstündeki katı bombalayarak çökertmiş.
Menbic kendi halinde
Türk hükümetinin YPG’yi uzaklaştırmak için aylardır girmekten bahsettiği Menbic’in nüfusu köyleriyle birlikte 500 bini aşıyor. YPG ve YPJ kent içinde görünür değil. Rastladığımız araçlar Asayiş’e ait. Kent merkezinde neredeyse hiç kontrol noktası yok. Kent kendi halinde, sokaklar hareketli. ABD’nin vurduğu köprüler onarılmaya başlamış. İD’in infazlarda kullandığı anıt teknenin üzerindeki ‘çarmıh’ kaldırılmamış. Kentteki gidişat Menbic Sivil Meclisi ve Menbic Askeri Meclisi’nden soruluyor. Kürtler Apocu bir dönüşümün şartlarını oluşturmaya çalışsa da Arapların tepkisini çekmemek için fazla ortalıkta görünmüyor. Rojava projesi açısından handikap sadece Arap-Türkmen yoğunluğundan kaynaklanan demografik faktörle sınırlı değil, muhafazakar damar El Bab gibi burada da çok güçlü.
Fırat Kalkanı Operasyonu’nun şiddeti kente bir kilometrelik mesafede hissediliyor. TSK’nin elindeki Cerablus ve El Rai coğrafi, demografik ve ekonomik büyüklük açısından Menbic’in yanında küçük birer köy gibi kalıyor.
Kürtlerin Arap, Türkmen ve Ermenilerle birlikte bir düzen oturttuğu Tel Abyad da ölçek açısından Menbic ile kıyaslanamaz. Tel Abyad, İD’den kurtarılırken Arap ve Türkmenlere karşı etnik temizlik yapıldığı suçlamaları ile gündeme gelmişti.
Tel Abyad’da asayiş berkemal
Tel Abyad’ın ahvalini de TEV-DEM Dış İlişkiler Sorumlusu Ömer Alluş’a sordum. Alluş’a göre İD’le bağlantılı olan ya da 2013’te Kürtleri göçe zorlayan bazı aileler dışında bölgeyi terk eden insanlar evlerine dönmüş durumda. Araplar ve Türkmenler yönetime ortak oldu ancak Türkmenler kendilerine ayrılan yerleri doldurmakta zorlandı. Alluş’un mevcut durum, yönetim yapısı ve diğer halklarla ilişkilere dair verdiği bilgiler şöyle:
“Dönmeyenler katliam yapan ve DAİŞ’e katılanlardır. Savaş sırasında Saylem, Hızveyli, Haznevi, Safaviyye, Geyşiş köylerinde evler yıkıldı. Sebebi uçaklarla yapılan bombardımandır. Eğer biz yıksaydık Kuneytra köyünü yıkardık çünkü Kürtleri öldüren aile orada yaşıyordu. Orada tek evin penceresi kırılmadı. Bu köylerin halkı döndü, evleri yıkılanlar bizim temin ettiğimiz çadırlarda yaşıyor. Bu köyler için uluslararası kuruluşlardan yardım istedik ama yapmadılar. (...) Tel Abyad’ı özgürleştirdiğimizde kent boşalmıştı. 18 Haziran 2015’te şehre girdiğimizde günlük 500 paket ekmek asker ve sivillere yetiyordu. Birçok insan sınırda bekliyordu, Türkiye’ye geçmemişti. Ramazan’ın ilk günüydü. İnsanlardan dönmelerini istedik. Halk perişandı, mecburen gelenler oldu. Onlarla ilgilendik, bizden kötülük görmeyince diğerlerini arayıp gelmelerini istediler. Ramazan’ın yarısına kadar halkta korku vardı. Dükkânlarını açmadılar. İkinci yarısından sonra halk dükkânlarını açmaya ve hayat normale dönüşmeye başladı. Aşiret büyükleri bizimle ilişkiye geçti. Önde gelen insanlarla 15 Temmuz 2015’te Rusipiler Meclisi’ni kurduk. Mecliste beş kanaat önderi vardı. İlk toplantıyı bir benzin istasyonunda yaptık. Daha sonra Demokratik Özerklik Meclisi’ni oluşturduk. Bir Kürt kadın ile Arap aşireti Muassaf’tan bir erkek meclisin eş başkanlığını yapıyor. Sağlık, eğitim, ekonomi ve yerel yönetimler gibi alanlarda 11 komite kurduk. Her komitenin eş başkanları var. Her komitede Kürt, Arap ve Türkmen yer alıyor. Türkmen nüfusu az olduğundan katılım gösteremiyor. Sırf çalışmalara katılsınlar diye şehirde onlara evler ayarladık. Köyleri şehre uzak. Mesela İbrahim El Hasan hukuk komitesindeydi. Şimdi Demokratik Suriye Meclisi’nde İlham Ahmed’in yanında eş başkan yardımcısı. Ona ev ve araba tahsis ettik. Maalesef Türkmenlerin çoğu DAİŞ ile birlikte hareket etti. Buna rağmen aile yakınları DAİŞ’e katılmamışsa onları da yönetime aldık. Temel haklar sadece Kürtler için değil. Bu siyasal ve toplumsal örgütlenme projesidir. Amaç sadece bir yönetim oluşturmak değil. Mahalle meclisleri ve köy komünleri kurduk. Türkmen çocuklarına Türkçe dersi vermek istedik ama öğretmen bulamadık. Süluk Belediyesi’ne Türkçe tabela yazmak istedik, yazacak kişi bulamadık.”
Evet, Rojava’da bir hikâye yazılıyor. Bir taraf için umut, diğer taraf için tehdit. Her hâlükârda izlenmeye değer bir hikâye.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları













































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025