Leyla İPEKCİ
AK Parti'ye oy veren seçmenin bir kısmı her ne kadar Erdoğan'a –tıpkı her güçlü lidere olduğu gibi- kayıtsız şartsız destek verse de, araştırmalara göre yüzde ellisi yolsuzlukların yapıldığına inanıyor. AKP seçmeninin yine yabana atılamayacak bir kısmı da bu partinin şehircilikle ilgili politikalarını uzun zamandır eleştiriyor. Kentsel dönüşümün ve neoliberal politikaların gelip dayandığı açmazları açık ve net bir dille ifade ediyorlar. Bunların yanı sıra AK Parti'ye oy verdiği halde Başbakan'ın üslubunun sert olduğunu söyleyenler de az değil.
Şuraya varmak istiyorum: Ak Parti'ye gönül veren insanların pek çoğu için Erdoğan eleştirilebilir bir lider. Çünkü kendilerinden biri. Onlar gibi konuşan, onlar gibi kızan ya da coşan sıradan bir beşer! Eleştirilerden muaf ve kusursuz değil. Her ne yapsa doğrudur veya hiçbir zaman yanılmaz olarak görülmüyor. Aksine yanılabildiği için, kusurlu karar alabildiği ve kimi zaman da kararlarından vazgeçebildiği için kendi hakikatlerini yansıtıyor. Ona gönül verenler aynı zamanda onu eleştirebildikleri için seviyorlar onu.
Yanlış yapmaz, eleştirilemez ve tartışmasız olarak iyidir diye bakılan bir cemaat lideri gibi addedilmiyor Erdoğan. Seçkinci bir sesi yok. İslam'ı, muhafazakarlığı veya demokrasiyi en iyi biz temsil ederiz gibi bir iddiası da yok. Misal, Mısır'daki Mursi rejimine bir vakitler laiklik önermesinin alt metni de henüz okunamadı sanırım.
Dolayısıyla onun bir tür 'manevi şahsiyet' haline gelmesi, şahsına atfedilen 'üstün' özelliklerinden kaynaklanmıyor. Erdoğan'ın kendi şahsiyetini aşan temsili, seçmenlerin onu kutsayıp putlaştırmalarıyla değil, ilk yazımda da belirttiğim gibi, kendi hakikatlerinin sesi olmasında saklı.
Diplomatik, bürokratik, seçkinci liderlerin devleti arkasına alarak kendilerini on yıllardan beri ne çok mağdur ettiğini unutmamış olan kitleler, Erdoğan'ın kimseye boyun eğmeyen ve şarkıdaki gibi 'göründüğü gibi olan' niteliğiyle özdeşlik kurdukları için ona oy verdiler. Onun gücüne tapıp onu insan olarak putlaştırdıkları için ya da onun gücünden korkup otoriteye boyun eğdikleri için değil.
İktidarı şahsileştirmekle suçlanan Başbakan, giderek çoğunluğun hakikatini simgeleyen bir 'manevi şahsiyet'e dönüştü demiştim ilk yazımda ve bunu sonraki yazılarımda açacağımı belirtmiştim. Bu vaadimi yerine getirdiğimi umuyorum. Bununla birlikte şu da var:
Hukuk dışı yöntemlerle olduğu kadar etik dışı yöntemlerle de kendini saklayarak, olduğundan farklı göstererek devletin en üst mercilerini dinleyenlere ve tapeleri yayınlayanlara karşı alınacak her önlem özellikle dışarıda demokrasiyi tehdit eden faşizan bir yöntem olarak okunacaktı. İşte bunun ayrımında olan geniş kitleler, 17 Aralık operasyonunu bir yolsuzluk skandalından ziyade memleketin istikrarına, geleceğine ve algısına yönelik bir art niyet girişimi olarak okudu.
Devletin içinde vatandaşın parasıyla maaş alan ama onun en yüksek organlarını illegal yöntemlerle dinleyerek başka ülkelerin istihbaratına jurnalleyebilecek olan oluşumlar karşısında durdu. Çünkü Etyen Mahçupyan'ın sözleriyle; 'yolsuzlukların varlığı bir rejimi demokrasi olmaktan çıkarmıyor. Ama bürokratik mekanizmalar üzerinden darbe girişimini doğallaştıran bir muhalefet o rejimi demokrasi olmaktan çıkarıyor.'
Elbet biri diğerinin alternatifi değil. Fakat özellikle Kürt açılımı ile toplumsal barışı tesis etmeye çalışanlara engel olmak, bugünlere dek hep devlet tarafından mağdur edilmiş insanların kendi hayatlarına kast etmek demekti. En başta da otuz yıl sonra ilk kez tüm tehdit ve şantajları bertaraf ederek devlet adına müzakereler yürütmeye devam eden ve evlat kanını dökülmekten kurtaran hükümete karşı...
Bir de şu açıdan bakalım: Bugün Türkiye'deki seçim sonuçları AK Parti'nin giderek yaygınlaşan seçmen kitlelerine eriştiğini gösteriyor. İktidar partisinin yüzde 40'dan fazla oy aldığı il sayısına ve yüzde 10'un altında oy aldığı il sayısına bakarak bunu anlayabiliyoruz. Tahmin edileceği gibi ilki çok yüksek, diğeri çok düşük. Yani AK Parti'nin yaygınlaşma oranı önceki seçimlere göre artışa tekabül ediyor.
Bu orana bakarak AK Parti'nin hakim siyasi parti olduğunu ve çoğulculuk açısından sorun teşkil ettiğini söylemek ilk bakışta mümkün. Fakat bu parti ne sadece kimlik temelli bir siyaset güdüyor, ne sadece sınıfsal, ne sadece ideolojik. Ne emperyal güçleri tam karşısına alıyor, ne onların güdümünde davranıyor. Ne küreselliği reddediyor, ne yerelliği. Buna bir de hizmet ve icraatlarını ekleyelim.
Görünen o ki, AK Parti'ye oy veren seçmen oranının yaygınlaşması ona oy verme gerekçelerinin çeşitlenmesiyle de epeyce alakalı. Bu yüzden artan AKP oylarının ille çoğulculuğu tehdit anlamına gelmeyebileceği üzerine düşünmeye devam etmeliyiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018