Fehim TAŞTEKİN
“Amerika geri döndü. Diplomasi geri döndü.” Joe Biden’dan dünyaya yeni Amerikan müjdesi! Bunu 4 Şubat’ta söyledi, pek çok tarafın yüzü gülümsedi. 18 Şubat’ta İran’la nükleer müzakerelere dönüş için AB’den gelen buluşma teklifine ‘hay hay’ da dedi.
Bu arada başka şeyler oldu. Irak’ta nevzuhur ya da paravan bir örgüt, 15 Şubat’ta Erbil Uluslararası Havaalanı’nın bitişiğindeki Amerikan üssüne roket attı. Sonra 22 Şubat’ta Bağdat’ta Yeşil Bölge’deki Amerikan Büyükelçiliği hedef alındı. Derhal İran parmakla gösterildi. Bunlara misilleme olarak Amerikan ordusu 25 Şubat’ta Irak-Suriye sınırının Suriye tarafındaki Elbu Kemal’de İran destekli Ketaib Hizbullah ve Ketaib Seyyid el Şüheda’nın kullandığı binaları vurdu.
Düşmanlarla hesaplaşma, dostları hizaya getirme stratejisinin temel parametresi; önde diplomasi, arkada sert güç. Bildiğimiz eski Amerika; küresel tahakkümün şirin ve haşin tarafları arasındaki mükemmel eşgüdüm!
***
Biz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bir Selman ve Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi’yi aynı kefeye koyan Biden’ın üç müttefikle tutturacağı yolu kestirmeye çalışırken geri dönen diplomasideki sert peşrev dosta düşmana Amerikan caydırıcılığının çok uzaklara gitmeyeceğini hatırlatıyor.
Amerikan Kongre üyelerinden de afallayanlar olmuş; yetkisiz şekilde Donald Trump gibi savaş çıkartacak hamleler olacaksa diplomasiye dönüş bunun neresinde?
Aynı amaç için Demokratların yaklaşımı biraz daha sofistike, daha maske sever. İlla bir hikmet aranacaksa elbette birkaç nüans çıkar:
- Trump’tan farklı olarak Biden Irak’taki uluslararası koalisyona haber vererek incelik gösterdi. Ortaklarla ortak hareket etme, sorumluluğu ve sonuçları paylaştırma geleneğinin bir parçası. Eskiden Cumhuriyetçiler de bunlara dikkat ederdi.
- Öncesinde Irak hükümeti ile koordinasyon sağlandı. Savunma Bakanı Lloyd Austin’e göre Bağdat’ın temin ettiği istihbarat işe yaradı. Biden zaten saldırıdan iki gün önce Başbakan Mustafa el Kazımi ile görüşmüştü. İki lider saldırganların sorumlu tutulması gerektiği konusunda uzlaşmıştı. Fakat istihbarat paylaşımına dair ifşaat Irak hükümetini biraz sıkıntıya soktu. Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in ansızın Tahran’a gitmesi arada ufak bir yangının çıktığının işareti. Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, Iraklı konuğuna dedi ki; "ABD'nin son saldırıları IŞİD’i güçlendiriyor. İran tekfirci terörün yeniden nüksetmesine izin vermeyecek."
- Hedef seçiminde de bir incelik var sanki. Vurulan yerler Irak değil Suriye’de. Suriye zaten yangın yeri; milisler de ikide bir İsrail tarafından vuruluyor. Güya böylece Irak’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine hürmet edildi. Siyaseten de Haşd el Şaabi’nin Kazımi’yi haşlamasının önüne geçildi.
- Suriye’de Iraklı milislerin vurulmasının İran tarafından da sindirileceği düşünülmüş olmalı. Trump tuttu İran’ın en simgesel isimlerinden birini, Kasım Süleymani’yi öldürdü. Iraklı milislerin ölümü kaç ‘kriz’ eder ki!
- Saldırıda 9 bina yerle bir edilmiş, 2 bina kullanılamaz hale gelmiş ama ölen sadece bir kişi. (Trump’ın emriyle Aralık 2019’da Ketaib Hizbullah’a düzenlenen saldırıda 25 milis ölmüştü.) Irak’la koordinasyonun başka türlü çalıştığına dair bir çıkarıma yol açıyor. Muhtemelen binalar önceden tahliye edildi; Biden’ın işine gelen bir durum olmalı.
