Markar ESAYAN

Aklı olan bu çağrıya uyar...
14.08.2014
1913

 Büyük badirelerden sonra nihayet ülke sırat köprülerini aştı ve iradesine yönelik tüm saldırıları bertaraf etti. Halk, Erdoğan ve Demirtaş'ın oylarını topladığınızda yüzde 62 gibi rekor bir oranla Yeni Türkiye'nin önünü açtı, 'Bu projeyi destekliyorum' dedi.

Yeni Türkiye bir retorik veya içi boş siyasi bir slogan değil. Yeni Türkiye her şeyden önce ülkenin uzaktan veya yakından güdülmesine artık son vermek demek. Çankaya'nın doğrudan milletin korumasına alınmasıyla, geçiş için önemli bir manivela daha Erdoğan üzerinden halkın eline geçti. Erdoğan bu makamı hak etti. Çünkü milletten aldığı yetkiyi, yaralanmayı, berelenmeyi, hatta çok daha fazlasını göze alarak vesayet odakları ile paylaşmayı reddetti. Tarihin bu özel anında Çankaya özel bir liderin komutasına geçti.

Önümüzde, hem siyasal, hem sosyal, hem de ekonomik hayatıyla yeni bir paradigma açılıyor. Dolayısıyla hükümetin, müstakbel başbakanın, bir kurum olarak AK Parti'nin ve temenni edilir ki muhalefetin de buna göre bir zihin sıçraması yapması gerekiyor. Erdoğan bu zihin sıçramasını başlattığı için sadece partinin değil, ülkenin, hatta bölgenin lideri. AK Parti dahil tüm diğer parçaların buna uyum göstermesi gerekiyor.

Çünkü bu ortak aklın ve bin yıla uzanan ama son 90 yılda ağır hasar alan birlikte yaşama kültürünü diriltme arzusunun tezahürü. Çünkü hayat ve son 12 yıl bize göstermiştir ki, restorasyonlarla veya orta sınıfın zenginleşmesiyle süreç garanti altına alınamıyor. Sadece 17-25 Aralık darbesi bile, demokratik kurumsallaşmanın ve eski Türkiye ile hiç korku duymadan köprüleri atma gerekliliğinin kanıtıdır. İşte Erdoğan bunu yapmaya talip. Çünkü bu talep olması gerektiği şekliyle tabandan yukarı doğru iletiliyor.

Erdoğan seçim zaferinden sonra bence siyasi hayatının en güçlü balkon konuşmasını yaptı. 30 Mart'ta beklentilerin aksine daha tavizsiz konuşmuş ve eleştirilmişti. Oysa pespaye bir darbenin savuşturulmasının ilk yarısını tamamlamıştı ve darbecilerle uzlaşmayacağını göstermesi isabetliydi. Önünde kim bilir nice rezaletin sergileneceği çok önemli bir Çankaya seçimi vardı.

Ama ikinci yarıyı da zaferle tamamladı. Yeni Türkiye'nin manifestosu olan bu konuşmanın bir kısmını aşağıya alıyorum.

'İşte onun için bütün kalbimle söylüyorum ki milletimiz içinde 77 milyonun her bir ferdi içinde bu seçimin mağlubu yoktur. Milletimiz içinde bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden vardır statüko kaybetmiştir. Elbette vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır. Elbette kirli siyaset ve siyaset dışı güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır. İnanıyorum ki muhalefet bugünden itibaren politikalarını gözden geçirecek ve yeni Türkiye ile örtüşen bir siyaset tarzı inşa edilecektir. Ancak bize oy vermeyenler bizi onaylamayanlar bizi sevmeyenler bu seçimin mağlubu değildir. Bugün onlar da kazanmıştır. Kardeşlerim gönülden ifade ediyorum. Bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım diyorum. Eski tartışmaları eski Türkiye'de bırakalım istiyorum. Gerilimleri çatışma kültürünü sanal sorunları eski Türkiye'de bırakalım istiyorum.

(...)

Bize diktatör diyenler, lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bize otoriter diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bizi tek adam olmakla baskıcı olmakla mahalle baskısı yapmakla itham edenler lütfen kendilerini samimiyetle sorgulasınlar. Kendilerini seçkin, kendileri dışındakileri sıradan görenler, başkalarını cahil görenler, lütfen vicdan muhasebesini yapsınlar.

(...)

Hepimiz aynı ecdadın, aynı kültürün ve aynı medeniyetin aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Yaşam tarzlarımız farklı olabilir. İnançlarımız mezheplerimiz etnik köken ve dillerimiz farklı olabilir. Ama biz hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz bu ay yıldızlı bayrağın gölgesi altındayız. Müslüman Hristiyan Musevi Süryani Ezidi'den önce Türkiyeli vardır. Alevi'den Sünni'den önce Türkiyeli var. Türk Kürt Arap Laz Gürcü Boşnak Çerkez, Rum, Ermeni'den önce Türkiyeli vardır. Ortak değerlerimizi öne çıkararak yeni bir istikbali inşa etmek istiyorum. Bugün her birimiz kendimizi vicdan muhasebesine tabi tutalım. Muhalefetin korkutma gerilim siyasetini bir kez daha sorgulayalım. Bugün bir kısım medyanın pompaladığı korku ve kutuplaştırma siyasetini bir kez daha samimiyetle sorgulayalım diyorum. İnanın bu sorgulamayı samimiyetle yaparsak, Türk Kürt Laz Çerkes vesaire hepsinin başörtülü, başı açığın da ne kadar ortak yanı olduğunu daha iyi göreceğiz.'

İki büyük zaferden sonra, yani en güçlü olduğu anda, kendisine her türlü linçi yapan, bunun için yasadışı, üzerinde oynanmış dinlemeleri bile kullanan, devletin güvenliğini riske atan, paralel yapının yedeğine giren muhalefete 'Lütfen' diye seslenen bir 'diktatör' var karşımızda ve 'Gelin Yeni Türkiye'yi birlikte kuralım' diyor.

Ermeni ve Rumlara yönelik sözleri kasti şekilde çarpıtılarak saldırılara maruz kalmış bir lider, Türkün, Ermeninin, Rumun ve Kürdün eşitliğinden, Türkiyeliliğinden bahsediyor. Yeni Türkiye'nin kodlarını, yüz yıllık bir gecikmeyle doğru bir paradigmaya oturtarak veriyor. 'Ben bu işe koyuldum, Çankaya'ya keyif çatmaya değil, Yeni Türkiye'yi inşa etmek için çıktım, bana omuz verin' diyor.

Bu çabaya muhalefetin ve onların Erdoğan nefreti ile çıldırttığı tabanlarının cevap vermesi, istasyondan kalkmak üzere olan değişim trenine son vagona da olsa yetişmek anlamına gelir.

AK Parti parçalanmayacak, Erdoğan yalnızlaşmayacak, oyun bitti... Ayaklanma siyasetle bastırıldı. Darbeciler itibarsızlaştı, deşifre oldu.

Kafile yola çıktı ve bu yolun dönüşü yok.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar