Fikret Bila
Birçok kadın cinayetinde olduğu gibi Ceren Özdemir’in cezaevinden firar etmiş bir cani tarafından öldürülmesinde de devletin önemli ihmali vardır.
Yakalandıktan sonra "silah çalabilseydim daha çok kişiyi öldürecektim, bıçak çalabildim" diyen, Ceren’den sonra da öldürmek için "av aradım" diyebilen bir caninin neden yarı açık cezaevine nakledildiği sorgulanması gereken bir konudur.
Yarı açık cezaevlerinden firarın daha kolay olduğu, ayrıca mahkûmların izinli olarak dışarıya çıkabildikleri bilindiği halde, daha önce bir çocuk öldürmüş, 12 ayrı suçtan sabıkalı Özgür Arduç nasıl yarı açık cezaevine çıkarılabiliyor?
Eğer firar ettiyse, bu firarı nasıl gerçekleştirmiş ve bu kadar tehlikeli birinin yakalanması için ne yapılmıştır?
İlgili bakanlıklar bu soruları aydınlatıcı bir biçimde yanıtlamalıdır.
İyi hâl indirimi kaldırılmalı
Her biri vicdanları sızlatan kadın cinayetleri yetmiyormuş gibi bir de faillere iyi hâl veya tahrik indirimi uygulaması kabul edilebilir bir düzenleme değildir.
Türk Ceza Yasası failler için iyi hâl indirimi öngörüyor.
Yasanın hükmü şöyle:
"Madde 62- (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir."
Görüldüğü gibi "iyi hâl indirimi" cezaları önemli ölçüde azaltıyor.
Son olarak Şule Çet davasında faile iyi hâl indirimi uygulandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis yerine müebbet hapis cezası verildi. Failin yargıç takdiriyle bu maddeden yararlanması, Şule Çet’in ailesi ve avukatları tarafından tepkiyle karşılandığı gibi kamu vicdanını bir kez daha yaraladı.
Hazır arka arkaya yargı paketleri hazırlanırken, kadın cinayetlerinde iyi hal indirimi kaldırılmalıdır.
Halk arasında "kravat indirimi" olarak bilinen 62. Madde, kadın katilleri için uygulanmamalıdır. Mahkemeye kravat takarak geldi, yargıca saygılı davrandı diye kadın katiline iyi hâl indirimi uygulanamaz.
Tahrik indirimi de kalkmalı
Kadın cinayeti işlemiş faillerin yararlandığı bir hüküm de "haksız tahrik indirimi"dir.
Türk Ceza Yasası’ndaki düzenleme şöyle:
"Haksız tahrik: Madde 29-(1) "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir."
Namus bahanesiyle işlenen cinayetlerde failler çok kez bu hükümden yararlandılar. Kadın cinayetlerinin hemen hepsinde failler ve avukatları cinayetin "haksız tahrik" koşullarında işlendiğini savundular.
Bu hükmün kamuoyunda yarattığı tepki nedeniyle Türk Ceza Yasası’nda yapılan düzenleme ile haksız tahrik indiriminden yararlanmanın yolunu kapatmak için töre cinayetleri kasten adam öldürme halleri arasına alındı. Ancak bazı mahkemeler töre cinayeti ile namus cinayeti kavramlarının aynı olmadığı gerekçesiyle, namus bahanesiyle işlenen cinayetlerde yeniden "haksız tahrik indirimi" uygulamaya başladılar.
Türk Ceza Yasası’nda yapılacak bir değişiklikle kadın cinayetlerinde bu kapı da kapatılmalıdır.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021
30.04.2021
14.04.2021
5.04.2021