- Olay Suriye’de gerçekleştiği için birkaç dakika öncesinden Ruslar da haberdar edilmiş.
Yani çok ‘anlayışlı’ bir saldırı. İşte Demokrat farkı!
Mademki diplomasi geri döndü; gerilim ölçülü olmalı ki İran’a açılması hedeflenen o kapı kapanmasın!
Bir iddiaya göre Biden yönetimi, Tahran’da Amerikan çıkarlarını temsil eden İsviçre aracılığıyla saldırının orantılı olduğu mesajını iletti. Tahran da bunu büyük bir mesele yapmadı. İran’ın BM Özel Temsilcisi, ABD ile gerilim istemedikleri mesajı verdi.
Tahran’la nükleer müzakereyi dönüşü tehlikeli bulan İsrail ve Körfez’deki ortaklara da “Nükleer anlaşma ayrı İran’ın Orta Doğu’daki faaliyetlerine karşı politika ayrı, endişelenmeyin” denilmiş oldu. Zaten İran’la 42 yıllık düşmanlığın nükleer anlaşmaya dönüş sayesinde sona ereceğini bekleyen de yok.
***
Demokrasi ve insan hakları soslu diplomasinin sofistikeliğini yolda bırakacak zayıflıklar da yok değil. Malum Amerikan dış siyasetinin süzme özünü çifte standartlar oluşturuyor.
- İran’ın BM denetimine açık nükleer programını yaptırım, saldırı tehdidi ve siyasi baskıya gerekçe yaparken İsrail iki yıldır Orta Doğu’nun yegâne nükleer bomba fabrikası Dimona’da tesislerini büyütmekle meşgul. Yaptırıma konu olmayı bırak BM denetimi bile mevzu bahis edilemiyor.
- Biden Yemen savaşına artık silah satmama kararı alıyor ama Suudi-Emirlik koalisyonunun ülkeyi açlığa, sefalete, yıkıma sürükleyen saldırılarına sesini çıkarmıyor. Daha dün Hudeyde’de Suudi hava bombardımanında bir aile yok edildi. Biden’ın Suudi Kralı Selman’a verdiği mesaj, Yemen krizinin Suudilerin desteği olmadan çözülemeyeceği yönünde! Yemen’de üç maymunu oynayıp Suriye’de celalleneceklerdir çünkü bu ülke rakip takımdan.
- Amerikan siyaset guruları öteden beri diyor ki petro-dolar düzeni ve İran’ı kuşatmak için Suudi Arabistan’a ihtiyaç var. Veliaht Prens Muhammed bin Selman (MbS) bu zemindeki ortaklığı sürdürecek azim ve iştahta birisi. Tam kral olacak adam! O yüzden Cemal Kaşıkçı cinayetinde MbS’nin kanlı elini sakladılar. Biden bir tutarlılık gösterisi olarak cinayet emrini MbS’nin verdiğini not eden CIA raporundaki sansürü geçen Cuma kaldırdı. Ama bunun gerektirdiği yaptırım konusunda ikilemi aşamadı. Biden’ın kestiği ceza cinayete karışan birkaç kişiye vize yasağı koymak ve MbS ile görüşmeyi Savunma Bakanı’na havale etmekten ibaret. Fakat Kongre’de Demokratlardan gelen baskı karşısında bugün bir şeyler açıklamak zorunda kalacak. Bakalım ne çıkacak? Birkaç gün önce Reuters, Suudilerin savunma kapasitesine destek taahhüdü korunurken saldırı amaçlı silahların satışına kısıtlama gelebileceğini yazdı.
Her ne olacaksa da Suudilerle ortaklığın sarsılmamasına özen gösterilecek. MbS krizi bingo olduğu halde Merkez Kuvvetler Komutanı General Kenneth McKenzie 19 Şubat’ta Suudilerle ortaklığın önemini teyit eden bir açıklama yaptı. McKenzie İran’la olası düşmanlık halinde Suudi Arabistan’da ‘çekilme-destek’ amaçlı yedek üsler aradıklarını söyledi.
