Hadi ULUENGİN

İsrail ve antisemitizm
23.07.2014
1645

 ASLINDA affedilmez ya... Ama hadi yine de şu şarkıcının “Hitler Yahudilere az bile yapmış” demesini cahilin cüretkârlığına yoralım.

Peki de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın İsrail’i yine aynı Hitler’le kıyaslamasına ne tür bir mazeret bulacağız? Nasıl bir kulp takacağız?

Eh, o başbakan bile işi buraya vardıktan sonra iktidar borazanı durumundaki dinbaz varakpare de sözkonusu Hitler için “seni arıyoruz” cevaplı bilmece hazırlamış, çok mu?

***

EVET çok! Çok, çünkü Türkiye antisemitizmde, yani Yahudi düşmanlığında handiyse dünya şampiyonluğuna oynuyor. İsrail saldırganlığını bahane ederek ırkçılığa cevaz veriyor.

O antisemitizm ki, biraz basitleştirirsek tarihsel olarak üç kökene ayrıştırabiliriz.

Birincisi, dinî nefretten kaynaklanır ve Mesih’in katlini affetmeyen Hıristiyanlıkla özdeşleşir. Bu olgu İslam’da da yok değildir ama İsevilikteki kadar sivrilmemiştir.

İkincisi, Voltaire’inki dâhil aydınlanmacı antisemitizmdir. Musevilerin özümsenmeyi reddetmiş olmasını gericilik olarak damgalar. 19. yüzyıl soluna da epey damga vurmuştur.

Sonuncusu ise sosyal Darwinci nüve taşır ve ırkî önyargılar ekseninde yükselir.

Ve malûm, varıp varacağı yer de yukarıdaki Hitler’in gaz odalarıdır.

***

YAHUDİLİĞİN ne olup ne olmadığına dair çok cevaplı konuya girmeyeceğim ama bugün ülkemizde ayyuka çıkan antisemitizm yukarıdaki unsurların her üçünü birden kapsıyor.

Ekşi ve acı bir bulamaç oluşturuyor ki, şu an için dinî retorikli eğilim ağır basıyor.

Fakat buradaki imânî eksen illâ Kur’ân’î kitabiyatla ilişkilendirilemez.

İslami antisemitizmin dünyada ve Türkiye’de ivme kazanması ilk Siyonistlerin Filistin ’i gasp etmesi ve oradan kovulan mağdurların da din kardeşi olarakalgılanmasıyla başlamıştır.

Sonra İsrail’in ilânı, mülteci tragedyası ve savaşlar falan, gerisini hepimiz biliyoruz.

Artı, orada Kudüs Müftüsü İmam Hüseyni’nin alenen Nazi üniforması giymesi; burada ise Kemalist laiklerin Çıfıt dölüaddedilmesi, ülkemizdeki dinî antisemitizmi üçüncü şıktaki ırki Yahudi düşmanlığıyla kan kardeşi kılmıştır. Doğan habis damar da işte hâlâ sürüyor.

Nitekim hatırlatayım, Trakya pogromunun elebaşısı Cevat Rıfat Atilhankafatasçılığına rağmen ümmetçi Büyük Doğu dergisinin yazarıydı ve İslam Demokrat Partisi’ni kurmuştu.

***

ÖTE yandan, dinperest Yahudi düşmanlarının sandığının tersine hem o Kemalistler, hem de bugün onların uzantısı durumundaki ulusalcılar çoğu kez antisemit karakter taşıdılar.

Burada kâh ikinci şıktaki “aydınlanmacı”, kâh da yine ırkçı refleks devreye girdi.

Sözkonusu 1934 pogromunu, “vatandaş Türkçe konuş” dayatmalarını, yarı-resmî Cemal Nadir karikatürlerini, Varlık Vergisi’ni falan zaten geçiyorum...

Fakat yukarıdaki İslamcılar daha dün, zehir hafiye kesilerek mezar taşlarında “gizli Musevi”(!) keşfeden ve namevcut bir “Sabetayizm” (!) örgütlenmesi icat eden şu şarlatan ve şaklaban profesör bozuntusunun çirkef ırkçılığına mal bulmuş Mağribi gibi atlamadılar mı?

Ona müritlik ve ulusalcılığaideologluk taslayan şu malûm dezenformasyon ajanı Efendi namı altında üstadının Yahudi nefretini ve komplo teorisini daha da sinsi seviyede kustuğunda ise aynı dinbazlar bu bezirgân uydurmasına da yine dört elle sarılmadılar mı?

***

O hâlde şöyle diyebiliriz: Siyonist Devlet’in tabii ki kınanması gereken saldırganlığına karşı çıkarken işi insanlık suçu bir Hitlerhayranlığına bile vardırmaktan utanmayan İslamcı antisemitler aslında reddettiklerini sandıkları modernite ideolojilerinin peşinden koşuyorlar.

Dolayısıyla da İsrail’in kendine yönelik her eleştiriyi antisemitizm diye suçlamak bahanesine çanak tutuyorlar ki, bunu önlemek önce yukarıdaki suçla uzlaşmamaktan geçiyor.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar