Mehmet Ocaktan
Siyasi tarihimizdeki bütün yeni başlangıçlar her zaman yeni umutları ve beklentileri de beraberinde getirmiştir. Uzun süredir Türkiye’de siyasetin yaşadığı derin problemler yüzünden, toplumun siyasetle bağının giderek zayıfladığı bir gerçek.
Epey bir süredir siyasete ilişkin beklentileri dillendirmenin bile neredeyse sakıncalı hale geldiği bir ortamda, insanlar siyasette yeni bir umut rüzgarının esmesini bekliyorlar ama bunu açıkça ifade edemiyorlardı. Ali Babacan ve arkadaşlarının yeni parti çalışmalarını dillendirmeye başladıkları ilk günden bu yana, insanlar açıktan yüksek sesle dillendirmeseler de Babacan’ın Türkiye’nin halen yaşamakta olduğu sorunlara çözüm üretebileceği konusunda güçlü bir kanaat var.
Tanıtım toplantısında konuşurken gördük ki Ali Babacan ateşli bir hatip değil, bir demagog da değil. İlk kez bir genel başkan olarak konuşma yapıyor. Muhtemelen insanların aklında bazı sorular oluşacaktır. Acaba toplumda yüksek perdeden konuşmayan, kitlelerin duygularını coşturmayan bir siyasi lider olabilir mi?
Eğer zihniniz hala meydanlardan, ekranlardan parmak sallayarak hamasi nutuklar atan, toplumu “vatansever” ve “hainler” şeklindeki sloganlarla ikiye bölen siyasi liderlere ayarlıysa, Ali Babacan’ın size söyleyeceği bir şey yoktur.
Dolayısıyla alıştığımız geleneksel siyasetçileri unutalım. Babacan sakin, ne söylediğini bilen ve söylediklerine öncelikle kendisi inanan bir lider. İnsanlar Babacan’ı dinlerken, “yaşa”, “varol” sloganları atmıyorlar belki, ama söylediğini iyi anlıyorlar.
Babacan öyle sesini yükseltmeden, kulaklarımızı rahatsız etmeden yaşadığımız sorunları sakin bir üslupla tane tane ama en keskin cümlelerle ifade etti:
*Ülkemizde adalet yaralı, demokrasimiz yaralı, halkımız ne kadar haykırsa da sesini duyuramıyor. Korku siyaseti, polemikler, kavgalar hepimizi yordu.
*Bizim için siyaset, dürüstlüğün ve erdemin her şartta geçerli olmasıdır.
*Bizim için siyaset, hukukun üstünlüğünün, kuvvetler ayrılığının geçerli olduğu bir demokratik sistem inşasıdır.
*Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyeceğiz.
*Bizler siyasetin sürekli olarak dışlayıcı, ötekileştirici bir dil kullanmasına karşıyız.
*Farklı kimlikleri, farklı fikirleri zenginlik olarak değerlendiriyoruz. Herkesin yaşam tarzına sonuna kadar saygılı olacağız.
*Türkiye tek bir akla dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir.
*Yeterince üzüldük, yeterince yaralandık, artık buna izin vermeyeceğiz. Derdinize ortak arıyorsanız, biz DEVA’yız.
Ali Babacan’ın konuşması, Türkiye’nin ekonomiden siyasete, adaletten eğitime kadar her alanda yaşadığı çaresizliğin fotoğrafını net olarak ortaya koyuyor. Uzun çalışmalar sonunda ortaya çıkarılan parti programı da son derece kapsamlı. Öyle ki yarın iktidar söz konusu olsa, hükümet programı da ayrıntılarıyla hazır demektir.
Ancak DEVA partisinin işi hiç de kolay değil. Çünkü iktidar yandaşı medya, daha ilk günden itibarsızlaştırma kampanyasına başladı bile... Neyse ki yandaş medya nezdinde “akıl” çok önemli bir meziyet olmadığı için, onlar karalama kampanyalarıyla daha çok muhalefeti parlatıyorlar. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş örneklerinde olduğu gibi... Muhtemelen Ali Babacan’ın partisi için de böyle parlak başarılara imza atacaklardır...
Ama bilmek gerekiyor ki, medya kontrol altında olduğu için DEVA partisine bu mecralar tümüyle kapalıdır. Dolayısıyla bütün yük Ali Babacan’ın omuzlarındadır. Öyle anlaşılıyor ki, teşkilat oluşumu tamamlandıktan sonra Babacan çarıkları çekip karış karış Anadolu’yu dolaşıp sesini duyurmak zorundadır, başka bir çaresi de yok...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
22.09.2025
19.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
5.09.2025
27.08.2025
18.08.2025