- İsrail’in Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarındaki işgalini destekleyen; Trump yönetiminin BM kararlarına aykırı aldığı kararları teyit eden Biden yönetimi, Ruslarla uğraşmaya yeminli olduğu için şunu diyebiliyor: “Kırım’ın işgali uluslararası düzene küstahça bir hakarettir. Rusya’yı işgali derhal sona erdirmeye çağırıyoruz. İlhakı asla tanımayacağız.”
- Yine Biden Yemen, Suriye, İran, Venezüella ve Küba’yı vuran insanlık dışı yaptırımları da sürdürmede kararlı gözüküyor.
Tekrar sert güç gösterisine dönersek; “Diplomasi geri döndü” sözünü anlamsızlaştıran bazı tuzak adımlara değinmek lazım.
Trump’ın Süleymani suikastı ile büyüttüğü misilleme döngüsü İran’ın asimetrik savaş kararlılığını besliyor. Halbuki hedef bu kapasiteyi düşürmekti. Biden ilk saldırı emriyle Trump’ın kurduğu tuzaktan kaçamadı. Amerikan saldırısından sonra İsrail’e ait MV Helios Ray gemisi Umman Körfezi’nde vuruldu. İsrailliler İran’ı işaret ediyor. Bu, Elbu Kemal’e karşılık mı? Olmasa da intikam defterinde bir sürü çentik mevcut.
Irak’taki Haşd el Şaabi grupları ya da Yemen’deki Husilerin eylemlerinin tamamen İran’a bağlanması da sorunları çözmeyi zorlaştıran ayrı bir tuzak. İran’ın kimi ne kadar kontrol ettiği tartışmalı. İran Husilere arka çıksa da Yemen’deki çatışmalar hepten bir vekalet savaşına indirgenemez. Buradaki en eski ve en temel sorun Suudi Arabistan’ın Yemen’i kontrol etme savaşıdır. İran ekrana olduğundan çok büyük yansıyor. Irak’ta da ABD’yi ülkenin her açıdan yıkımından ve El-Kaide/IŞİD’in doğuşundan sorumlu tutan gruplar az değil. Bunlar ABD’yi işgalci olarak görüyor. Elde “ABD’ye çekil” çağrısı yapan bir meclis kararı da var. Tahran yönlendirici ve katalizör olabilir ama İran’ın çıktığı bir denklemde de bu direnç belli ölçülerde sürebilir.
İran’ın ‘ulusal gurur’ meselesi yaptığı nükleer konuda sessizce diplomasiye geçmek yerine eşik yükseltme taktiği de üçüncü bir tuzak.
Biden, ABD’nin tek taraflı çekildiği nükleer anlaşmaya (JCPOA) uyulması şartını İran’ın önüne koşul olarak getiriyor. İranlıların tezi açık; diyorlar ki “Biz imzacı ülkeler yükümlülüklerini yerine getirmediği için anlaşmanın 36’ncı maddesine dayanarak kendi yükümlülüklerimizden bazılarını askıya aldık. ABD anlaşmadan çekildiğine göre söz söyleme hakkına sahip değil. Önce anlaşmaya dönmeli.”
***
Velhasıl Trump’ın ‘azami baskı’ stratejisine eşlik eden tehlikeli hırçınlık Biden’ın akıllı diyalog stratejisi için de bir enstrüman.
Bu salvolar gerilime bağışıklığı olan tarafların masaya oturmasını engellemeyebilir ama Orta Doğu’nun üzerine çökmüş laneti kaldıracak bir diplomasi kalibresinden söz etmek hayal olur. Önceliğin diyaloga verilmesi, Amerikan siyasetinin temel parametrelerinde köklü değişikliklere yol açmıyor. ABD’nin yol açtığı ya da körüklediği Suriye, Libya ve Yemen’deki savaşları bitirecek bir diplomasiye dönüşten söz edilebilir mi? En basitinden BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi Yemen’deki durum için “Milyonlarca aile için ölüm cezası” tanımını kullanıyor. Diplomasi henüz bunlar için dönmüş gözükmüyor.
Biden uyumlu diktatörler ve monarşilerle ortaklık geleneğine ne kadar parantez açabilir? Biden’ın demokrasi ve insan haklarını bir enstrüman olarak öne çıkarması Amerikan siyaset birikimi ve geleneğine uygun bir tercih. Arıza çıkartan ortaklar böyle hizalanıyor, hasımlar bu araçlarla sıkıştırılıyor. Fazlasını ummak çok devrimci bir hayal olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025