Hilâl KAPLAN
Ramazan, şeytanların bağlandığını gerçekten hissettiğiniz, bu nispette de ibadet ve taatta bulunulan, oruçlu ağızlarla hatimlerin indirildiği, teravihlerin gece namazlarına karıştığı, fitre ve sadakanın en çok verildiği müstesna bir ay. Ancak Ramazan'ın müstesna olması, bu ay içerisindeki hal ve hareketlerimizin istisna olmasını gerektirmiyor, gerektirmemeli. Lâkin görebildiğim kadarıyla, Ramazan'a kullukta kusur edilmemesi gereken bir ay muamelesi yapıp, sonrasında kulluk vazifelerini ihmal etme ve hatta askıya alma davranışı da ne yazık ki göz ardı edilemeyecek kadar yaygın.
Namaz içerisinde en sık yapılan dualardan birisi istikâmet üzere olmaktır. Sadece farz namazlarını kılan Müslümanlar bile günde 17 kez "Bizi sırât-ı müstakîme ilet" diye dua ederler. Demek ki Allah'ın en çok kendisinden istememizi dilediği nimetlerden birisi istikâmettir, "nimet verdiklerinin yolu"ndan ayrılmamaktır.
İstikâmet, En'am sûresinde şu şekilde tarif edilmektedir:
151: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.
152 - Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa âdil olun ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir.
153 - İşte benim doğru yolum budur; ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. (Azabından) korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir. (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
Kur'an-ı Kerîm, Hz. Yusuf'un (a.s.) bile Allah katından bir işaret olmasa dosdoğru yoldan sapabileceğini bize bildirirken, canının çektiği her şeyi yapmak, her yöne savrulmak, yanlış olduğunu bile bile deneyip yanılmak isteyen, kötülüğü emredici nefs sahipleri sıradan kulların eksiksiz, istisnasız ve tereddütsüz, her dâim doğru yol üzere olması nasıl zor bir imtihandır, tekrar düşünmek gerekir. Ve tekrar Allah'ın kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemeyeceğini de hatırlamak gerekir. Yani eğer istikâmetten ayrılıyorsak, bu gücümüzün yetmediğinden değil, bilâkis kendi irademizle Allah'ın ipini bıraktığımız içindir. Esfeli sâfilînden ahseni takvîme uzanan bu çetin yolda kendi kendimizi kaybedip, pişman olduğunda "Allah'ım, beni bul" diye yalvaran şaşkınlarız aslında.
Rab, tüm kâinatı istikâmet üzere yaratmıştır. Atomaltı dünyadan hayvanlar âlemine kadar her şey, O'nun arzu ettiği hal üzre varlığını sürdürmektedir; insan hariç. İnsan hüsrandadır, yanılmıştır, yoldan sapmıştır. Ama yine insan doğru yolu seçme iradesine sahip olandır.
İstikâmet üzere olmakta belki de en az zorlandığımız Ramazan ayı, her yıl bize bahşedilen kıymetli bir imkândır. Allah hakkıyla sadece Ramazan'ı değil, bir ömrü idrak etmeyi nasip etsin.
İslâm ümmetinin bayramı mübarek olsun.
Not: Aslında bugün muhterem Hayrettin Karaman Hocaefendi'nin "İsme değil, maksada bakalım" yazısında göndermede bulunduğu "Neden İslâmcı değilim?" başlıklı yazıma ilişkin değerlendirmelerini ele almayı düşünüyordum. Fakat bayram günü İslâmcılık tartışmasına devam etmek içimden gelmedi nedense. Sonraki yazımda konuya geri döneceğim inşallah.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Serdal Serçe
Yemek tarifi yazarken bile sola küfreden birinin köşesinin adının solaçık olması ironidir. Sağ Bek çok yakışır...