Melih ALTINOK
1995’ten beri evlatlarını arayan Cumartesi Anneleri geçtiğimiz hafta 400. kez Galatasaray Lisesi önünde biraraya geldiler.
Onlar için bir de kampanya yapıldı. Destek veren “ünlüler” arasında, annelerimizin polis tarafından yerlerde sürüklenerek dövüldüğü 90’ların o utanç günlerinde de sesini çıkartanlar var.
Bu tutarlılıkları, dertlerinin ceberut rejimin muhalifler üstündeki baskıları olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Ne var ki o günlerde de köşeleri, TV programları olduğu hâlde bu büyük drama “gık” bile demeyenlerin de kampanyaya dâhil olduğunu görüyorum.
“İyi ya ‘aydınlanmışlar’ işte” diyebilirsiniz. Elbette “tutarlılık” denen şeyin “hatada ısrar” olduğunu söylemiyorum. Ortada insan hakları savunuculuğuna, demokratlığa bir “ricat” varsa, bu, sözkonusu değerleri savunan birini ancak mutlu edebilir.
Ama arkadaşım kör sağır değiliz; dilsiz hiç değiliz ya.
Hadi, 17 bin faili meçhulün yaşandığı günlerde “terörist” dediklerinizin bugün sendikacı, öğrenci, siyasetçi olduğunu anladınız diyelim. Peki ya, o lisenin önünde toplanan annelerin, evlatlarını kaybedenlerin hâlâ arkasında durmanızı nasıl açıklayacaksınız?
“İddia edilenler” diye tekrarlamayı bırakın. İddiaysa bile, niçin masumiyet karinenizi, “masumlar” için de değil de bu çok ciddi iddiaların muhatapları için konuşturuyorsunuz?
Niye darbe sanıklarının, JİTEMcilerin yargılandığı davaların “kahramanlarına” köşelerinizden açık mektuplar yazıyorsunuz? Bu davaları AK Parti’nin gizli ajandasında bir kalem sayıyorsunuz?
Üstelik de bunu, elbette azı çoğu olmaz ama, hiç olmazsa faili meçhuller, insanlar adlarını tek tek sayabilecek kadar azalmışken yapıyorsunuz.
O anneler ve kaybolmuş, kaybolacak evlatları, demokratikleşme, sivilleşme azıcık umurunuzda olsa, bu davayı başından beri sahiplenenleri bırakır, yanı başınızda, sizlerle saf tutanlara atarlanırdınız.
Çünkü faili meçhullerin, kaybetmelerin, Hayata Dönüş Katliamlarının neredeyse tamamının yaşandığı dönemde iktidar olan “sosyal demokrat” partilerin üyelerini, destekçilerini görüyoruz “reklam filmlerinde”, eylemlerde.
Darbe sanıklarının, kontrgerilla şeflerinin istirahatgâhını, Auscwitz’e benzeten “demokratlar” da ön saflarda maşallah.
Ama siz eleştiri oklarınızın alayını, bu ayıpta suçlu değil, aydınlatmakta ağırkanlı olan şimdiki siyasal iktidara yöneltmenin konforundasınız.
Ha bir de hükümete bu sorumluluğunu küfür etmeden hatırlatan aydınlara, sanatçılara, yazarlara çemkirmekle meşgulsünüz.
O zor günlerde Cumartesi Anneleri’nin yanında yer alıp, bugün de aynı çizgide, katille, katilin peşine yeterince hevesli düşmeyeni ayırana dikmişsiniz gözünüzü.
Bereket hedef tahtasına oturtmaya çalıştıklarınızı tanıyoruz.
Mesela siz dilinizi içinize tepmişken, 1995’te Aktüel’e kapak olan ve anneler için “Cumartesi Türküsü” yakan Sezen Aksu.
Şimdi de her konuda olduğu gibi aynı kararlılıkla, annelerimizin sesine ses vermek boynunun borcu olan Başbakan’ı “muhatap” alıyor.
Ama emin olun bu cesur insanlar, meçhullerin faillerinin dostlarıyla aynı karede yer almak istemedikleri için annelerimizin 400. haftasına katılmadılar.
Cumartesi Annelerine bu karanlık desteğin, haklı eylemlerini gölgelememesi için bir önerim var.
401. buluşmalarını evlatlarının faillerinin pek çoğunun bulunduğu adreslerden birine, mesela Silivri’ye taşısınlar.
İşte o zaman kimin derdi gerçek failleri saklamak, AK Parti’ye kinini kusmak, kimin derdi işkencecilerin, evlatlarınızın katilleriyle hesaplaşmakmış, gün gibi ortaya çıkar.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019